Neredeyse her dinin kendine özgü cenaze inançları var. İslamiyet’te de ölüme, ölüye ve cenazeye ait birçok inanç bulunuyor. YouTube’daki Sözler Köşkü kanalına konuk olan Tekin Aras, 6 senedir cenaze imamlığı yapıyor. Tekin Aras, katıldığı programda ona yöneltilen soruları İslam dinine göre yanıtlıyor. İşte, cenazeler hakkında merak edilen sorular ve yanıtları…
İslam inancına göre ölü yıkama ritüeli, Hz. Muhammed’in hac yaparken devesinden aşağı düşerek hayatını kaybeden bir sahabeyle karşılaşması ile başlıyor. Hz. Muhammed: “Kardeşinizi alın, su ile yıkayın, ihramıyla birlikte kefenleyin ve gömün.” diye buyuruyor. O günden sonra bu emir, farz sayılıyor.
Bu konuda halk arasında çeşitli hurafeler olsa da Tekin Aras’ın cevabına göre bu durumun dini açıdan bir anlamı yok. Ölünün gözünün açık olması, genelde “Göreceği biri vardı, göremedi.”, “Yapacağı bir şey vardı, yapamadı.” şeklinde yorulsa da aslında kaslarla ilgili bir durum. Kişi vefat ettiğinde bedeni henüz sıcakken gözüne dokunulursa göz kapağı kapanıyor. Dokunulmadığı takdirde açık kalabiliyor.
Cenaze imamı Tekin Aras, bu soruyla çok sık karşılaşsa da başına hiç böyle bir şey gelmediğini, başına gelen hiç kimseyi de duymadığını söylüyor. İslam dininde böyle bir şeyin olmadığını da ekliyor.
İslamiyet inancına göre ölümden sonra melekler, kişinin ruhunu alıyor ve ruh, kendi bedenini izlemeye başlıyor. Kendini yıkayanı, taşıyanı, kefenleyeni ve defnedeni görüyor. Yani ölen kişi cenaze dağılana kadar her şeyi görüyor. Cenaze töreni bittiğinde herkes gibi o da oradan gitmek istediğinde hareket edemiyor. Bu şekilde vefat eden kişi öldüğünü anlıyor.
İslamiyet açısından cenazenin akşam defnedilmesine dair bir yasaklama bulunmuyor ancak belediyelerin ve savcılığın bu konuyla ilgili yasağı mevcut. Sebebi ise gece gömülen bir cenazenin cinayete kurban gitmiş olması riski.
Cenaze hocasının cevabına göre eğer yenidoğan bebek dünyaya gelip ses çıkardıysa yani yaşam belirtisi gösterdiyse diğer cenazeler gibi yıkanıyor. Fakat bebek bir yaşam belirtisi vermiyorsa yani ölü doğduysa yıkama yapılmıyor.
Tekin Aras, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ben bugüne kadar mezarlıkta hiç ölü sesi işitmedim. Kabirden ya da mezarlıktan gelen bir sese şahit olduğunu iddia eden kimseyle de karşılaşmadım.”
Cenaze imamı Tekin Aras, bu soruya ilişkin hurafeyi ve asıl yapılması gereken doğru uygulamayı şu şekilde açıklıyor: 'Bugün insanların yapmakta olduğu, çok defa şahit olduğumuz bir uygulama var. Vefat eden kişinin torunu, mezara su döküyor. Bunu yaparken de ölünün ayak ucundan başlayarak başında sonlandırıyor. Eğer su başında bitmez ise suyu akıttıkları kap, baş ucuna oyuk yapılarak orada bırakılıyor ve su oradan akıtılıyor. Bu aslında yanlış bir inanç, İslami bir şey değil. Hz. Muhammed’in emri, mezarda bitki var ise sulanması. Tozutma durumu var ise toprağın tozutmaması için sulanması.'
Kimsesiz cenazeler de aynı diğer vatandaşlar gibi defnediliyor. Tekin Aras’ın söylediğine göre kurumlarında 'Kimsesiz cenaze geldi.' haberi duyulduğu zaman o an müsait olan herkes cenazeye gidiyor. Cenaze imamı, bu konuyla ilgili yaşadığı bir olayı da şu sözlerle anlatıyor: 'Nijer’den gelen bir Müslüman, umreye gitmek için İstanbul’a geldi. İstanbul’dayken kalp krizi geçirip vefat etti ve işlemler burada gerçekleşti. Haber geldiğinde 2-3 güvenlik görevlisiyle cenazeye gittik ancak cenazedeyken başka bir cenaze haberi geldi ve herkes oraya gitti. Mezarın başında yalnızca ben kaldım, toprak atacak kimse yoktu. Durum böyle olunca sarığımı ve cübbemi çıkartıp dua okurken bir taraftan toprak atmaya çalıştım. O esnada mezarların başında su döken küçük çocuklar gelip yardım etmeye başladı. Hatta oradaki engelli bir kardeşimiz de sürünerek gelip toprak attı.' Tekin Aras, tanrının kimseyi sahipsiz bırakmayacağına inandığını ekliyor.
Tekin bey de ne sorulursa görmedim demiş kalp gözü kapalıymış zaaar..
bu aralar çok yaptık bu işlemleri yabancı değiliz ama şunu şöyleyim ruh var gördüm babamın öldüğü gün üstünde ne varsa onunla gördüm sadece o kadar
İmam Tanrı dememiştir bence :)