Her biri kendi tarzını çeşitli lezzetlerle harmanlayarak damaklarda unutulmaz izler bırakan ve yemeklerindeki ustalıklarıyla adeta sanat eserlerine imza atan 11 şefi gelin, birlikte tanıyalım!
Her biri kendi tarzını çeşitli lezzetlerle harmanlayarak damaklarda unutulmaz izler bırakan ve yemeklerindeki ustalıklarıyla adeta sanat eserlerine imza atan 11 şefi gelin, birlikte tanıyalım!
Toplamda on yedi Michelin yıldızına sahip olan ünlü İngiliz şef Gordon Ramsay, sert mizacı ve eleştirileriyle tanınsa da mutfakta gerçek bir sanatçı. Fransız ve İngiliz mutfağını harmanladığı modern yaklaşımlarıyla bilinen Ramsay'in imza yemeği olan Beef Wellington, hem göze hem damağa hitap eden bir şaheser.
İtalyan şef Massimo Bottura, Osteria Francescana adlı restoranıyla dünyanın en iyi şeflerinden biri olarak kabul ediliyor. Bottura, geleneksel İtalyan mutfağını modern dokunuşlarla yeniden yorumluyor. 'Oops! I Dropped the Lemon Tart' adlı tatlısı, kazara kırılmış gibi görünen ama mükemmel bir lezzete sahip olan bir tatlı!
San Francisco'daki Atelier Crenn'in sahibi olan Dominique Crenn, modern Fransız mutfağını avangart bir yaklaşımla sunuyor. Yemeklerinin sunumu, adeta bir sanat eseri gibi. Hem göze hem damağa hitap eden 'Ormanda Yürüyüş' adlı yemeği, yenilebilir orman zemini yatağında sunulan mantar, yer mantarı ve ormandan ilham alan diğer malzemelerin bir kombinasyonunu içeriyor.
Danimarka'nın Noma restoranıyla ünlü René Redzepi, Yeni Nordik mutfağının öncüsü olarak biliniyor. Doğadan ilham alan şef, yerel ve mevsimsel malzemeleri kullanarak sıra dışı lezzetler yaratıyor. Fermente edilmiş sebzeler ve böceklerle hazırladığı yemekleriyle gastronomi dünyasında devrim yaratıyor.
Moleküler gastronominin öncülerinden olan Heston Blumenthal, The Fat Duck restoranında bilim ve mutfağı birleştiriyor. Blumenthal’ın imza yemeklerinden biri olan “Snail Porridge” (Salyangoz Lapası) ve Pastırmalı ve yumurtalı dondurma şefin cesur ve yenilikçi yaklaşımının en güzel örneklerinden.
Los Angeles'taki n/naka'nın şefi Niki Nakayama, kaiseki tarzı Japon mutfağını modern bir bakış açısıyla sunuyor. Çok katmanlı ve ince işçilikle hazırladığı yemekleri, hem estetik hem de lezzet olarak üst düzeyde. Özellikle de imza yemeklerinden olan Abalone Makarna, geleneksel ve modern teknikleri harmanlayan bir başyapıt.
Katalan mutfağını modern tekniklerle harmanlayarak sunan Joan Roca'nın 'El Celler de Can Roca ' restoranı, dünyanın en iyi restoranları arasında gösterilmişti. Joan, Josep and Jordi kardeşlerin birlikte çalıştıkları restoranda imza yemekleri olan 'Soil and Oyster', hem görsel hem de lezzet olarak oldukça etkileyici duruyor.
Alinea'nın şefi Grant Achatz, moleküler gastronomi alanında çığır açan yenilikçi bir şef. Yemeklerinde kullandığı yaratıcı teknikler ve sunumlar, misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Achatz restoranında sunduğu birbirinden ilginç Şeffaf Balkabağı Turtası ya da yenilebilir helyum dolu bir balon olan Elma Balonu yemekleriyle dikkat çekiyor.
Chez Panisse'nin kurucusu Alice Waters, organik ve yerel malzemelerle hazırladığı basit ama lezzetli yemeklerle tanınıyor. Amerikan mutfağında devrim yaratan Waters, sürdürülebilir tarımı destekleyen bir öncü. Waters taze ve doğal tatları en güzel şekilde yansıtan yemekleriyle herkesin gönlünü çalan bir şef!
The French Laundry ve Per Se restoranlarıyla tanınan Thomas Keller, Amerikan mutfağının en prestijli isimlerinden biri. Keller, mükemmeliyetçi yaklaşımı ve detaylara verdiği önemle bilinir. İmza yemeklerinden biri olan 'Oysters and Pearls', arpacık soğanı ve kremalı istiridye ile yapılan sofistike bir yemektir.
Kökleri Orta Doğu ve Akdeniz geleneklerine dayanan bir yemek tarzına sahip olan Yotam Ottolenghi, sebze odaklı tarifleriyle biliniyor. Londra'daki restoranlarında taze ve renkli lezzetler sunan Ottolenghi, aynı zamanda başarılı bir yemek yazarı. Yemek kitaplarıyla enfes tarifleri pek çok kişiye ulaştıran şef, sade ama etkili tarzıyla yemeklerin tatlarını en güzel şekilde yansıtıyor.