Belki de en önemli duyu organımız olan gözlerimizin işlevini tam yerine getirememesi demek, bu durumu yaşamayanlar için bile bir kabus. Yaşayanlar ise günlük yaşamda pek çok sorunla başa çıkıyor. Çoğu trajikomik olan bu durumlara birlikte bakalım.
Belki de en önemli duyu organımız olan gözlerimizin işlevini tam yerine getirememesi demek, bu durumu yaşamayanlar için bile bir kabus. Yaşayanlar ise günlük yaşamda pek çok sorunla başa çıkıyor. Çoğu trajikomik olan bu durumlara birlikte bakalım.
Hadi biz kıskanıyoruz da; hiçbir çaba sarf etmeden, doğuştan gelen bu özelliği ile hava atanlar?
Yerlerde sürünmek, gözlük ararken lens, lens ararken gözlük takmak. Tek birini kullanıyorsak el yordamı ve telefon flaşı ile içler acısı bir arayışa çıkmak.
Gözleri açmak, kısmak ama bozuntuya vermemek.
Oysa aslında birini dibine kadar yaklaşmadan görmemek. 😑
Hem ukala, hem sakar olmak da paha biçilemez.
Bunu yalnızca astigmatlılar anlar. Hareket halinde telefona bakmak baş ağrısı ve mide bulantısı yapar. Yolculuklarda kitap okumak da çok zor olur.
Miyopların yakın mesafeyi, hipermetropların uzağı keskin şekilde gördüğü sanılıyor olabilir; ancak aslında belli numaraların üstünde her yer bulanık. Işıklar, köşeleri keskin olmayan objeler ve siluetler görüyoruz, hepsi bu.
Uyumadan önce televizyon izleme keyfini bilmemek, ancak iyice göze sokulan telefona bakabilmek.
Zaten pek çok insan gözleri yanmasın diye gözlerini kapatıyor diye düşünebilirsiniz ama bu daha kötü bir durum.
Bunlar gözlük kullanan insanların en aşina olduğu sorunlar. Gözlük veya lensin lekelenip temizlenene kadar verdiği rahatsızlığa değinmiyoruz bile.
Bunların ne kadar zahmetli şeyler olduğunu sadece gözleri bozuk kadınlar anlar. Lens bazı durumları kolaylaştırsa da, makyaj söz konusu olunca hepsi anlamsız kalıyor.
Bu hissi sadece dikkatli gözü bozuklar anlar.
Herkeste bir miktar olan bu durum, astigmatlılarda özel bir sanat şovu sunar.
Normal şartlarda bile görmek zorken, karanlıkta nasıl görelim? Elbette bilgisayar ışığı için de aynısı geçerli.
Bir de göz muayenehanesinde bi makine var, deliğinden içine bakınca 2 boyutlu bir kırmızı ev ya da sıcak hava balonu gözüküyor. Görüntü bi flulaşıyor bi netleşiyor ve içinden "acaba ne zaman üfleyecek" diye geçiriyorsun. Sonra "ftt" diye bi ses geliyor ve gözüne hava üfleniyor, sonra diğer göz filan.. Ardından bazı kişilere bir damla veriliyor damlatması için, damla damlatıldıktan sonra geriye dönüş yoktur, çünkü günün geri kalanı boyunca etrafı 10 numara miyoplu gibi göreceksinizdir. Falan filan daha uzar bu hikaye.... :dd
Durakta beklerken gelen otobüsün kaç numara olduğunu çözmeye çalışmak :)
kışın atkıyla ağzını yüzünü kapatmak istemek ama gözlüğün, nefesinden buharlandığı için yüzünün soğuktan uyuşması...