Kan yerine süt nakli mi, yoksa ölü bir balinanın içinde yatmak mı? Hayır, bunlar birer film senaryosu değil, tarihin tozlu sayfalarında gizlenen, akıl almaz ve şaşırtıcı tedavi yöntemleri. İnanılmaz olduğu kadar da gerçek olan bu yöntemler, modern tıbbın geldiği yeri daha iyi anlamanıza yardımcı olacak.
Hazırsanız bu ilginç yolculuğa beraber başlayalım. 👇
Kaynak: 1
1665-1666 yıllarında Londra'da yaşanan Büyük Veba Salgını sırasında vebanın hava yoluyla yayıldığına inanılıyordu.
Böylelikle bazı kişiler, gaz salınımlarını kavanozda saklayıp arada sırada koklamak için kullanıyordu.
Kan gruplarının keşfi yapılmadan önce, kan alıcısı olan hastaların yarısı hayatını kaybetmekteydi. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde doktorlar kan yerine süt kullanmaya başladı.
Ancak süt aktarımı sık sık ölümlere neden oldu ve bu yöntem çabucak terk edildi.
Orta Çağ döneminde Avrupa'da eczacılar öğütülmüş Mısır mumyasını toz şeklinde satmaktaydı. Mumya tozu, 12. yüzyıldan itibaren Avrupa'da yayılmaya başladı ve bir dizi rahatsızlık tedavisinde kullanıldı. Ancak 16. yüzyılda bu tedavi yöntemi sorgulanmaya başlandı.
Aslında metinlerde mumyalamanın değil, mumyalama sürecinde kullanılan bitümün bazı sağlık sorunlarını tedavi edebileceği iddia ediliyordu.
19. yüzyılın sonlarında Avustralya'da bir otel, romatoid artrit hastalarını ölü bir balinanın içine yerleştirdi.
Bu kişi, balinanın içine girdikten sonra hem ayıldığını hem de romatizmasının geçtiğini iddia etmişti. Bu tedavinin ne zaman terk edildiği ise bilinmiyor.
Antik Roma döneminde, lahananın diğer sebzelerden çok daha sağlıklı olduğuna inanılıyordu. Ünlü filozof Yaşlı Plinius, lahananın faydalarının sıralanmasının oldukça uzun sürebileceğini dile getirmişti.
Romalı tarihçi Yaşlı Cato da lahananın mucizevi yönleri üzerine 2 bin kelimelik bir makale yazmıştı.
Peki, sizce günümüzde uygulanmaya devam eden tuhaf tedavi yöntemleri var mı?
Antik dünya öyle mi? :) Deve sidiğinin şifa olduğunu iddia eden öğretim görevlisi var da Türkiye'de. O yüzden güldüm az biraz.