İnsanoğlu neye inandıysa, o inancını iyi bir şekilde taçlandırmak ister. Bunun için de çeşitli yerlerde Tanrı'sına şükranlarını sunmak için ya da hatalarının affedilmesi için yalvaracağı mekanlar yaparlar. Onu da en güzel şeylerle süslemeye çalışırlar.
İşte dünyadaki en ilginç tapınaklardan 20 tanesi hakkında ilginç bilgiler...
İsim olarak ''Yerin Altında'' anlamına gelen Hypogeum, dünyadaki en eski yapılardan. Hatta piramitlerden bile eski.
Kazı çalışmalarında yaklaşık 6000 insan iskeleti çıkarıldı.
Günümüzde hala çocukları korkutmak için şehir efsanelerine konu oluyor.
Tapınağın atmosferi o kadar karanlık, akustiği o kadar etkileyici ki, geçmişte burada yapılan ayinlerde ilahilerle insanların transa geçip hayatlarını kaybettiği söyleniyor
Arkeolog Ronald Hutton tarafından keşif çalışmaları halen yürütülüyor.
Antarktika'da Rusların yaptığı bu kilise, koskoca buzdan bir çölün ortasında öylece duruyor
Gece olunca da binanın sol önünde büyük bir fener yanıyor, arayanlar bulsun diye.
Buraya yerleşen Peder Georgy ise Antartika'daki nüfus sayımında ismi alınan tek kişi.
Sihlerin dini merkezi olan Altın Tapınak, meşhur Guru tarafından yaptırıldı.
Binanın dışı tamamen altın kaplamadır.
Sabahları aşağı kısmı iki günde bir cilalanan tapınak, geceleri özel aydınlatmalarla daha da parlak görülüyor.
Dünya'nın en büyük tapınağı olan Karnak bir Antik Mısır mimarisi.
Mısır'daki yapılmış olan ''Kutsal Göl'' denilen, rahipler tarafından kutsanmış göllerin en büyüğü buradadır.
Akhenaton isimli tek tanrı inancı taşıyan firavun tarafından bir süre kapatıldı. Ama sonraki gelenler tapınağı tekrar açtılar.
Hatta Karnak, içerisinde birçok kiliseyle birlikte bir de cami barındırıyor.
2000 yılda bitirilen ve büyük havuzlarla sütunların oluşturduğu Karnak, keşfedilmeyi bekleyen hazinelerle dolu.
M.Ö. 10.000 yılında yapıldı ve geçtiğimiz senelerde Unesco Geçici Miraslar Listesi'ne alındı.
Burada kral oldukları anlaşılan iki tane ceset bulundu.
Dünya'da yapılmış ilk tapınak olduğu düşünülüyor.
İlk yerleşim yerlerinden de biri olduğu düşünülen bu tapınakta, iki yıl önce Dünya'nın en eski bitki tohumları da bulundu.
Bazı dini inançlarda Dünya üzerindeki ilk ibadethane olduğuna inanılıyor.
Binanın sadece temel kısmı Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'e ait.
Yıllardır Kabe'nin tam üzerinden kuş geçmediği de rivayet edilir.
Bir kenarında altından bir oluk var. Bu oluk Osmanlı Devleti tarafından tam Türkiye'ye doğru denk gelecek şekilde yapıldı.
- Bunun sebebi Khemer mimarisi olan Angkor Vat'ın tamamen bir bataklık üzerine inşa edilmesidir.
Mescid-i Aksa birçok binadan oluşan bir yapı. Bu nedenle Ömer Cami'nin fotoğrafını verip bu ''Bu Mescid-i Aksa'dır!'' diyen insanlar bile var.
Eski peygamberlerden kalan eşyaların saklı olduğu Ahit Sandığı hala aranıyor.
Mescid'i Aksa'nın altında bir de tünel mevcut.
Geçtiğimiz günlerde yapılan kazı çalışmalarında Hz. Süleyman zamanından kalıntılar da bulundu.
Ayak izi tam 46 numara ayakkabı boyutunda.
Üzerinde yer alan kabartmaların da Buda'ya ait olduğu düşünülüyor.
Her sene ziyaretçi sayısı çoğaldığından dolayı zaman zaman ziyarete kapatılıyor.
1666 yılında bir yangın sonucu neredeyse tamamına yakını kül oldu. Bu nedenle İncil'de de bahsi geçen 666 sayısı hem şeytanı hem de kötülüğü simgeler.
Bina başlayınca toprağa batmaya başladı. Kubbe için yapılan her ekleme sonucu toprağa batma daha bir hızlandı. Çeşitli tekniklerle bu çöküş durduruldu.
Wren isimli mimar, en yukarıda yer alan kubbenin üzerindeki yapının içini boyattırdı ve ve kubbeyi büyük göstererek bir illüzyon yarattı.
Bittiğinde köşeleri eşit olmadığından heykellerle optik bir yanıltma yapılmaya çalışıldı.
Osmanlı Devleti bu yapıya minare ekleyerek bir süreliğine camiye çevirdi.
Yunan mimarisinin en iyi örnekleri arasında gösterilen Parthenon savaşlarda, anlaşmalarda hep kullanılan özel bir bina.
Bunu yapanların ne mezarı bulunabildi ne de onlara ait bir iz. Sanki her şey olduğu gibi bırakılmış ve gidilmiş.
Her bir merdiveni 91 tanedir. 4 tane merdiveni vardır bu da 364'e denk gelirken bir tane de son düzlük sayıldığında 365 sayısına denk gelir ki, Mayalar günlerin 365 olduğuna inanıyordu.
Ayrıca gece gündüz eşitlendiği zaman, güneş vurduğunda yılan figürlerinden sivri uçlu bir ''S'' harfi yani bir yılan belirir. Bu harf onların simgesiydi.
Bu tapınak birbiriyle ilişkiye giren insan ve hayvanların heykelleri ile dolu.
Çeşitli sanat tarihçileri arasında buranın aşkı mı yoksa erotik duyguları mı yansıttığı tartışılıyor.
Bildiğimiz bir şey var ki bu oymalar için çok uğraşılmış olması lazım.
Bu tapınak için eskiden en üstteki yüz heykelinin sahibi olan Fengdu'nun bütün bir şehri izlediğine inanılırdı.
Hatta kimi insanların aynı Manisa'daki Spil Dağı'na benzer şekilde çok bakarsa delireceği yönünde de inançlar da vardı.
Petra, hata götürmez bir planla yukarıdan başlanarak yapıldı.
Hz. Musa'nın kardeşi Aaron buranın tam tepesinde gömülüdür.
Fotoğrafa göre sağ ön tarafında, yerin altında eski asilzadelere ait olduğu düşünülen yeni mezarlar da bulundu.
Mısır Piramitleri'nin Mezopotamya versiyonudur.
Üst üste eklenen katların en sütünden en aşağısına bir merdiven iner.
İnsanlar ibadetleri en üst kata çıkarak yaparlardı.
Stonehenge'in büyük bir kompleksin neredeyse yarısı ya da dörtte biri kadar olduğu düşünülüyor.
Dini törenler için yaptırıldığı düşünülen tapınak Güneş saatine ve ışığın gelişine göre ayarlanarak yapıldı.
Stonehenge, büyük Gize Piramitleri ve Hypogeum ile birlikte Dünya'nın en eski yapılarından biri.
Seneler boyunca kilisenin arkasında yığılan kemikleri, kendisine görev verilen Frantiek Rint isimli bir ağaç oymacısı kilisenin her bir yerinde kullanmaya çalıştı.
Kalça kemikleri özel süs eşyalarına kullanılan tapınağın iç haznesinde de sayılamayacak kadar kuru kafa ve kemik var.