Sanat güneşimiz Zeki Müren'in bugün 20. ölüm yıl dönümü.
Efsaneler unutulmaz; biz de unutmadık.
İşte karşınızda Zeki Müren!
Sanat güneşimiz Zeki Müren'in bugün 20. ölüm yıl dönümü.
Efsaneler unutulmaz; biz de unutmadık.
İşte karşınızda Zeki Müren!
'Gerçek sanatçı kendisini topluma adayan kişidir. Sanatçı kendi hayatını yaşayamayan sorumlu insandır. Sanatçı her saniyesi ölçülü ve mesuliyet dolu bir varlıktır. Gerçek sanatçı nice uzun yılların yükünün omuzlarında taşıyan bir ağır işçidir. Sanatçı toplumu mutluluk veren, ıstırapları neşeye çeviren insandır. Sanatçı her kalpte dolaşan kandır. Bir toplumun kalitesi yetiştirdiği gerçek sanatçılarla ölçülmektedir.''
'Evet bir yalnızlık duygusu… Yanında, yakında, gerçekte çileni paylaşacak çok candan kişileri göz bebeklerinin en derinlerinden gizlice dışarı sızan bir çekememezlik ve bir acılık, yani dostlukların yavaş yavaş eriyişi ve de, ne yazık esefle söylüyorum, bitişi.'
(Bir röportajda cinsel yönelimine dair sorulan bir soruya verdiği cevaptır.)
'Zenci, kendi derisini kendi boyamadı ki... '
'On yedi yaşımdan beri çevremdekileri mutlu ettim hep. Onların mutluluğunda, acıların yalnızlığını yaşadım. Onları mutlu etmek için oynadım belki de... '
'Hatta zaman zaman değil, her nefeste... Her nefeste duygu dolu bir palyaçonun ruhunu taşırım. Ve sonra yatak odamın kapısı önünde insanlara dağıttığım mutluluklarla acılarımın arasında bir perde kapanır. Aynen tiyatro perdesinin kapanışı gibi...'
'Uzun yıllar sonra günde 34 ilaç ve iki insülin iğnesi ve bununla yaşayan yapayalnız, evet hayret edeceksiniz ama yapayalnız bir Zeki Müren...'
' Ama siyah olaylarla geçiyor bir ömür ve sonra da çaresi yok ölüyoruz. Evet. Ben bazen ölümü de özlüyorum. 'Ölüm özlenir mi?' diyeceksiniz. O beni özlemeden ben yakınlık kurarım. Yeter ki tanrı onun bile hayırlısını versin. Gecinden versin. Başkalarına çektirmeden, gına getirmeden, başka kimseleri rahatsız etmeden… Ne demiş atalarımız? 'İki gün yatak, üçüncü gün toprak.' Toprak verimlidir. Yine üzerimizde çimler bitecektir, yine onların da arasında kır çiçekleri olacaktır. Onlar bahar rüzgarlarıyla sallanıp şarkılar söyleyecektir. '
Seversiniz ya da sevmezsiniz; ama istisnasız herkesin kabul edeceği bir şey var ki; o da; Zeki Müren, Türkiye'nin, Türkçeyi en iyi kullanan sanatçısıydı. Allah vergisi, şahane bir sesi vardı... ki o dönemlerde, yani 70'ler, 80'ler, bilgisayarla sesin değiştirildiği dönem falan değildi. Zeki Müren, mikrofonsuz şarkı söylese, sesi duyulur, o derece kaliteli bir sese sahipti, TV kayıtlarından da bunu rahatça görebilirsiniz... bir de ölmeden önce, bütün mirasını, hayır kurumlarına bağışladı... binlerce çocuk, Zeki Müren'in paralarıyla okutuldu, çok yardım severdi... E bunun dışında, herkesin hataları vardır, biraz megalomandı derler bazıları, halkın taktığı lakabı -Paşa- bir süre sonra kendisine zorla dedirttirdiğini duymuştum bir yerlerden... onun dışında, gaydir, biseksüeldir, değildir, beni ya da başkasını hiç bir şekilde bağlamaz. kendi seçimidir.
bir insan bu kadar mükemmel, içten, sevgi dolu olmamalı. Allah gani gani rahmet eylesin.
Yalnızdım demiş ya valla yanın da olsam sarılır boyununa ağlardım..