Zengin bitki örtüsünün su sesleriyle bütünleştiği Samandere şelalesi; mesire, piknik alanları, doğa yürüyüş parkurları, kamp alanları, orman içi dinlenme yerleriyle bir tabiat anıtı olarak size bütün doğal güzellikleri sunar. Samandere şelalesinde ağaçlar arasından şiddetli akan sular, beyaz köpükler halinde dökülerek cadı kazanı içinde derin kayalıkların arasında adeta kaynamaktadır.
Gölyakanın Güzeldere Köyü'nden geçen bıçkı deresi üzerinde bulunan Güzeldere Şelalesi, 130 metre yükseklikten dökülen suyun doğal coşkusunu değişik ağaç türleriyle renk cümbüşü oluşturduğu güneş ışınları ile gökkuşağını içinde barındıran Türkiye'nin en büyük şelalelerindendir. Ailenizle birlikte piknik ve mesire alanında eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayacak konaklama tesisi de bulunmaktadır.
Düzce'nin 14 km güneybatısında elmacık dağı silsilesinin eteğinde asar, uğur, küçük melen sularının ve yan derelerin oluşturduğu tatlı su gölüdür. Yaklaşık 150 çeşit su kuşu türüne ev sahipliği yapan gölde oluşan eşsiz güzelliği görmek isteyenler için ziyaret edilmesi gereken bir doğa harikasıdır. Gölü kuşbakışı izlemek için 162 basamakla çıkılan, ''Seyir Terası'' denilen Toptepe Yangın Gözetleme Kulesi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Eğer yoğun iş temposundan veya okul stresinden sıkıldıysanız 20.000 metre karelik bir alan üzerinde göze çarpan otantik bir mimariyle kurulmuş bir aile işletmesi olan Binef At Çiftlği, yöresel yemekleri ve birbirinden farklı etkinlikleriyle haftasonunu huzurla geçirebileceğiniz iddialı mekanlardan biridir. Binef At Çiftliği'nde yaparken keyif alacağınız özel binicilik dersleri, özel safari turları, çadır kampı ve kamp karavancılığı keyifle yapabileceğiniz etkinlikler arasındadır.
Eğer rafting tutkunuysanız ya da bu heyecanı tatmak istiyorsanız Cumayeri Rafting Parkuru tam size göre. Cumayeri Rafting, 12 km rafting parkuru ile 12000 metrekare alan üzerinde kurulmuş tesiste rafting sporunun yanısıra kuş sesleri ve su sesiyle rahatlayabileceğiniz bir mekan sunar. İlk defa rafting yapmak isteyenlerin tercih etmesi için en uygun su debisine sahip ve profesyonel rehber eğitmenler eşiliğinde bu sporu güvenle yapabilme olanağı sağlar.
Akçakoca Karedeniz kıyı şeridinde 35 km uzunluğunda geniş ve güzel bir kumsala sahiptir. Akçakoca özellikle 1950'den sonra güzelliğiyle turistik bir yer
haline gelmeye başlamıştır. Bunda özellikle Ankara ve İstanbul gibi büyük
şehirlere 3 saatlik bir uzaklıkta olmasına bağlıdır. Ankara ve İstanbul'dan sonra Zonguldak ve Bursa'dan oldukça turist çekmektedir.
İlçe merkezine 12 km uzaklıkta, Akkaya Köyünde bulunan mesire alanı ağaçların gölgesinde, akan suyun huş melodisiyle ailecek piknik yapılacak bir yerdir. Futbol sahası oyun ve yürüyüş alanları, camisi bulunan mesire alanında her yaştan insan hoşça vakit geçirebilir.
İlçe merkezine 3 km uzaklıkta Göktepe köyü sınırlarındadır. Asırlık ulu çınarları,
yanı başında ki akarsuyu ve tarihi cami sizleri beklemektedir. Mesire alanında
Evliya camisi dışında tarihi hamam kalıntısı ve doğa yürüyüşü yapılabilecek alanlar mevcuttur. Yöresel yemekler yiyebileceğiniz restoranıyla hizmet vermektedir
İlçe merkezine 14 km uzaklıkta bulunan kanyon ve şelale alanında asırlık kayın ağaçlarının bulunduğu doğanın içinde huzurlu bir yürüyüş yapabilirsiniz. Kolay ve zor derecelerden oluşan yürüyüş parkuru ile doğa ve macera severler için şehrin stresinden uzak yemyeşil doğasında güzel vakit geçirebilirsiniz.
Fakıllı Mağarası, Akçakoca şehir merkezine 8 Km. mesafededir. Halen doğal özellikler taşıyan mağaranın içinde çeşitli yönlere giden galeriler, sarkıt ve dikitler vardır. Mağaranın havasının astım ve nefes darlığı hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Akçakoca şehir merkezine 3 Kilometre mesafede, hem tarih hem de doğayı yaşayabileceğiniz, Akçakoca gezinizde görmeniz gereken bir yerdir.
Cenevizliler tarafından inşa edilen kale, günümüzde turizme kazandırıldıktan
sonra, özellikle Akçakoca'da yaşayanların manzarası ile huzur buldukları,
rahatça piknik yapabildikleri, kalenin hemen önündeki masmavi denizi ile
büyüleyen plajdan keyifle denize girdikleri bir yer olmuştur.
Düzce' de konaklayacak insanların tatması gereken çok çeşit yemek bulunmaktadır. Yöresel yemek kültürü ziyaretçilerine eşsiz yemek sunmaktadır. Bunlardan başlıcaları; Arnavut Böreği, Şıl Börek, Göbete ve Mantısı, Katlama, Sarı Burma, Su Böreği, Boşnak Böreği, Gözleme, Haluj, Mamursa, Kara lahana yemeği, Mısır ekmeği, Hamsili Pilav, Bazlama, Tavuklu Keşkek, Kaldirik, Isırgan Yemeği, Çerkez Tavuğu, İsli Balık, Melengüççeği Tatlısı, Mamalika ve Tembel Karı Makarnası sayılabilir. Kültürel bakımdan zengin olan Düzce'nin yemek çeşitleri de zengindir. Karadeniz'e yaklaştıkça Düzce'ni yemekleri de Karadeniz yöresinin yemeklerine benzemektedir.
Düzce İli Konuralp Beldesi, antik Roma kenti olan “Prusias Ad Hypium” üzerine Konuralp Müzesi’nde 1788 adet arkeolojik, 456 adet etnografik ve 3837 adet sikke olmak üzere, toplam 6081 adet eser bulunmaktadır. 1931 Yılında Düzce ili Konuralp Beldesinde bulunan Tyche Heykeli, Konuralp Müzesi'nin değerli eserlerindendir.Orijinali MÖ 4.yüzyıla ait olan bir eserin, Roma Dönemi’nde MS 2.yüzyılda yapılmış bir kopyasıdır. Eser çok zengin bir süslemeye sahiptir. Tanrıça Tykhe’nin başının üzerinde zeytin yapraklarıyla süslü şehir surunu temsil eden bir taç bulunmaktadır. Sol kolunda çeşitli meyvelerle dolu bir bereket boynuzu ile zenginliğin simgesi olan Plutos ismindeki çocuğu taşımaktadır.
Diğer bir kıymetli eser ise, Düzce’nin Konuralp beldesi sınırları içerisinde bulunan ve Prusias ad Hypium antik kentinin güneyinde, 1998 yılında çıkarılan, Roma Dönemine ait iki önemli taban döşemesinden Orpheus mozaiğidir.
Müze bahçesindeki eserlerin en görkemlilerinden biri, mermerden yapılmış MS. I.Yüzyıla tarihlenen büyük lahittir. Bu lahit,Konuralp’in batısında nekropolün (antik mezarlık) bulunduğu tepecikte 1937 yılında bulunmuştur. Lahitin uzun yüzüne kabartma olarak, öküz başlarının (Bucranium) taşıdığı çelenkler işlenmiştir. Bunların ortasında yazıtsız bir ‘‘Tobula ansata’’ görülür. Lahitin alt kısmına çeşitli hayvanlar; domuz, aslan, kartal ve balıkçı kuşları resmedilmiştir.