Ölümüne İşkence! Tarihin Gördüğü En Acılı Ölüm: Elektrikli Sandalye ve Sıradışı Hikayesi

“Sevgili Edison, tanıdığım iki büyük insan var. Biri sensin, diğeri de karşındaki bu genç adam.” 

Edison, kendisine bu mektubu veren genç adamı, gelecekteki en büyük rakibi olacağını bilmeden yanına aldı, çalışmalarına maddi destek sağladı –en azından başlangıçta-. 

İlerleyen yıllarda aralarındaki elektrik akımı konusundaki çekişme hat safhaya çıkacak; karşısındaki rakibini alt etmek için, onun savunduğu alternatif akımı toplum nezdinde kötü duruma düşürmek için halkın önünde fil ve atlara elektrik vererek öldürecektir. 

Bir sonraki adımı ise insanları asarak öldürmeye alternatif olabilecek bir ölüm senaryosu idi, elektrikli sandalye.

Bugün de -18 Ekim 1931- Edison'un ölüm yıl dönümü.

Ölüm demişken, yarattığı en ölümcül aleti tanıtmak için de doğru bir gün...

Daha İnsani Bir Ölüm Yöntemi İçin Araştırma Yapılıyor

1886 yılında New York valiliği, ölüm cezasının daha insani olabilecek yöntemlerini araştırmak üzere bir araştırma komisyonu kurar. O tarihe kadar yaygın kullanılan 'asılma' yöntemi ağır ve acılı bir yöntem olarak görülmekte, bu konuda özellikle halk ve sivil toplum kurumları tarafından ağır eleştiriler almaktaydı.

Tesla vs Edison

Araştırmaların sürdüğü yıllarda, Tesla ile Edison arasında yeni yeni gelişmekte olan elektrik teçhizatı endüstrisine hakimiyet konusunda kıran kırana bir mücadele yaşanmaktadır. İki mucit de kendi yöntemlerinin doğru olduğunu ve kullanılması gereken akım türünün kendi icadı olduğunu savunmaktaydı. 

Doğru akımı savunan ve bu konudaki çalışmaların Tesla’dan önce başlayan Edison, elektriğin doğru akım istasyonları vasıtasıyla dağıtımı için bir şebeke kurmaya başlamışken, Tesla yeni geliştirdiği alternatif akım ile Edison’a ve doğru akımına rakip olmaya başlamıştır.

Alternatif Akım (Tesla) vs Doğru Akım (Edison)

Alternatif akım, her yönüyle doğru akımdan daha maliyetli ve daha kullanışlıydı. Her şeyden önce elde edilmesi daha ekonomikti ve lojistik bakımından birçok artısı vardı. Aktarımı için kalın bakır kablolara ihtiyaç duyan doğru akım, bakır fiyatlarının giderek artmasıyla daha da az kullanılmaya ve alternatif akım karşısında popülaritesini kaybetmeye başladı. 

Ayrıca doğru akımın birkaç milden öteye ciddi kayıp olmaksızın taşınması da imkansız olduğundan her küçük yerleşim veya endüstri birimine bir istasyon tesis etmek mecburiyeti vardır. Bu noktada yenilginin kaçınılmazlığını ileri görüşlü birisi olarak kendisi de fark eden Edison, etik kuralları bir kenara bırakır ve hiçbir bilimsel görüşe dayanmaksızın hem Tesla hem de alternatif akım konusunda büyük bir karalama kampanyası başlatır.

Edison: Tesla’nın metodu acısız ölüm için elverişli

1887 yılına gelindiğinde karalama kampanyasını artık sokaklara kadar indiren Edison, 1,000 voltluk bir Westinghouse AC jeneratörüne bağladığı metal plaka ile onlarca fil ve atı insanların gözleri önünde öldürür.

Konuyu yakından takip eden basın sayesinde, bu ölümler iyice dillendirilir. Hatta bu yönteme bir ad bile verilir: Electrocution. 

Bu esnada New York’ta kurulan yasama komisyonu, Edison’dan yeni idam cihazının yöntemini belirleme konusunda yardım ister. Edison’un ilk başta bir bilim insanı olarak ölüme alet olmayacağını bildirse de bir süre sonra Tesla ve alternatif akım karşısındaki yılgınlığı ona yeni bir mektup yazdırır. 

Mektubunda, kendisinde bu şekilde bir ölüm için yeterli bilgi ve metot bulunmadığını fakat Tesla’nın şirketi olan Westinghouse’un elindeki alternatif akımın ve elde edilen enerjinin, acısız ani ölüm için elverişli olduğu konusunda görüş bildirir. 

Edison, alternatif akımın öldürücü olduğu insanların kulağına giderse, insanların alternatif akımı evlerinde tercih etmeyecekleri düşüncesindedir.

Komisyon Son Kararını Açıklar: …

4 Haziran 1888'e gelindiğinde 'electrocution', New York'un yeni idam infaz yöntemi olarak kabul edilir. Ortada henüz iki teori ve iki elektrikli sandalye tasarımı vardır. Edison da elbette bu sandalyelerden alternatif akımla çalışacak olanın kullanılması gerektiğini iddia eder. 

1888'in ikinci yarısında Edison, Harold P. Brown ve asistanı Dr. Fred Peterson'u doğru akımla çalışan bir elektrikli sandalye tasarımı için tutarlar. Fakat elbette bu iki isim alelade bir seçim değildir. İşe alımdan kısa bir süre önce Dr. Brown, bir gazeteye, küçük bir çocuğun alternatif akım kaçıran bir telgraf teli yüzünden öldüğünü rapor etmiştir. 

Brown ve Peterson tasarladıkları cihazı köpekler, atlar ve filler üzerinde denerler. Basın önünde gerçekleştirilen bu deneylerde, işkence edilen zavallı hayvanların büyük acılarına rağmen hayatta kaldıkları gözlemlenir. Aslında Edison’un amaçladığı da budur. Bu esnada hala Edison’un şirketinde çalışmakta olan ve deneylerde de yer alan Dr. Fred Peterson, komisyona en uygun infaz metodunun seçilmesi açısından danışmanlıkla görevlendirilir. 

Komisyon tüm araştırma ve çalışmalardan sonra kararını açıklar: Elektrikli sandalye alternatif akım ile çalışacaktır. 1 Ocak 1889'da tasarı yasalaşır. Westinghouse tepki gösterir ve kendi markasını taşıyan alternatif akım jeneratörlerini, New York hapishane yönetimine satmayı reddeder. Edison ve Brown bir yolunu bularak Westinghouse'u aşarlar ve ilk elektrikli sandalyelerde kullanılacak jeneratörleri temin ederler.

Ölüm Değil, Ölümüne İşkence

Westinghouse elektrikle idamın 'vahşice ve alışılmadık' oluşuna dayanan temyiz itirazlarına maddi destek verir. Edison ve Brown ise alternatif elektriğin 'hızlı ve acısız' olduğu konusunda tanıklık ederler. Ancak kaderin cilvesidir ki böylece gerçekleştirilen ilk infaz başarısız olur. 

İdama mahkum edilen kişi, izleyenlerin gözleri önünde dakikalarca süren işkence ardından üçüncü derece yanıklar ve sinir sistemi arazlarına rağmen hayatta kalır. Bu Edison’un planının geri tepmesi demektir. Kamuoyu ve basın Edison’u ve önerdiği yöntemi kötülemekte gecikmez. 

Bu iki kişinin çalışmalarına tanık olan görevli, notlarında Brown ve asistanının çalışmalarından şu şekilde söz ediyor: 

'Zavallı köpekleri ve öteki başka hayvanları elektrik vererek öldürüyorlardı. Bazen deneme esnasında uygulanan akım, kadersiz hayvanın can vermesi için yeterli olmuyor, korkunç acılar içinde bağırmaya başlıyordu. O zaman kafalarına bir tuğla ya da sopa ile vurarak işini bitiriyorlardı.' 

Hem bu notların ortaya çıkması hem de birçok idam mahkumunun acı içerisinde işkenceye maruz kalmasından dolayı, elektrikli sandalye ile ölüm cezası 1980’lerde terk edilmiştir.

Popüler İçerikler

Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi