Sosyal medyada #DansEğitimiDeğilİstismar etiketiyle gündeme oturan konu, kurumda öğrenci olan birçok kadın dansçının peş peşe açıklamalarda bulunmasına, yaşadıklarını anlatmasına sebep oldu.
Reşit olmayan öğrencilerin de dahil olduğu sistematik istismarın yıllardır devam ettiği öne sürülürken, kadın dansçılar yaşadıklarını bir bir ifşa etti. Hem X'te hem de Instagram'da Türkiye'de dans ederek parasını kazanan ve hala eğitimini sürdüren onlarca kadın zincirleme olarak sesini yükseltmeye başladı.
Bir öğrencinin yaşadıklarını anlatmasıyla başlayan süreç, diğer mağdurların da cesaret bulup konuşmasıyla daha da büyüdü. Öğrenciler, uzun süredir psikolojik baskı altında olduklarını ve susturulduklarını belirtti.
Kadınlar hiçbir bok yapmaz. Söz konusu bu tür mekanlar olunca feministler sus pus kesilir. Yıllar önce dile getirdim ben bunu birçok yere yazdım. Elimize geçen birsürü yazışma oldu sözlüklerde yazdık forumlarda yazdık. Sonra ne oldu tahmin edin tacizcilerin değil kadınların saldırısına uğradık. Sanki babalarının oğluymuş gibi çıldırmışçasına savundular dans okullarını. Tacizci olduğuna bizzat şahit olduğum okulundaki kızlar için yaptığı iğrenç yorumları gözümle gördüğüm adamı savunmak için bana hakaret bile ettiler. Her zaman diyorum bu ülkede kadınların en büyük düşmanı yine kadınlar.
Her yer sapık kaynıyor doktorlar bile sapık kime güveneceğiz adamın eşi için kadın doktor istemesi şimdi yobazlık mı yada dans eğitmeninin kadın olmasını istemesi eğer ileride evlenirsem ne olursa olsun eşimin kadınlarla muhatap olmasını isterim sadece
Yeterin artık ya