Ölümden Sonra Yeni Bir Hayat Mümkün mü? Şaşırtıcı Örnekler ve Tüm Bilinmeyen Detaylarıyla Reenkarnasyon

İnsanlar bazen yaşadıkları anı sanki tekrar yaşıyormuş veya o ana şahit olmuş gibi hissedebilir. Reenkarnasyon kavramı, farklı zaman dilimlerinde sürekli konuşulan bir kavram olmuştur. Konu hakkında da farklı görüşler ortaya atılmıştır. İşte tüm detayları ile reeankarnasyon.

1. Reenkarnasyon ne demektir?

İnançsal arka planı ve kendi içindeki felsefesi hakkında fazla bilgi sahibi olunmamasına rağmen, 'ölümden sonra tekrardan doğmak' olarak özetlenen, arkadaş arasındaki muhabbetlerde sık kullanılan bir madde olan reenkarnasyon, yüz yıllardan boyu süregelen bir inançtır. 

Karma felsefesi ile ifade edebileceğimiz, ancak bunun dışında birçok farklı inançta da yeri bulunan, farklı başlıklar altında geçen reenkarnasyonu bu yazıda hem yaşandığı iddia edilen, resmi kayıtlara geçmiş olaylarıyla, hem de 'böyle bir şeyin imkansızlığını' savunanların sundukları bilimsel görüşlerle ele alacağım.

2. Budizm ve reenkarnasyon

Budizm, dünya üzerinde 500 milyonu aşkın kişinin inandığı bir din-felsefedir. Budizm, insanların bu dünyada yaşadığı acıların, ızdırapların nedenlerini araştıran ve bunları gidermeye yönelik inanışlar barındıran bir yapıdır. Hindistan'da ortaya çıkmıştır ve günümüzde Asya'nın farklı ülkelerinde, milyonlarca kişi Budizm inanışına sahiptir. 

Budizm ve reenkarnasyon

Budizm altında karma felsefesi, iç huzuru sağlamaya yönelik meditasyon uygulamaları ve reenkarnasyon dediğimiz bir doğum-ölüm döngüsü yer bulur. Budizm inanışına göre yeniden dünyaya gelme, rastgele bir olay değildir. İnsanın önceki yaşamında yaptığı iyi ya da kötü işlerin bir karşılığıdır. 

Ruhun göçü kavramı birçok dinde, farklı inanışta kendine yer bulmuştur, farklı isimler altında ya da isimsiz bir şekilde. Budizmde ise açıklaması reenkarnasyondur, ve gerekçesi insan duyuların tatminine yönelik arzu, var olma isteği ve Karma olarak açıklanmıştır.

3. Diğer inanışlarda 'ruh göçü' kavramı

İslamiyet

Tek Tanrılı diğer inanışlarda olduğu gibi, İslam'da da ruh göçüne yönelik doğrudan bir şey yoktur. Ancak Bâtınî'lere göre, Kuran'da bazı ayetlerde ruh göçüne yönelik üstü kapalı ifadeler yer aldığı söylenmektedir. (Batıniler, ayetlerin aslında göründüklerinden daha da derin anlamlara sahip olduğunu düşünen, ayetleri buna göre yorumlayan bir akım). Ruh göçü ve dolaylı bir şekilde reenkarnasyonun İslam'la ilişkilendirilebileceğini öne sürenlerin Kuran'dan referans verdiği ayetler;

Allah’ın varlığını nasıl inkâr ediyorsunuz ki, sizi ölü iken O diriltti, sonra yine sizi O öldürecek, yine sizi O diriltecektir; nihayet ahirette yalnız O’na döneceksiniz. (Bakara, 28)

Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. (Vakıa, 60-61)

Musevilik

Musevilik'in geleneksel yapısında ruh göçü kavramı yer almaz. Ancak farklı yorumlarda, reenkarnasyona yönelik izler olduğu görülebilir. Özellikle Kabala'da ruh göçü kavramının geçtiği görülür. Bazı Museviler, Hz. Adem'in önce Nuh, sonra İbrahim sonra da Musa olduğuna inanır. 

Hıristiyanlık

Reenkarnasyon, Hıristiyanlıkta ciddi şekilde tartışılan konulardan birisidir. 19. yüzyıldan sonra ortaya çıkan Hıristiyan akımlarının önemli bir kısmı ruh göçüne, reenkarnasyona inanır. Bu spritüel akımlara göre ilk Hıristiyanlar reenkarnasyona inanmaktaydı, ancak sonradan kutsal metinlerdeki bozulmalar sonucunda bu inanış yokedilmişti. Katolik teologların şiddetle karşı çıktığı bir konu olsa da, reenkarnasyon günümüzde birçok Hıristiyan mezhep ve kurum tarafından kabul görüyor, bunlardan bazıları Christian Community, Liberal Catholic Church, Unity Church, Christian Spiritualist Movement, Rosicrucian Fellowship ve Lectorium Rosicrucianum olarak biliniyor. 

Taoizm

Taoizm inanışında, reenkarnasyon şu şekilde açıklanmıştır;

Doğum başlangıç değildir, ölüm de son değildir. Varoluş sınırsız, sonsuzdur; bir başlangıç noktası olmayan süreklilik sözkonusudur. Sınırı olmayan varoluş (varlık) uzaydır. Başlangıç noktası olmayan süreklilik zamandır. Doğum da vardır, ölüm de; biri dışarı doğru olan sonuçtur, diğeri içeriye doğru olan sonuçtur. Böylece, biçimini görmeksizin, 'İlâhî Olanın Kapısı'ndan bir içeri bir dışarı geçilir.” (Zhuang Zi, 23)

Grek kültürü

Ruh göçü, Grek kültüründe milattan önce 7. yy.'da izleri ortaya çıkmış bir kavramdır. Latince metempsycose kelimesi ile ifade edilir. Platon, Phedon adlı romanlaştırdığı diyaloglarında, Sokrates'in şu ifadesine yer verir, 

Yeniden yaşamak… Eminim ki gerçekten böyle bir şey var; bu, ölüden çıkan bir yaşam.

Bunun dışında Grek kültürü ve reenkarnasyon noktasında Pisagor'un da önemi büyüktür, zira birçok kaynak Pisagor'un bu inanışa sahip olduğunu, hatta önceki yaşamlarını hatırladığını doğrulamaktadır.

Şamanizm

Asya şamanizminde, bazı Kuzey Amerika ve Güney Amerika kızılderililerinde ve kimi Afrika kabilelerinde ölüm olayı ile bedenini terk edenlerin yaşadığı öte-âleme ruhlar diyarı adı verilir. Kuzey Asya halkları, insanın birden fazla, üç ya da yedi “can”ı olduğuna inanırlar. Örneğin Yakut Türkleri, Çukçiler ve Yukagirler, insanın üç “can”ı olduğuna inanırlar. Ölüm olayında biri mezarda kalır, biri “ruhlar diyarı”na iner, üçüncüsü “Göğe” çıkar. İnsanın “ruhlar can”ı öte-âlemin eşiğini bekleyen eşik bekçisine rastlar; sonra kayıkla öte yakaya geçer. Gölgeler diyarı’nda ölü, yeryüzünde sürdüğü yaşamı sürer. Ölüler, bir süre sonra, yeryüzünde tekrar doğabilirler. Uygurlar, inandıkları sürekli olarak tekrar doğma olgusuna “sansar” adını verirler.

4. Tasavvuf kültüründen reenkarnasyonla ilişkilendirilebilecek ifadeler

Tasavvuf edebiyatından bu konu ile ilgili çağrışım yaratabilecek ifadeleri bulabiliyoruz, birkaçı için; 

Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (…) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası. (Yunus Emre)

Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?” (Mevlana Celaleddin Rumi)

Ondört bin yıl gezdim divanelikte / insan sıfatından çok geldim gittim (Haydar Haydar, Alevi deyişi)

5. 19. yüzyıl: Kardec'in 'Ruhların Kitabı' ile reenkarnasyon sistematize edildi

Görüldüğü üzere birçok farklı inanışta ruh göçü kavramı yer bulmuş durumda. Ancak bu inanışlar, belirli bir başlık altında yer almıyordu. 19. yüzyılda Batı dünyasında okültizm, yani geçmiş dönemlerde, geleceğe yönelik medyumnik yollarla edinilen bilgiler bütünü alanında bir ilgi söz konusuydu.

Bu dönemde, deneysel spritüelizm alanında Fransız Allan Kardec, 1857 yılında yayınladığı 'Ruhların Kitabı' ile öte-alemci yapıları, ruh göçü çıkışlı düşünceleri 'reenkarnasyon' adı altında topladı. Kardec'in kitabında belirttiği ilkeler şu şekildeydi;

  • İnsan üç bölümden oluşur: Ruh, ‘perispri’ ve fiziksel beden. Perispri, ruh ve fiziksel beden arasında irtibatı sağlar, yarı-maddi bir yapısı vardır.

  • Can dediğimiz, ölüm olayı ile bedeni terk ettiğinde “ruhlar âlemi”nde doğar. Dünyada iken yaptığı iyilik ve kötülükler orada, hafızasında canlanır. Bir süre sonra, tekrar dünyada bedenlenir. Sınavlar geçireceği dünyada defalarca doğmasının amacı tekâmül etmektir. Fakat insan ruhu hiçbir zaman yeniden hayvan bedeninde doğmaz. Çünkü tekâmülde gerileme sözkonusu değildir.

  • Bütün ruhlar eşit yaratılmıştır denebilir. Fakat tekâmül dereceleri aynı kalmadığından aralarında, tekâmül farklarından kaynaklanan bir ruhsal hiyerarşi oluşmuştur.

  • Ruhlar yalnız Dünya’da değil, evrenin diğer dünyalarında da bedenlenirler.

  • Ruhlar âlemindeki bedensiz varlıklar, dünyadaki bedenlilerle gerek maddi gerekse manevi etkileşim içindedir. Ayrıca ‘medyum’lar aracılığıyla, bedensiz varlıklarla sesli veya yazılı iletişim kurulabilir.

6. Reenkarnasyona bilim muhalefeti: Hayali anı sendromu

Günümüzde reenkarnasyon yaşadığı düşünülen, bunu iddia eden kişiler eski yaşantılarına yönelik net hatıralar aktarabiliyor. Psikolojide bu durumu açıklayabilecek 'hayali anı sendromu' ya da sahte anı sendromu açıklayabilir. Gerçekte hiç yaşanmamış olmasına rağmen insanlar, gerçek kişi ve mekanlar ile bazı hatıraları zihninde oluşturabilir. 

Özellikle, çocukları ya da sevdikleri çok uzakta olan kişilerde bu durumun yaşandığı gözlenmektedir. Akla gelen bu anılar için metafiziksel yorumlar da vardır, reenkarnasyon bunlardan sadece bir tanesidir.

7. Hatıralar DNA'larla aktarılabiliyor

ABD'de bir üniversitede, genlerde ortaya çıkan kimyasal değişimler sonucu çeşitli deneyimlerin gelecek nesillere aktarılabileceği ortaya çıkmıştır. Emory Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr.Brian Dias’a göre; 

Dönüşümsel bakış açısından, bizim sonuçlarımız ebeveynlerin deneyimlerinin, sonradan gelen nesillerin, hatta hamile kalmadan önce, sinir sistemlerindeki hem yapıyı hem de fonksiyonlu önemli derecede etkilediğini anlamamızı sağlıyor. Bunun gibi bir fenomen, fobiler, endişe, ve post-travmatik stress bozuklukları gibi nöropsikiyatrik rahatsızlıkların etiyoloji-nedenbilim ve potansiyel aktarım riskine katkıda bulunabilir.

Bazı hatıraların, travmatik ya da stresli deneyimlerin genlerle aktarılabildiği düşüncesi bilim dünyasında yeni değil. 1989 Nobel Kimya Ödülü'nü alan Sidney Altman ve Thomas R. Cech, RNA'nın katalitik özellikleri alanındaki çalışmalarıyla da bunu doğrulamıştı.

8. Reenkarnasyona yönelik ilginç bilgiler

  • Reenkarne olduğu düşünülen çocuklar, herhangi bir eğitim görmeden önceki yaşamlarında sahip oldukları bilgi birikiminden ötürü -o anki koşullara göre- yabancı dil konuşabiliyor, derdini anlatabiliyor.

  • Yapılan bir araştırmaya göre ABD'de 4 kişiden biri reenkarnasyona inanıyor. 

  • Dünya üzerinde ise çoğu Budistlerden oluşan 1.25 milyar insan, başka bir insanın ruhu ile dünyaya geri döndüğünü düşünüyor.

  • Reenkarnasyon alanında araştırma yapan bilimadamları, bugüne kadar dünya üzerinde ortalama 95 milyar insanın yaşayıp öldüğünü tahmin ediyor. 

  • 6 milyar ruhun en az 10-15 kere hayata dönmüş olabileceği tahmin ediliyor.

  • Genellikle 30 yaş üstü kişiler reenkarnasyona inanıyorlar.

  • Eğitim seviyesi yükseldikçe, reenkarnasyona inanç seviyesi azalıyor.

9. Reenkarnasyon vakalarına yönelik araştırmalar

Dünyada bu alanda en önemli isimlerden birisi Profesör Ian Stevenson'dır. Asya'da, Avrupa'da birçok ülkede bu alanda çalışmalar yapmış, insanlarla birebir görüşerek vakaları değerlendirmiştir. Bu alanda birçok kitabı, makalesi bulunan bir isimdir. Türkiye için de önem taşıyan çalışmalarından birisi olan 'Reenkarnasyon Vakaları III: Lübnan ve Türkiye'den On İki Vaka'da ülkemizde yaşanan bazı olaylar yer alıyor.

Ian Stevenson'un çalışmaları neden önemli?

40 yılını reenkarnasyon vakalarını araştırmaya adamış bir isim olan Stevenson, geçmiş yaşamlarını hatırladığı öne sürülen çocuklarla görüşerek incelemeler yaptı. Toplamda 2000'in üzerinde çocukla görüştüğü biliniyor. Stevenson, yalnızca görüştüğü kişileri dinlemekle kalmamış, aynı zamanda ölüm şekilleri-doğum lekeleri arasındaki ilişkiye de odaklanmıştır. Birçok vakada, doğum lekelerini-ölüm şekli ilişkisini de doğrulamayı başarmıştır. 

Çalışmalarını ağırlıklı olarak Doğu'da yapması eleştiri alsa da -reenkarnasyon inancının yaygın olmasından ötürü- Batı'da yaşanan vakalara yönelik bir kitap da çıkarmıştır. 

Beyrut'ta yaşanmış tipik bir vaka

Stevenson tarafından belgelenmiş tipik bir vakada, Beyrut’taki bir çocuk 25 yaşında bir motor tamircisiyken plaj yolu üzerinde hız sınırını aşmış bir arabanın çarpmasıyla ölmüş olduğunu anlatmaktaydı. Çeşitli tanıklıklara göre, çocuk sürücünün adını, kazanın tam olduğu yeri, motor tamircisinin kızkardeşlerinin, anne ve babasının, kuzenlerinin ve birlikte ava gittiği arkadaşlarının adlarını veriyordu. Vaka doğrulandı, çocuk söz konusu motor tamircisinin ölümünden birkaçyıl sonra doğmuştu ve çocuğun ailesinin ölen adamla görünür hiçbir irtibatı yoktu.

Stevenson'la yapılmış bir röportaja buradan ulaşabilirsiniz.

10. Dünyadan çarpıcı reenkarnasyon vakaları

Hollywood’un favori vakası

En ünlü reenkarnasyon hikayesi 1952 yılında ABD’nin Colorado eyaletinde yaşayan bir kadından geldi. Daha önce hiç ABD dışına hiç çıkmamış olan 29 yaşındaki Virginia Tighe isimli ev hanımı kadın, Morey Bernstein isimli amatör bir hipnoz uzmanı tarafından hipnotize edildi. Kadın hipnoz sırasında koyu bir İrlanda aksanıyla konuşmaya başladı ve 19’uncu yüzyılda yaşayan İrlandalı Bridey Murphy isimli bir kadın olduğunu söyledi. 1864 yılında İrlanda’nın Cork kentinde doğmuştu, Sean isimli bir adamla evlenmişti ve merdivenlerden düşerek geçirdiği bir kaza sonucu hayatını kaybetmişti. Tighe’nin Cork ile ilgili anlattığı ayrıntılar daha sonra birçok gazeteci tarafından doğrulandı ancak İrlanda’da Bridey Murphy isimli bir kadının yaşadığına dair hiçbir kanıt bulunamadı. Virginia ismiyle yeniden hayata geldiğini öne süren kadının hikayesi ülke çapında o kadar ünlendi ki olay önce kitap haline getirildi daha sonra da filmi çekildi. Avustralyalı oyunucu Nicole Kidman’ın başrolünde oynadığı 2004 yılında gösterime giren Doğum (Birth) isimli film de kocası 10 yıl önce ölen dul bir kadının eşinin Sean isimli 10 yaşındaki bir çocuğun bedeninde yeniden hayata geldiğine inanmasını anlatıyor.

11. En ilginç reenkarnasyon olaylarından biri: Titu vakası

1990 yılında İngiliz BBC televizyonunda yayınlanan bir belgeselle büyük olay yaratan Hintli Titu Singh’in reenkarnasyon hikayesi tüm dünyada yankı uyandırmış ve tartışma yaratmıştı. Hindistan’da yaşayan Titu, ailesine önceki yaşamındaki hayatını ailesini ve Agra şehrindeki eski evini anlatmaya başladığında 2.5 yaşındaydı. Anıları o kadar detaylıydı ki bir radyo dükkanında çalıştığını, adının Suresh Verma olduğunu ve Uma isimli eşinden 2 çocuk sahibi olduğunu bile anlatıyordu. Ailesi önceleri çocuğu ciddiye almıyordu ancak bazen bir yetişkin gibi davranan Tito bir gün silahla vurularak öldürüldüğünü, daha sonra cesedinin yakılarak küllerinin nehre atıldığını söylediğinde endişelenmeye başladılar. 

Davayı yeniden açtırdı

Titu, Agra’daki evini özlediğini söylerken ağabeyi şehre giderek bu hikayenin doğruluğunu araştırmaya başladı. Uma isimli 2 çocuk sahibi dul bir kadın tarafından işletilen Suresh Radyo isimli bir dükkana rastladı. Uma, Singh ailesini ziyaret etmeye karar verdi. “Önceki aile”sine kavuşan Titu, Uma’ya önceki yaşamında gittikleri bir panayırı anlattı ve evlerini bahçesine gömdüğü altınlarda bahsetti. Şoke olan Uma, kocasının yeniden hayata döndüğüne inanmıştı. Dehşete düşen aile hikayeyi doğrulamak için Titu’yu Agra’ya götürdü. Küçük çocuk, Suresh’in 2 oğlunu hemen tanıdı ve ölümünden bu yana radyo dükkanındaki değişiklikleri de hemen fark etti. İngiliz BBC kanalına çıkarılan Tito, Suresh’in arabasında otururken başına yediği bir kurşunla hayatını kabettiğini anlattı. Otopsi raporları da kurşunun Suresh’in sağ şakağından girdiğini kafasının sol tarafından çıktığını gösteriyordu.

Daha sonra Tito’nun saçları canlı yayında tıraş edildi ve küçük çocuğun başının sağ kısmında tam da kurşunun girdiği kısımda ve sol tarafta kurşunun çıktığı kısımda 2 yara izi olduğu ortaya çıktı. Küçük çocuk Agra’daki bir mahkemeye cinayetin başka ayrıntılarını da anlatarak otoriteleri davayı yeniden açmaları için ikna etmeyi başardı. Titu’nun verdiği bilgiler sayesinde Suresh’in katili yakalandı ve mahkeme önüne çıkarılarak yargılandı.

12. Türkiye'de reenkarnasyon inancı ağırlıklı olarak Nusayrilerde görülmektedir

Nüfusları yaklaşık 1 milyon civarında olan Nusayriler Hatay, Adana ve Mersin tarafında yaşamaktadırlar. Nusayri inancında reenkarnasyon yer tutmaktadır, bundan dolayı çocukların konuşmalarına kulak verirler, onların anlattıkları hikayeleri önemserler.

13. Medeniyetlerin beşiği Hatay, reenkarnasyon vakaları ile en çok gündeme gelen ilimizdir

Psikiyatrist Dr. Recep Doksat Adana’da bu tür olayları incelemiş, araştırmış ve kitap haline getirmiştir.

Hatay ilinden birkaç örnek:

Ali Kara: Suriye’de ölüp Türkiye’de doğduğunu söylüyor. Hatay Raskiye köyü, 1972 doğumlu. Bir önceki hayatında adı Cabir Rismen. Bilal ve Rahibe’nin oğlu olarak Cennata köyünde dünyaya gelmiş. 1947-1960 yılları arasında yaşamış. Kullandığı traktör devrilince ölmüş.

Mehmet Aslan: 1987 doğumlu. Bir önceki hayatındaki annesi yeni doğan çocuğu Mehmet’i rüyasında görüyor. Arayıp buluyor ve çocuğu ailesinden istiyor. Mehmet, bir önceki hayatında Ata Eryılmaz imiş. Ata’nın anne babası Habib ve Raya Eryılmaz’ın iki çocuğu var. Ata ve Nebil. Nebil 15 günlük iken ölüyor. Ata ise üniversiteyi kazandığı yıl Asi Nehri’nde boğuluyor.

İpek Kart: Hatay Döver köyünde, Besime adında bir hamile kadın; öldürülüyor. Kocası cezaevine konuluyor. Besime ise İnci-Sabri Kart çiftinin kızları olarak Hatay’da dünyaya geliyor. İlkokula giden İpek’in güncesinden okuyoruz:

Bundan önce de hayatım vardı. Döver köyünde, yeni evli, 8 aylık hamile bir kadındım. Adım da Besime Yayar idi. Eşimle düğünümde takılan takılar yüzünden hep kavga ederdik. Altınlarımı bozdurup kamyon almak istiyordu. Beni sürekli dövüyordu. Bir gün yine altınları istedi karşı çıktım dövdü. Evin damındaydık kocam beni itti, dengemi kaybettim aşağıya düşüp öldüm. Ama geri döndüm, şimdi adım İpek Kart ve 12 yaşımdayım.

Başının üzerinde yara izi

Cemil Fahrici 1935’te Antakya’da dünyaya geldi. Doğumundan bir önceki gece babası uzak bir akrabaları olan Cemil Hayık’ın kendi oğlu olarak yeniden dünyaya geldiğini gördü. Hayık, çetesi Fransız güçleri tarafından sarıldıktan sonra silahını çenesine dayayarak intihar eden bir yerel kahramandı. Bebek Cemil de çenesinin altında 2 santim boyutlarında bir yara izine sahipti ve 2 yaşına geldiğinde Hayık’ın yaşamı hakkındakı detayları çevresiyle paylaşmaya başladı. Daha sonraki yıllarda Stevenson yaptığı araştırmalar sonunda Cemil’in başının üstünde de bir yara izin olduğunu fark etti. Yara izleri ve çeşitli fobi ve ağrılar reenkarnasyon berlitileri olarak görülüyor. Bazı uzmanlara göre boynundan sıkıntı çeken kişiler geçmiş hayatında asılarak öldürülmüş olabilir ya da yüksekten korkan bir kişi bir kalenin duvarından aşağıya atılarak cinayete kurban gitmiş olabilir. Yani nedeni açıklanamayan bu korku ve fobilerin önceki yaşamlardan gelmiş olabileceği öne sürülüyor.

‘Artık eski ailemle görüşmüyorum’

Hatay’da yaşayan Oto Galerici Tayfur Çiçek de, 3 yaşındayken farklı isimler söylediğini ve ailesinin bu durumu farkettiğini söylüyor. Çiçek şöyle konuştu: 3 yaşındayken konuşmaya başladım. Bazı isimler söylemeye başlayınca ailem merak ediyor. Zaman geçtikçe anlıyorlar çünkü söylediğim isimler bizden 2 köy uzaklıkta yaşayan bir aileye aitti. Bir süre sonra tanıştık. Onlar inanmadı benim onların 39 yaşında ölen oğulları olduğuma. Ancak evlerinde sakladığım tabancamı bulunca anladılar. Tek tek isimleri söyledim kardeşlerimin orada. Artık inanıyorlar. Önceki yaşamımda ismim Hanifi Türkmen’di ve çiftçilik yapıyordum. Babamla beraber evimizin yakınındaki bahçede çalışırken düştüm ve bel kemiğim kırıldı. 3 yıl boyunca yatağa bağlı yaşadım ve daha sonra öldüm. Ancak yaşım ilerledikçe bu durum beni iyice bunalttı. Çünkü çift kişilikliydim. Bir yandan eski ailem ve bir yandan da yeni ailem vardı. Keşke böyle bir şey yaşamasaydım. 15 yaşına kadar eski ailemle görüşmeye devam ettim ancak daha sonra görüşmeyi bıraktım ve ticaret yapmaya başladım. Yani kendimi işe verdim.

Mezarlığını bile anlattı

Dellal Beyaz 1970’te Samandağ’da dünyaya geldi. Doğduğunda başının üzerinde bir yara izi vardı. Annesi küçük kızın eski yaşamından anılar taşıdığını yatağında kendi kendine konuşurken fark etmeye başladı. Della önceki yaşamında yakınlardaki bir köyde yaşayan bir kadın olduğunu ve çamaşır asarken bir kuyuya düşerek öldüğünü anlatmaya başladı. Ailenin uzaktan bir akrabası Dellal’in anlattıklarının Zehide Köse isimli bir kadının ölümüyle büyük benzerlik gösterdiğini öne sürdü. Köse düşerken kafasını yer vurmuş ve götürüldüğü hastanede yaşamını yitirmişti. Zehide’nin mezarlığını da anlatan Dellal, önceki yaşamında öldükten sonra olanları hatırlayabilen ilk reenkarnasyon vakalarından biriydi.

Diğer vakalar

Ekşi Sözlük'te bir yazar, reenkarnasyonla ilgili düşüncesini şöyle açıklıyor;

Temkinli yaklaştığım konu. böyle saçmalık olur mu ya da kesin vardır diyemiyorum ama bir örnek vereceğim. Bu işi arkadaş arasında yapan 50 yaşlarında bir tanıdığım var. Rica minnet arada insanlara kim olduğunu söylüyor. nasıl yaptığını anlatmıyorum bir kağıt,bir taş kullanıyor ve kağıda bilmediğim bir alfabede yazı yazıyor. Aklımın almadığı ve cevap veremediğim konu ise şu, bundan 10 sene önce bir kadına baktı. Kadına ispanya'da bir denizci olduğunu ve soğuk havaların akciğerini etkileyip onu hasta ettiğini ve öldüğünü söyledi. buraya kadar normal. Anormal olan bundan 10 sene sonra aynı kadının dünyanın öbür ucunda başka bir adama bu iş için başvurması ve o adamın birebir aynı şeyleri söylemesi. 10 sene aralıklarla dünyanın iki ucunda iki farklı insanın bir kadına aynı şeyi söyleme olasılığı yüzde kaç?

14. Dünya çapında ses getiren bir yerli vaka: Kenedi Alkan

1965 doğumlu Kenedi Alkan, öldürülen ABD başkanı Kennedy'nin ruhunu taşıdığını, reenkarne olduğunu iddia ediyordu.

Görgü tanıklarına göre çocukluğunda çok iyi İngilizce konuşuyordu, vücudunda bir kurşun yarası izi bulunuyordu ve belki de en enteresanı Kennedy'nin yaşamına, son anlarına dair bilgilere sahip olduğunu söylüyordu. Çok geçmeden ABD'den bir heyet geldi ve onunla görüştüler, reenkarnasyon alanındaki bilimsel makalelerde bile yer buldu (kaynaklarda görebilirsiniz) sonuç olarak Kenedi Alkan hayatına normal olarak devam ediyor. O dönem heyetin onu ABD'ye götürmek istediği ancak ailesinin korktuğu için buna izin vermediği belirtilmişti.

Reenkarnasyon dendiğinde sayılı isimlerden olan Ian Stevenson da bu olayı inceleyenlerden birisi, ancak Kenedi Alkan için bir röportajında 'aldatmaca' diyor.

15. Reenkarnasyona inanan ünlü isimler

Dünyaca ünlü bazı isimler reenkarnasyona inandıklarını açıklamış durumdalar, üstelik bazıları 'reenkarne olduğunu' dahi belirtiyor. İşte o isimler;

Salvador Dali: Ünlü ressam, kendisinin ölen abisinin reenkarnasyonu olduğunu söylüyor.

Henry Ford: Önceki hayatında bir savaş sırasında hayatını kaybeden bir asker olduğunu düşünüyordu.

Nietzsche: Ünlü varoluşçu Alman filozofun reenkarnasyona inanışına sahip olduğu öne sürülüyor ancak bu konuda kesin bir bilgi bulunmuyor. 

Jack London: ABD’li yazar daha önce sayısız kez dünyaya geldiğini düşünüyordu. Hatta önceki yaşamdan deneyimlerin eserleri üzerinde önemli etkiye sahip olduğuna inanıyordu.

Benjamin Franklin: Reenkarnasyon inancını “Ben ölümü biraz da uykuya benzetiyorum. Sabaha daha dingin uyanacağız. Ne şekilde olursa olsun bu dünyada her zaman var olacağıma inanıyorum” diye açıklamıştı. 

Not: Franklin'in cryonics çalışmalarına desteğini daha önce, ilgili sayılabilecek bir içeriğimizde de konu almıştık. Bkz Ölüm, Yaşamın Sonu mu? Cryonics: Geleceğe Dair Heyecan Verici Bir Yatırım

Kaynak: Kenan Butakın, Vatan

16. İçinden reenkarnasyon geçen filmler ve müzikler

Böylesine ilgi çekici bir konu haliyle kültürel anlamda da etkilerini hissettirmiştir. Reenkarnasyonu konu alan filmler, 

The Reincarnation of Peter Proud (1975): Romandan uyarlanmış bir film, 2015'te tekrar vizyona gireceği söyleniyor

Audrey Rose (1977): Hipnoz sahneleri ile bilinen başarılı bir korku filmi

Star Trek III: The Search for Spock (1984): Star Trek serisinin üçüncü filmi.

Dead Again (1991): Şaşırtan ve sürükleyici bir film.

Defending Your Life (1991): Arafı konu alan film.

Little Buddha (1993): Budizme ilgiliyseniz ilgi çekici bir yapımdır.

Fluke (1995): James Herbert'in kitabından uyarlanmış bir film.

Kundun (1997): Dalay Lama'ya verilen isimdir. 14. Dalay Lama'nın hayatını anlatır.

What Dreams May Come: Robin Williams'ın rol aldığı başarılı bir film

Yesterday's Children: Hakettiği ilgiyi görmemiş, ağlatan bir film-denmekte

Birth (2004): 10. maddede geçen yaşanmış olayın (Hollywood'un favorisi) filmi.

Reincarnation (2005) (kısa film)

Om Shanti Om (2007): Reenkarnasyon sinemasının anavatanı Bollywood yapımı bir film, iMDB 6.6

Eega (2012): Eaga: Kara Sineğin İntikamı, iMDB 7.9

I Origins (2014): İzledikten sonra beni bu içeriği hazırlamaya iten film.

Müzikler

The Reincarnation of Benjamin Breeg, Iron Maiden

The Reincarnation Song, Roy Zimmerman

Eternal Caravan of Reincarnation, Santana

The Reincarnation of Luna, My Life With The Thrill Kill Kult

Highwayman, The Highwaymen

Tommy, The Who

'Galileo', The Indigo Girls

Metropolis Pt. 2: Scenes from a Memory, Dream Theater

17. Mümkündür ya da değildir, tartışıladursun. Yahya Kemal'den bir dize ile bitirelim,

cihana bir daha gelmek hayal edilse bile

avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle

History Channel'da yayınlanmış bir reenkarnasyon belgeseli 

REENKARNASYON BELGESELİ - ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLMEK

1989 Nobel Kimya ödülü sahibi Thomas Cech (RNA üzerinde taşınan tecrübe genleri üzerine araştırma)

Defining the inside and outside of a catalytic RNA molecule

Anılar, fobiler DNA'lar ile gelecek nesillere taşınabiliyor

Anılar ve Hafızalar Genlerle Nesillere Aktarılıyor

Anahtar reenkarnasyon ilkeleri ve yaşanmış örnekler

Nasır Alev | Nasır Toksöz Reenkarnasyon Vakası

Yeniden Doğan Kardeşler, Yasemin Boran. (Hürriyet, 2006)

Yeniden doğan kardeşler

Kenedi Alkan'ın (önceki yaşamında ABD başkanı Kennedy olduğunu iddia eden kişi) isminin geçtiği araştırma raporu. Orijinal metin, İng.

http://www.scientificexploration.org/journal/jse_06_2_pasricha.pdf

Dalay Lama reenkarnasyonları 

Dalay Lama - Vikipedi

Budizm

Budizm - Vikipedi

Hatay ve reenkarnasyon

Nusayriler'de Reenkarnasyon İnancı

Titu vakası

Katilini yakalatmak için hayata döndü | GAZETE VATAN

Popüler İçerikler

Elektrik Faturasında Yeni Dönem: 1.050 Lira Üzerinde Tüketimi Olan Yandı!
Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
YORUMLAR
29.11.2017

Olmasın abi ben şuan yaşadığım hayatı zor yaşıyorum ikinci kez aynı sıkıntıları yaşayamam.Zaten bu şans ile sonraki yaşamıma elektrik süpürgesi olarak devam ederim.

Pasif Kullanıcı
29.11.2017

ula ahmet iki dakkadır ekranda saç kılı var diye uğraşıyorum lan diyorum nereye gitti diyom bi geliyo bi gidiyo.:)

Pasif Kullanıcı
29.11.2017

her şey mümkün olabilir.Gidipte gelen olmadığı sürece hep karanlık bir ucu

reenkarnasyon mutlak süretle vardır ve gerçektir. aksini iddaa etmek hiç bir süretle ne müslümanlıga ne hirstiyanlıga nede akla uygundur. böyle birşeyin olmadını idaa etmenin hiç bir mantıksal acıklaması yoktur. kurandan bir ayette biz onları öldürük sonra tekrar dirilttik ve sonra tekrar öldürdük ifadesini nasıl yorumlamayı düşünüyorsunuz. şahsen bende bir önceki hayatımda asis adında bir asker ve sonrasında da ulkesi için gerilla olarak savasan biri olarak yaşadımı düşünüyorum şahsi inancım sırbistanlı biri olduğum yonunde sırpca konuşulduğunda çok iyi bildiğim bir dili duymuş gibi oluorum.eşimin ismi timy

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ