'One Minute' Krizinden Bugüne Türkiye-İsrail İlişkileri

İsrail, İslam ülkeleri arasında 1948'de kurulmuş bir devlet. Türkiye-İsrail ilişkileri ise hemen o tarihlere 1949'a dayanıyor. Hatta Türkiye müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ülkeler arasında İsrail'i ilk tanıyan devlet olur. İlk büyükelçimiz Seyfullah Esin ile başlayan ilişkilerimiz inişli çıkışlı olsa da günümüzde de devam eder.

Kaynak: BBC

Hatırladığımız üzere Tayyip Erdoğan 2009'da başbakanlık yaptığı dönemde İsviçre'nin Davos kentinde her yıl yapılmakta olan Dünya Ekonomik Forumu'nun Gazze oturumunda eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile sert bir tartışma yaşamıştı.

Şöyle demişti Erdoğan, Peres'e: 'Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.' Bu arada moderatöre de sinirlenmiş ve 'Daha da Davos'a gelmem.' diyerek salonu terk etmişti.

Davos'tan 1 yıl sonra ise "alçak koltuk" krizi yaşanır. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı ile görüşen büyükelçimiz Oğuz Çelikkol alçak seviyede bir koltukta ağırlanır.

Çelikkol şimdi o günü şöyle özetliyor: 'Zannediyorum ki hem partisine bir kazanç sağlamaya çalıştı hem de hakkında çıkan 'Türkiye ile yakın' iddialarına kılıf buldu.' Unutmadan İsrail bu durum için bir özür mektubu yayımlar ve Çelikkol ülkede kalmaya devam eder.

31 Mayıs 2010 sabahı ise Ankara-Tel Aviv ilişkileri belki de hiç olmadığı kadar gerilir. İsrail güçleri Mavi Marmara gemisine "uluslararası sularda" baskın yapar ve 10 Türk hayatını kaybeder.

Erdoğan, eylemi 'devlet terörizmi' olarak yorumlar ve Türkiye, elçisini İsrail'den çeker. Çelikkol'a göre bu durum Türkiye-İsrail ilişkileri açısından dip noktadır. Bundan sonra 6 yıl kadar da ilişkiler en alt düzeyde seyreder.

Gemi saldırısının ardından İsrail'le olan gerginliğin düşürülmesi ve normalleşme adına ülkeden 3 talebimiz olur. Bunlar: Özür, tazminat ve Gazze ambargosunun kaldırılması.

Beklenen özür 2013 yılında gelse de normalleşme adımlarının atılması 2016'yı bulur.

28 Haziran 2016'da iki ülke 6 maddelik tazminat anlaşması imzalar. Bu anlaşmanın en tartışmalı yanı ise 4. maddedir. Bu madde uyarınca İsrail yetkililerine açılan bütün davalar düşer.

2016 yılının sonunda yani tam 6 yıl sonra iki ülke karşılıklı büyükelçi atar ve ilişkiler normale dönmüş gözükür.

Ancak 2018 yılında ABD'nin Kudüs'ü başkent olarak tanıması ve İsrail'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ilişkileri yine gerer. Filistinlilerin protestoları sonucu çok sayıda sivil vatandaş ölür.

Bunun üzerine ise Türkiye 15 Mayıs 2018'de Tel Aviv büyükelçisini merkeze çağırır. Tam bu noktada Eski Büyükelçi Çelikkol, Filistin'in yanında olmanın yolunun İsrail ile iyi ilişkiler içinde olmaktan geçtiğini hatırlatır.

Günümüzde ise Türk dış politikası Doğu Akdeniz'e komşu ve körfez ülkeleriyle özellikle enerji ve dolayısıyla doğalgaz bağlamında stratejik olarak yakınlaşır. Bu durumun bir çıktısı ise geçtiğimiz günlerde gerçekleşen İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un ziyareti olur.

İsrailli Yazar Karel Valensi, İsrail'in Türkiye ile 70 yıllık ilişkisini hiçbir zaman bozmak istemeyeceğini söyler. Ona göre iki ülkenin de birbirine ihtiyacı vardır ve İsrail, Türkiye'den gelecek olumlu bir adıma asla kapısını kapatmaz.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Azerbaycan, İsrail'i Neden Destekliyor?
Atatürk Döneminde İmzalanan Bugünümüzün Teminatı Olmuş 23 Pakt ve Anlaşma
Atatürk Döneminde Sıcak İlişki Kurmuş İki Genç Devlet: Türkiye ve Sovyet Rusya
II. Elizabeth'in Ardından III. Charles'ın Kral Olarak Hükmedeceği 18 Ülke
Osmanlı ve Rumen Birlikleri Arasında 'Omuz Atma' Meselesi Yüzünden Çıkan Çatışma: Dealul Spirii Kavgası

Popüler İçerikler

Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
11.03.2022

AKP'nin ülkedeki sözde milliyetçi ve meczupları gütmek için kullandığı belli başlı konular vardır. İsrail, meczupları dizginlemek için mesela. Ortamlarda Van minüt, yine ortamlarda "Bana mı sordunuz giderken?!"

11.03.2022

Van minut , güzel bir şovdu. Kesinlikle planlı yapıldı , bence senaryosu bile elindeydi iki tarafında. Mavi Marmarada ise ; İsrail gemileri göndermeyin vurucaz diye uyardı. Konvoydaki ABD'li senatörler , Avrupalı çeşitli gruplara mensup kişiler gitmekten vazgeçtiler. Kalanlara operasyon düzenlendi ve Türkiye cuzzi bir miktar kan parası karşılığı , butun dava haklarından feragat etti. O anlaşmada en can alıcı nokta resmi metinde geçen Kudüs ifadesi. Bu anlaşmaya göre bile Türkiye Kudüs'ün İsrail'e ait olduğunu resmi bir anlaşmaya imza atarak tanımış oldu. Ardındanda İsrail'in NATO vetosunu kaldıranda akp hükümetiydi.

11.03.2022

hani lan 15 temmuzun arkasinda israille bae vardi? carsaf carsaf haber yapiyordunuz noldu?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ