Öneriler bizden, izlemesi sizden. 😌
Nisan Ayı Önerileri
Mayıs Ayı Önerileri
Haziran Ayı Önerileri
Temmuz Ayı Önerileri
Öneriler bizden, izlemesi sizden. 😌
Nisan Ayı Önerileri
Mayıs Ayı Önerileri
Haziran Ayı Önerileri
Temmuz Ayı Önerileri
'Karakterlerin yavaş yavaş çözüldüğü ve kişiler hakkında fikirlerin sürekli değiştiği filmlere bayılıyorum. İçinde gerilim, komedi, gizem, dram; hepsinden azar azar var. Harcadığınız vakit için üzülmeyeceğiniz filmlerden biri.'
'Distopik filmlerin didaktik olmayanını seviyorum. Bu arthouse filmimiz de onlardan biri. Atmosfer harika, konsept güzel. Fakat komik sayılabilecek derecede vasat bir hikayesi var. Belki de sağlam bir hikayesi olması gerekmiyordur. Nitekim herkese hitap etmiyor. Ben öylece izledim ve beklentilerimin ölçüsünde tatmin oldum. Siz de bir izleyici olarak yukarıda saydıklarıma kıymet veriyorsanız şans verilmeli.'
'Şiddeti, sevgiyi, hırsı hatta öfkeyi çok yoğun anlatıyor film. Sonuna kadar da gizemi ve gerilimi hissediyorsun izlerken.
Ödüllü savaş fotoğrafçısı Paul Prior, babasının ölümü üzerine memleketi olan bir Yeni Zelanda kasabasına gelir. Bir zamanlar babasının kendini herkesten soyutladığı evinde tek başına kalmaya başlar. Kardeşi Andrew, onun eşi Penny ve oğulları Jonathon kendi çiftliklerinde sakin bir yaşam sürmektedirler. Paul’ün eski kız arkadaşı Jackie ise artık olgun bir anne olarak karşısına çıkar. Fakat geçmişe ait sırlar, hepsi için trajik sürprizler hazırlamaktadır.
'Tamamen diyaloglar üzerine kurulu olup içerisindeki hızlı konuşmalar sebebiyle bazen yetişemediğiniz ve pek bilmediğimiz bir konuyu ele aldığı için ilk 10-15 dk kadar Fransız kalınsa da sonrasında öyle bir kaptırıyorsunuz ki kendinizi bi bakmışsınız 2 saatlik film su gibi akmış gitmiş. Kesinlikle son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri. Özellikle de finaliyle. '
'U21 futbol takımındaki oyuncular ve onların hayatı etrafında dönen diziyi benim gibi biraz daha 'izliyim ergenleri kafam rahatlasın' diyenler varsa başlayabilir.'
Çocukluğundan beri patlayıcılara merak salan Allan, tesadüfler silsilesi sonucu devletlerin en kritik alanlarında görev yapar, hatta bir ara casus olur. Franco'dan Stalin'e, Herbert Einstein'dan Ronald Reagen ve Gorbaçov'a uzanan ilişkilerin içine düşer, hatta farkında olmadan dünyayı şekillendiren bazı olaylara yön verir. 100 yaşında huzurevinin penceresinden kaçan bu adam, Allan Karlson'dur. Kaçtıktan sonra yine farkında olmadığı bir suç örgütünü peşine takar ve olaylar gelişir. Yeni hayatının içine bir fil bile girer.
Kırsal Missouri bölgesinde çekimleri yapılan dizide uyuşturucu, kara para aklama gibi konuların yer aldığı karanlık ve tehlikeli bir dünyayı izleyeceğiz. Meksikalı bir uyuşturucu lorduna borcunu ödemek zorunda olan Marty Bird (Bateman) eşi Wendy (Laura Linney) ile birlikte Missouri'de ki bir sayfiye evine taşınır ve olaylar şekillenmeye başlar.
Cannes Film Festivali’nde yarışan The Handmaiden'da şehvet, entrika ve cinsel gerilimle örülü göz alıcı bir öykü sunuyor. Sarah Waters’ın The Fingersmith adlı romanından uyarlanan bu dönem filmi, 1930’larda Japon işgali altındaki Kore’de geçiyor.
'Aslında bildiğimiz gerilim hikayesini bambaşka bir açıdan ele almış. Hikaye içinde hikaye barındırıyor, bir kitap öyküsü olduğunu bile bile geriliyorsunuz. Kadın karakterin, kitapla birlikte iç hesaplaşmaları da güzeldi. İzlenebilir.'
'Öncelikle şunu söylemeliyim ki; Fransız filmlerini sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir üçleme. Amelie'deki güzel ablamız Audrey Tautou üçlemenin her filminde de var. Kafa dağıtmak için izlediğiniz film en sevdiğiniz serilerden biri haline gelebilir.
İspanyol Pansiyonu, Xaiver'in hayatına izleyici olarak giriş yaptığımız ilk film. Aslında Erasmus yaptıysanız, ya da yapmak istiyorsanız sizi de anlatan bir film. İzlerken kendi öğrencilik hayatınızı da hatırlamadan geçemeyeceksiniz. Barcelona'nın o güzel dokusuna kendinizi kaptırıp filmi tekrar izlemeniz olası.'
'Les poupées russes (Rus Bebekler), adının yaptığı çağrışımı bir kenara bırakırsak film bence serinin en iyisi. Bir taraftan 30. yaşa yaklaşma bunalımı, bir taraftan Xavier'in aşk ve iş hayatını düzene sokamayışı derken 2 saatlik filmin nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Barcelona'da aynı evde kalan ekibimiz tekrar St.Petersburg'da bir araya geliyor.'
'Casse-tête chinois (Aşk Bilmecesi); Çin Karmaşası ya da Çin Bulmacası olacakken, sinema çevirmenlerinin azizliğine uğrayıp Aşk Bilmecesi olmuş.:) Xavier artık 40. yaşın olgunluğuna yavaş yavaş adımını atmış, New York'un karmaşası arasında düzenli bir hayat kurmaya çalışan bir baba. Önceki iki filme göre biraz daha masalsı bir hikayesi var. Ama özellikle Schopenhauer ve Hegel'le yaptığı hayali sohbet oldukça sağlam bir dokunuş olmuş.'
#9 güzelkurgu su baya iyiydi aşırı cinsellikden rahatsız olanlara önerilmir bide küçük çoçuklara
begendigim yalnizca #9
okja, american honey, silence, T2 ilk aklıma gelenler son zamanda