Son iki yılda lügatimize “normalleşme” kelimesi girdi. Bu tanımlama, Covid-19 salgını ile rayından çıkan hayat düzenimizi eski ayarlarına döndürmeye yönelik olarak kullanıldı. Normalleşmeden bu kadar sık bahsediyor olmamız, zaten gidişatın anormal olduğunun bir göstergesi.
2022 başında yaptığımız araştırmaların sonuçlarına göre ülkenin en büyük sorunu, hayatımızı anormal hale getiren büyük salgın değil. Bugünlerin en büyük sorunu, eski normalden yadigâr kadim derdimiz ekonomi. Hem de katılımcılar, bizim bu soruyu sorduğumuz yıllar boyunca herhangi bir problemde görmediğimiz kadar baskın bir şekilde, ülkenin en büyük sorunu ekonomidir, diyorlar. Neredeyse her 10 kişiden 9’u bu düşüncede. Korkunç terör saldırıları ile sarsıldığımız dönemde terör, salgın korkusu ile evlerimize kapandığımız dönemde Covid-19 bile bu derece baskın bir resim oluşturmamıştı. Ülkemizde toplum, çok sıra dışı olaylar yaşamadığımız sürece her zaman en önemli sorun olarak ekonomiyi görür zaten, şimdi de eğitim, sağlık, çevre gibi diğer tüm konuların tali kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Sağlık, eğitim, adalet gibi diğer meseleler ortalamada her dört kişiden biri tarafından dile getirilen sorunlardan. Çevre ve savaş ise pek gündem maddesi değil, öyle ki geçen yaz aylarındaki sel ve orman yangınları sırasında bile “çevre ülkenin en önemli sorunudur” diyenlerin oranı ancak yüzde 10 civarındaydı.
2023 te kendi etimizi üretip yiyebileceğiz. kardeşimize yetkiyi verdik etkiyi de göreceğiz hamdolsun.