Hem bu kadar rahatsız edici hem de bu kadar ilgi çekici olan nadir konulardan biri; seri katiller ve onların hikayeleri. Çoğu 20.yy'da yaşayan bu 15 seri katilin hiçbiri yakalanamadı. Bu gözü dönmüş 15 caninin yaptıklarına göz atalım.
Hem bu kadar rahatsız edici hem de bu kadar ilgi çekici olan nadir konulardan biri; seri katiller ve onların hikayeleri. Çoğu 20.yy'da yaşayan bu 15 seri katilin hiçbiri yakalanamadı. Bu gözü dönmüş 15 caninin yaptıklarına göz atalım.
David Fincher’ın 2007 yapımı filmi Zodiac’ta konu edindiği seri katil. 1960’ların sonuyla 1970’lerin başı arasında faal olan Zodiac’ın beş kişiyi öldürdüğü, iki kişiyi de yaraladığı polis kayıtlarında kesinlemiş durumda. Gazetelere yazdığı mektuplarda 37 kişiyi öldürdüğünü iddia eden Zodiac’ın ya başka bir suçtan hapse girdiği ya da öldüğü düşünülüyor. Zodiac’ın gazetelere gönderdiği şifreli mektuplardan da yalnızca bir tanesi çözülebilmiştir.
Medya tarafından efsaneleştirilien ve ne idüğü belirsiz bir katil Karındeşen Jack. 1888-1891 arasında Londra’da boğazları kesilip karınları parçalanan beş hayat kadınının faili olarak gösterilen Karındeşen Jack’in cinayetlerinin sayısının çok daha fazla olması muhtemel. İsmine bakıp sadece karın bölgesiyle uğraştığını zannetmeyin. Jack, kurbanlarının bazen cinsel organlarını, bazen burunlarını, bazen de kulaklarını kesiyordu.
1946 yılında 22 Şubat ile 3 Mayıs arasındaki hafta sonlarında toplamda sekiz kişiye saldıran Ay ışığı katili, bu insanlardan beşini öldürmüştür. Teksas’ın Texarkana kasabasında paniğe sebep olan katili yakalamak adına yaklaşık 400 şüpheli tutuklanmıştır. 1974 ve 2014’de çekilen The Town That Dreaded Sundown (Dehşet Kasabası) filmine konu olmuştur.
1935 ile 1938 yılları arasında Cleveland’da 12’si kesin olmakla birlikte 20 insanı öldürdüğüne inanılan seri katil. Öldürdüğü insanlardan yalnızca ikisinin teşhis edilebilmiş olması katilin yaptıkları hakkında az çok fikir verecektir. Her seferinde kurbanlarının başını kesen Çılgın Kasap, genelde diğer organları da parçalar. Erkeklerin çoğunu da hadım eder. David Fincher bunun da filmini yapmak istemiş ama proje daha sonra iptal olmuştur.
2009 yılında bir kadının New Mexico eyaletindeki Albuquerque şehrinde West Mesa’da yürürken köpeğin yardımıyla bir kemik parçası bulması ve bunu polise ihbar etmesiyle ortaya çıkmıştır. 2001 ve 2005 yılları arasında kaybolan 11 kadının cesedi orada bulunmuştur. Kurbanların 15-32 yaşları arasındaki İspanyol kadınlar olduğunu ve 11 sayısının iyimser bir rakam olduğunu biliyoruz.
1972 ile 1974 arasında 5 kişiyi öldürmüş, bir kişiyi de öldü sanıp bırakmıştır. 8-9 yaşındaki çocuk kurbanlarının cinsel organlarına verdiği zararlardan ötürü bu ismi almıştır. Erno Soto isimli bir şahıs kendisinin Charlie olduğunu itiraf etse de kurban tarafından teşhis edilemediği için serbest bırakılmıştır.
1911’de Atlanta’da 15 genç siyahi kadını öldüren bir seri katil. Bu sayının 21’e kadar çıkabileceği söyleniyor. Hatta bu cinayetleri tek bir kişinin işleyip işlemediği de halen meçhul.
1918 ile 1919 arasından bildiğimiz kadarıyla minimum 12 kişinin ölümüne neden olan Baltalı katil. New Orleans’ta evlerin arka kapılarından içeri girip insanlara baltayla saldıran bu seri katilin enteresan bir hikayesi var.
Katil bir gün gazeteye gönderdiği mektupta şöyle diyor: “… kesin olarak belirtmek gerekirse, gelecek Salı gecesi saat 12.15’te (dünya zamanı) New Orleans’tan geçeceğim. Sonsuz merhametimle siz insanlara küçük bir öneride bulunacağım. Şöyle:
Ben caz müziğine çok düşkünüm ve cehennemdeki tüm şeytanlar üzerine yemin ederim ki şimdi belirttiğim zamanda evinde bir caz orkestrasının canla başla çaldığı herkes bağışlanacaktır. Şayet herkesin çalan bir caz orkestrası varsa, tamam o zaman, sizin için çok iyi bu. Kesin olan bir şey var ki, Salı gecesi ortamı coşturmayan bazılarınız (olursa tabii) baltayı yiyecektir.”
Bunun ardından o gece New Orleans adeta caza doyuyor. O gün New Orleans’ta tüm kulüpler doluyor ve hepsinde tabii ki caz müzik çalıyor. Evlerinde oturan insanlar da caz müzik dinleyerek kendilerini koruyolar. Katil sözünü tutuyor ve o gün şehirde cinayet işlenmiyor.
1985 ve 1986’da Hawai Adaları’nın başkenti Honolulu’da beş kadının ölümüne neden olan ve yakalanmayan bir seri katil daha. Kadınlara tecavüz edip ardından onları boğarak öldüren katilin akıbeti bilinmiyor.
Karındeşen Jack’in varisi olarak ondan 70 yıl sonra 1964-65 yıllarında altısı kesinleşmiş ikisi şüpheli olmak üzere sekiz cinayet işlediği bilinmektedir. Yer yine Londra ve hedef alınan isimler yine hayat kadınları.
1884 Aralık’ından itibaren bir yıllık süreç içersinden beşi siyahi kadın, biri siyahi erkek olmak üzere sekiz kişiyi öldürmüştür. Yedi kişiyi de ağır yaralamıştır. Kurbanları yataklarında yakalar. Onları sürükleyerek dışarı çıkartır ve öldürür. Bazı kurbanların kulaklarının içinde keskin objelere rastlanmıştır.
İtalya’nın Floransa kentinde 17 sene içerisinde 16 kişiyi katleden Floransa Canavarı lakaplı seri katil özellikle genç çiftleri öldürmesiyle biliniyor. 1968’deki ilk cinayetinin ardından altı sene boyunca sesi çıkmayan katil, 1985’de son kez ortaya çıkıyor. Birçok filme ve kitaba konu olan katilin cinayetleri hep aynı silahla işlediği biliniyor.
Kuzey Kaliforniya’dan bir seri katil daha. 1979 ile 1986 arasında 13 kişiyi öldürdüğü düşünülen Gerçek Gece Avcısı lakaplı seri katilin 50’nin üzerinde kadına tecavüz ettiği de tahmin ediliyor.
San Francisco’da genellikle gay gece kulüplerinde tanıştığı 14 insanı öldüren 3 insanı da yaralayan Black Doodler, izi bulunamayan katillerden. 1974-1975 yılları arasındaki bu cinayetler sırasında kurtulmayı başaran üç ismin o günün şartları doğrultusunda açığa çıkmamak adına konuşmaması da katilin bulunamamasına sebep oldu.
Doodler’ın günümüzdeki versiyonu da Brezilya’dan çıktı. Katil, 2007 ile 2008 arasında Paturis Park’ta 20-40 yaş aralığındaki 13 eşcinsel erkeğin ölümüne neden olmuştur. Kurbanların biri hariç hepsi kafasından vurulmuştur. Şüpheli bir polis memuru yargılanmış ancak suçsuz bulunmuştur. LGBT bayrağına referans olarak katile Gökkuşağı Manyağı denmiştir.
oraya bir de milli seri katilimiz atalay filiz'i yazmanızı rica ediciiimm...
Yakalanmayan adamın hikayesini bilmediğimizden pek etkilemiyor. bir de arkadaş ben bir böceği öldürecekken bile 3 defa düşünüyorum insan insana nasıl kıyıyor aklım almıyor.
Ceza sisteminden adaletten kaçmak aslında bu kadar kolay. Teknolojik gelişmelere, dna analizlerine rağmen hâlâ kolay. Bu kadar insanın canına kıyıp sonra da her şey yanınıza kâr kalarak rahatlıkla ölüp gidebilirsiniz. Ben bile kolaylıkla seri katil olabilirim. Irak'a geçmeme az bi zaman kalmışken, uyuz olduğum tipleri seçer, kanası alıp uygun bi yere pusar, bin metreden kafasını patlatabilirim. Sonra da millet daha ne olduğunu anlamadan sınırı geçer giderim. Sınırdan sonra kim beni yakalayabilir ki? O cehennemde ara ki bulasın! Belki şu son zamanlarda ortaya çıkan seri katil dedikleri de çoktan sınırı geçmiş, Yunanistan'a falan kaçmıştır bile. Bu kadar kolay işte. Hayatımız bu kadar ucuz. Adalet denen şeyse hiçbi yerde yok aslında.