Ölümünün Ardından Şiirlerinin Yakılmasını İsteyen Amerikalı Şair Emily Dickinson Hakkında 16 İlginç Gerçek

Emily Dickinson; hayatı boyunca ölümü, inancı, gerçeği sorgulayıp keşfetmeye çabalayan birçok şiir ve mektup yazdı. Yaş aldıkça daha münzevi bir hayat sürdürdü. Bu yüzden hayatının bazı noktaları hala gizemini korumakta. Dickinson hakkında pek bilinmeyen on altı gerçeği sizler için derledik! 👇

1. Emily Dickinson, geleneksel noktalama işaretlerini kullanmazdı.

Dickinson'ın şiire yaklaşımı alışılmışın dışındaydı. Orijinal el yazmalarında olduğu gibi, yazılarını farklı uzunluklarda ve yönlerde yazardı. Ancak ilk editörleri, bu alışılmadık noktalama işaretlerini düzenledi ve şiirlerini orijinalinden farklı yayınladı. Bilim insanları, hala Dickinson'ın olağandışı noktalama işaretlerinin şiirlerinin ritmini ve anlamını nasıl etkilediğini tartışmaktadır. Dickinson'ın orijinal el yazmalarını görmek istiyorsanız, Emily Dickinson Arşivi'ni ziyaret edebilirsiniz.

2. Dickinson, isyankar bir yapıya sahipti.

Noktalama işaretlerinin yanı sıra Dickinson, din ve toplumsal görgü konularında isyan etti. Otuzlu yaşlarına kadar düzenli olarak kiliseye gitmesine rağmen kendisini pagan olarak adlandırdı. Bilimin din üzerindeki yararları hakkında yazılar yazdı. Dickinson ne evlendi ne de çocuk sahibi oldu. Arkadaşlarının çoğuyla mektup yoluyla iletişim kurmayı tercih ederek sosyal etkileşimlerden büyük ölçüde kaçındı.

3. Dickinson, hiçbir zaman kendi adıyla bir eser yayınlamadı.

Dickinson'ın arkadaşı ve akıl hocası olan Thomas Wentworth Higginson, onun yazma yeteneğini ve yenilikçiliğini övmüş ancak halkın onun dehasını anlayamayacağını düşündüğü için şiirlerini yayınlamaktan vazgeçirmiştir. 1850 ile 1878 yılları arasında, Dickinson'ın on şiiri ve bir mektubu yayımlansa da kendisine atfedilmesini istemedi.

4. Otuzlu yaşlarında, görme problemi vardı.

1863 yılında, Dickinson gözleriyle ilgili sorunlar yaşamaya başladı. Parlak ışıklar, okumaya ve yazmaya çalışmak gözlerini ağrıtıyordu. Ertesi yıl, Boston'da saygın bir göz doktoru olan Dr. Henry Willard Williams'ı ziyaret etti. Williams'ın teşhisinin ne olduğu bilinmese de tarihçiler, göz iltihabı olduğunu tahmin etmektedir. Tedavisi sırasında şairin okumaktan kaçınması, sadece kalemle yazması ve loş ışıkta kalması gerekiyordu. 1865 yılında ise eski göz sağlığına kavuştu.

5. Dickinson, hayatı boyunca ailesinin yanında yaşadı.

Erkek kardeşi Austin, karısı ve üç çocuğuyla birlikte, Evergreens adlı bir mülkte yaşıyordu. Dickinson'ın evlenmemiş kız kardeşi Lavinia da onunla birlikte aile evinde yaşamaktaydı.

6. Dickinson, erkek kardeşi Austin'in karısı Susan ile yakın arkadaştı ve onunla düzenli olarak mektuplaşırdı.

onedio.com

Bu mektuplarda aşk sözlerine de rastlanır.

7. Dickinson'ın yazılarında konu ettiği kişinin kimliği bilinmemektedir.

Dickinson'ın hiç evlenmemesine rağmen aşk yaşadığı düşünülmekte. 1858 ve 1862 yılları arasında yazılan üç 'Usta Mektubu'nda, tutkuyla aşık olduğu gizemli bir adam olan 'Usta'ya hitap eder. Tarihçiler, bu kişinin Dickinson'ın akıl hocası, gazete editörü, rahip, Amherst öğrencisi, Tanrı veya Dickinson'ın kurguladığı bir ilham perisi olabileceğini öne sürdü. Yaklaşık yirmi yıl sonra Dickinson, babasının dul bir arkadaşı olan Yargıç Otis Lord ile bir ilişki yaşadı. Lord, şaire 1883'te evlenme teklif etse de cevap alamadı ve 1884'te öldü.

8. Dickinson, şiddetli anksiyeteden muzdarip olmuş olabilir.

Dickinson'ın genç bir yetişkin olarak neden kendini dünyadan izole ettiğini tam olarak bilinmemektedir. Münzevi yapısı neden olarak düşünülse de aşırı anksiyete, epilepsi ya da sadece şiirlerine odaklanmak istemesi de olası seçenekler arasındadır. Dickinson'ın annesi 1855'te şiddetli bir depresyon atağı geçirmiş ve Dickinson 1862'de yazdığı bir mektupta kendisinin de kimseye anlatamadığı bir 'dehşet' yaşadığını yazmıştır.

9. Dickinson'ın sadece beyaz giydiği bir efsanedir.

Münzevi yapısı nedeniyle, Dickinson'ın kişiliği hakkında efsaneler ve mitler yayıldı. Ölümünden önce, Dickinson sık sık beyaz bir elbise giyerdi; ailesine beyaz bir tabut istediğini, öldüğünde de beyaz bir elbise giymek istediğini söyledi. Ancak sadece beyaz giydiği yönündeki yaygın söylenti yanlıştı. Bir mektupta, kahverengi bir elbiseye sahip olduğuna atıfta bulunmuştu. Ayrıca fotoğrafları da koyu renkli kıyafetler giydiğini göstermektedir. Bir süre boyunca Amherst Tarih Derneği ve Emily Dickinson Müzesi, şairin tanınmış beyaz elbisesini ve bir kopyasını sergiledi.

10. Bahçeyle uğraşmayı çok severdi.

Ailesinin arazisinde yüzlerce çiçek, meyve ve sebze yetiştirdi. Elma, kiraz ve armut ağaçlarının bakımını yaptı. Ayrıca ailesinin yasemin, gardenya, karanfil ve eğrelti otları bulunan serasıyla ilgilenirdi. Şiirlerinde sık sık bitkilere atıfta bulunurdu.

11. Dickinson’ın yeğeni, ona özel bir mezar taşı hediye etti.

Dickinson, 15 Mayıs 1886'da Amherst'teki evinde vefat etti. Ölüm sebebi hala tartışmalıdır. Böbrek hastalığından vefat ettiği söylense de son araştırmalar yüksek tansiyondan vefat ettiğini öne sürmektedir. Amherst'in Batı Mezarlığı'ndaki ilk mezar taşında sadece baş harfleri olan E.E.D. (Emily Elizabeth Dickinson için) yazılıydı. Ancak yeğeni Martha Dickinson Bianchi, Dickinson'ın okumaktan hoşlandığı Hugh Conway'in 1880 tarihli aynı adlı romanına bir gönderme olan 'Called Back' sözcüklerinin kazındığı yeni bir mezar taşı hediye etti. Dickinson ölmeden önce kuzenlerine yazdığı son mektupta sadece geri çağrıldı anlamına gelen 'Called back.' yazmıştı.

12. Dickinson'ın ilk koleksiyonu, ölümünden dört yıl sonra yayınlandı.

1890 yılında Emily'nin ilk şiir koleksiyonu, kız kardeşi Lavinia'nın ablasının şiir koleksiyonunu bulmasının ardından yayımlandı.

13. Emily Dickinson, metafizik şairlerden etkilenmiştir.

Dickinson'ın doğaya, ölümlülüğe ve metafiziksel olana odaklanan şiiri, John Donne da dahil olmak üzere on yedinci yüzyıl metafizik şairlerinin etkisini yansıtır.

14. Ünlü akrabalara sahipti.

Her ne kadar varlıklı bir aileden gelmese de, Emily Dickinson'ın başarılı ve yüksek eğitimli aile üyeleri vardı. Büyükbabası Samuel Dickinson, ünlü Amherst Koleji'nin kurucusuydu. Babası Edward Dickinson, Amherst Koleji'nin muhasebeciliğinin yanı sıra kısa bir süre Massachusetts Kongresi üyeliği de yapmıştı. Emily Dickinson'ın erkek kardeşi de babasının izinden giderek başarılı bir avukat ve Amherst Koleji'nin muhasebeciliğini yaptı.

15. Yaşarken sadece on şiiri yayınlandı.

Emily Dickinson, tarihteki en ünlü Amerikalı şairlerden biri olmaya aday olsa da eserlerinin çok az bir kısmı yaşadığı dönemde okurlarla buluşmuştu. Bu yayınlanan eserler arasında on şiiri ve bir mektubu vardır ancak kendisinin bu yayınlardan haberdar olup olmadığı konusunda spekülasyonlar bulunmaktadır. Şiir ve mektuplarını sevdiklerine yazardı ve edebi çalışmalarının büyük çoğunluğunu sadece kendisi için saklardı.

16. Dickinson'ın yayınlanan ilk mektubu, bir aşk mektubuydu.

Emily Dickinson, bir aile geleneği olarak birkaç yıl Amherst Koleji'nde eğitim aldı. İlk edebi eseri, 1850 yılında kolejin özel gazetesi Amherst College Indicator'da yayımlandı. Sevgililer Günü mektubunun başlığı 'Magnum bonum, harem-scarem' idi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

1984 Romanının İlk Baskısına Kütüphanede Denk Gelebilirsiniz: 86 Yaşındaki Okur Yıllar Sonra İade Etti!
Ebeveynler Bu Listeyi Kaçırmasın: BBC Tüm Zamanların En İyi 100 Çocuk Kitabını Açıkladı!
Şüden Kitabının Konusu Nedir? Alev'in Abdullah'a Hediye Ettiği Şüden Kitabı Gerçekte Var mı, Yazarı Kim?
"The Last Of Us" Dizisiyle Milyonları Ekrana Kilitleyen Pedro Pascal'ın Şiddetle Tavsiye Ettiği Kitaplar

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı