"Ölümün Olduğu Yerde Daha Ciddi Ne Olabilir ki?" Tek Gerçek Olan Ölümle İlgili 21 Alıntı

Ne kadar korksak da, ne kadar çekinsek de ölüm bu hayatın en büyük gerçeği. Ve bu coğrafyada artık hayatta kalmamız biraz şans eseri...

İşte; tek gerçek olan ölümle ilgili, hepimizin yakından tanıdığı yazarlardan 21 alıntı.

#1

'Haklısınız albayım.' Oturdu.' Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor.'

Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar

#2

Ölüm güç bir şeydir. Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır.'

Irwin D. Yalom - Nietzsche Ağladığında

#3

'Daha anlayamamıştı sonunda ölüm olan bir hayatta mutlu son olmasının mantığa aykırı olduğunu. Ölüm mutlu bir son olamazdı. Kimse için. Ama yine de insanlar, kendilerini kandırmak için hayatlarını dönemlere bölüyorlar ve ancak o dönemlere mutlu sonlar uydurabiliyorlardı.

Oysa hayat, her bölümünde ayrı bir hikayenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdi.'

Hakan Günday - Kinyas ve Kayra

#4

'Savaşta ölmek savaşların çıkmasını engellemiyordu.'

Charles Bukowski - Ekmek Arası

#5

'Kim bilir kaç milyon bebek, doğduktan sonra sevinçle, alkışla karşılanmış, daha o anda yaşlanmaya başladığı ve ölüm mahkumu olduğu anasının babasının aklından bile geçmemiştir. Daha da tuhafı hiç kimse doğan bebeğin bir gün öldürülebileceğini, bir cinayete veya bir kazaya kurban gidebileceğini, idam edilebileceğini, savaşta ölebileceğini düşünmez. Oysa bunların hepsi insanlar için. İnsanlık tarihi boyunca milyarlarca kişi 'normal' denilen şekilde yaşlanıp ölmemiş, öldürülmüş.'

Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi

#6

'Ebediyen aynı trendeyiz, ta ki Tanrı sırf kendi bildiği bir sebepten ötürü treni durduruncaya kadar.'

Paulo Coelho - Elif

#7

'Adı, soyadı

Açılır parantez

Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti

Kapanır parantez.'

Behçet Necatigil - Eski Sokak

#8

'Bir öbeğin kıyısındaydı, sıradan bir sarı çiçek. Sigara yakmak için durmuştum, dalgın dalgın çiçeğe baktım. Sanki çiçek de bana bakıyordu, bilirsin ya, bu tür iletişimler ara sıra... Biliyorsun ne demek istediğimi, herkeste olur bu duygu, hani güzellik dedikleri şey. Hepsi buydu: Çiçek güzeldi, çok güzel bir çiçekti. Ve ben lanetlenmiştim. Çünkü günlerden bir gün ölecektim hem de temelli. Çiçek güzeldi, gelecekte insanlar için her zaman çiçekler olacaktı. Birden damdan düşercesine hiçi anladım, hiçliği demek istiyorum, hiç. Ben bunun huzur olduğunu sanmıştım, bir zincirin son halkası. Oysa ölecektim. Luc zaten ölmüştü, bizler için bir daha hiç çiçek olmayacaktı, bir daha hiçbir şey olmayacaktı, hiç ama hiçbir şey, hiçlik de buydu işte. Bir daha hiç çiçek olmaması. Kibritin alevi parmaklarımı yaktı, acıttı.'

Julio Cortazar - Cinayeti Gördüm

#9

'Gazete okurken, birileriyle konuşurken, anlatılan, iletilen acılar, kötülükler, cinayetler karşısında, ölümler, kıyımlar, kırımlar karşısında içi oynaması gerektiğini duyduğu halde gönlünden herhangi bir kıpırtı, herhangi bir ürperti geçmeyenler vardır: Bundan ötürü kaygı duyarlar. Kimi ise, herhangi bir şey duyması gerektiğini de düşünmez, herhangi bir şey de duymaz; bundan ötürü kaygılanmaz; kaygılanmayı anlayamaz... Taş yürekli falan değildir bu insanlar; imgeleme güçleri, kendi dertlerinden, acılarından, gözle görüp elle dokunabildiklerinden ötesine erişmemektedir, o kadar. Aynı kişiler, ağlayan bir çocuğun resmi karşısında, sıradan bir film, bir öykü, bir oyun karşısında içlenir, üzülür, ağlar. İmgeleme güçleri, ancak, bir tür somutluk karşısında canlanır, kıpırdar.'

Bilge Karasu - Gece

#10

'Çok iyi anımsıyorum, bir kez babamla çıktığımız bir gezintide bir çalının yanından geçerken ölüp kurumuş bir bülbül bulmuştum yerde. Korkusuzca elime aldım ve babama gösterdim. 'Yere koy onu' diye bağırdı babam. 'Görmüyor musun, uyuyor.' Ölüm aşk gibi konuşulmaması gereken bir konuydu.'

Susanna Tamaro - Yüreğinin Götürdüğü Yere Git

#11

'Ölümü böyle iç cebinde sevgilinin resmi gibi taşıyan memleketler cenazeleri niye hep hazırlıksız karşılarlar?'

Ece Temelkuran - Düğümlere Üfleyen Kadınlar

#12

'Istırap, korku, dehşet ve yaşama arzusu, hepsi bitmişti bende. Bana telkin ettikleri dinî inançlardan kurtulmuş, huzura ermiştim. Tek tesellim, ölümden sonra hiçlik ümidiydi; orada tekrar yaşamak düşüncesi içime korku salıyor, beni hasta ediyordu. Ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışamamışım, bir başka dünya neyime yarardı benim?'

Sadık Hidayet - Kör Baykuş

#13

'Yeryüzünün gözyaşları sonsuzdur. Biri ağlamaya başladığında başka bir yerde, bir başkasının gözyaşları diner.' Beckett'ın bu cümlesini Nuto'nun çardağı altında değiştirerek yazıyorum. Yeryüzünün öyküleri sonsuzdur. Biri anlatmayı bitirdiğinde, bir başkası, bir yerlerde anlatmaya başlar. Yeryüzünün intiharları sonsuzdur. Biri, bir yerde intihar ettiğinde bir başkası intihar etmeye hazırlanıyordur. Biri ölmeye başladığında, bir başka yerde yaşama başlıyordur diğeri.'

Tezer Özlü - Yaşamın Ucuna Yolculuk

#14

'Ölümü umursadığı yoktu; ama yaşam çok şey demekti. O yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil, özlem oldu.'

Gabriel Garcia Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık

#15

'Ne var ki, her şeyi bilmek için, belki hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, âdemoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. Çünkü onlara göre, ancak hiçbir şey bilmeyen bir mâsum, gördüğü anda O'nu tanıyabilirdi. Bunun için belki de, ölmeden önce ölmek gerekiyordu.'

İhsan Oktay Anar - Suskunlar

#16

'Doğal olarak, şimdi dönüp baktığımda beni kovalayanın sadece ölüm olduğunu görüyorum: cennetten önce ölüm yakalayacak bizi. Yaşadığımız günlerde hasretini çektiğimiz, uğruna her türlü iç bulantısına katlandığımız, içimizi çektiren, bizi inleten tek şey, muhtemelen rahimde deneyimlediğimiz ve -her ne kadar bunu kabul etmeyi reddetsek de- sadece ölümde yeniden üretilebilen o kayıp saadeti yad edebilmek.'

Jack Kerouac - Yolda

#17

'Ölüm saplantısıyla aran nasıl?

İyi! Her sabah ölüyorum.'

Vüs'at O. Bener - Siyah - Beyaz

#18

'Kanserin yan etkilerinden biri olarak depresyonu da listeliyorlar. Fakat aslına bakarsanız depresyon, kanserin yan etkisi değil. Depresyon ölmenin yan etkisi. (Kanser de ölmenin yan etkisi aslında. Hatta aslında hemen hemen her şey öyle.)'

John Green - Aynı Yıldızın Altında

#19

'Çoğul bir yalnızlıktır ölüm, dedi Adam.

Yaşamaksa tekil bir kalabalık, dedi Kadın.'

Feyza Hepçilingirler - Ürkek Kuşlar

#20

'Duygularımızı yalnız ölümün uyandırdığına dikkat ettiniz mi? Bizden yeni ayrılmış dostlarımızı ne kadar severiz, değil mi? Ağızları toprakla dolup hiç konuşmaz olmuş hocalarımıza ne kadar hayranızdır! Saygı o zaman çok doğal olarak gelir, belki de tüm yaşamları boyunca bizden bekledikleri o saygı. Ama biliyor musunuz niçin ölülere karşı hep daha dürüst ve daha cömertizdir? Nedeni basittir! Onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur. Özgür bırakır bizi onlar, zamanımızı rahatça kullanabiliriz, saygıyı boş zamanlarımızda kokteylle sevimli bir metres arasına koyabiliriz. Bizi bir şeye yükümlü kılarlarsa, belleğe yükümlü kılar onlar, bizimse belleğimiz zayıftır. Dostlarımızda sevdiğimiz, taze ölüdür, acılı ölü, heyecanımız, eninde sonunda kendimiz!'

Albert Camus - Düşüş

#21

'Ben aşkı hayattan çok ölüme benzetirim. Ve insan bir kere ölür.'

Alper Canıgüz - Alper Kamu - Cehennem Çiçeği

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
12.01.2016

Aklıma "Doğduğunuz anda öleceğiniz tescillendi ve aileniz buna deliler gibi sevindi" sözü geldi birden...

Nazım Hikmet ne diyor biliyor musunuz? İnsan demiş öleceğini bile bile nasıl yaşar Ya çıldırır Ya öleceğini unutur.

Pasif Kullanıcı
12.01.2016

Ölümsüzüm ben ölene kadar:D ciddiyet yerlerde

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ