Ölmemek İçin Yapmamız Gerekli Sansak da Yaptığımız Anda Hık Diye Götürecek 13 Yaygın İnanış

Hayatta kalmak, insan içgüdüsünün belki de en kuvvetli itici gücüdür. Yaşamaya devam etmek için, mutlak bir arzu duyarız ve bunun için de hayatımızın tehlikede olduğu anlar için bilinçdışımızda türlü türlü bilgiler depolarız, farklı yerlerden kulağımıza çalınanlar arasından.

Örneğin yılan ısırdığı zaman zehrini tükürüp atmak gerektiği, ayı gördüğümüz anlarda hareketsiz bir biçimde sabit kalmamız gibi... Bunlar bizi hayatta tutacak stratejilerdir pek çoğumuz için, öyle değil mi?

Değil işte...

Mit 1: Ayı saldırdığı anda hareket etmeyin, ölü taklidi yapın.

Bu ilginç bilgiyi duymayanımız var mıdır? Yoktur...

Fakat doğru mu derseniz, pek de değil.

Şöyle ki, eğer kırsal bir alanda ayıyla karşılaştıysanız bu durumda yapmanız gereken ayıyı tahrik etmeden geriye doğru yavaşça yürümektir. Fakat ayı ile yaşam bölgenizde karşılaştıysanız, bu durumda yapmanız gereken onu korkutmaya çalışmak, yüksek sesler çıkarmaktır.

Ayının saldırdığı durumlarda ise farklı stratejiler yürütmelisiniz. Örneğin size saldıran bir siyah ayı ise kaçmaya çalışmayın, onu ürkütmeye çalışın.

Fakat, insan ile ayıların karşılaştığı durumların pek çoğunda ayı siyah değil, kahverengi oluyor ve bu ayılar genellikle yavrularını tehlikede hissettikler anda insana saldırıyor.

Böyle anlarda ayılar gürültü çıkararak ve saldırıya hazırlanıyormuş görünerek sizi uyarır. Yavaşça geriye doğru yürüyün. Eğer ayı sizinle temas kurarsa, karnınız üzerine yatın ve kollarınızı kenarlara açarak ölü taklidi yapın. Fakat ayının yavrularını korumadığı ve çok da sık olmayan avlanma saldırılarında, ölü taklidi yapmaya çalışmayın, muhtemelen ölürsünüz, bu durumda yaşamak için savaşmaktan başka bir yolunuz yok.

Mit 2: Yılan ısırığından sonra o bölgedeki zehri, emerek dışarı atabilirsiniz.

Pek çoklarımız tarafından sıklıkla görülen fakat çok yanlış olan bir mittir. Çünkü, eğer ısırıkla beraber zehir verilmişse, bu zehir anında kan dolaşımına girecektir. O andan sonra da ağzınızı ısırığın olduğu yere dayamak yaraya fazladan bakterinin ulaşmasına sebep olur ve hatta zehrin ağzınıza bulaşmasına ve boğazınıza kaçmasına sebep olabilir.

Zehirli bir ısırıktan sonra yapılacak en doğru şeyler, ısırılan kişiyi bir an önce hastaneye kaldırmak ve bu esnada da kişiyi sakinleştirmeye çalışmak ve ısırılan bölgeyi kalp seviyesinden aşağıda tutmaktır.

Mit 3: Vücudunuza bir şey saplandıysa çıkarmalısınız.

Eğer bir nesne vücudunuza saplandıysa bir damara gelmiş ve onu tıkıyor olabilir. Şikago Tıp Merkezi doktorlarından Dr. David Beiser ''Eğer size saplanan şeyi çıkartırsanız deliği açabilir ve kan kaybından ölebilirsiniz.'' diyor.

Mit 4: Vahşi yaşamda kaybolmuşsanız ilk yapmanız gereken yiyecek için kaynak bulmaya çalışmak olmalıdır.

Çokça dillendirilen ve bir o kadar da yanlış olan bir başka mit de budur.

Şunu unutmayın ki, yiyecek bir şeyiniz olmadan yaklaşık 6 hafta kadar yaşayabilirsiniz. 

Peki, vahşi yaşamda ilk olarak ne yapılmalı öyleyse? İlk yapmanız gereken sığınacak bir barınak bulmak ve sıvı ihtiyacınız için önlemler almak olmalıdır.

Mit 5: Çölde susuz kalırsanız kaktüslerin suyunu içebilirsiniz.

''Eğer çölde susuz ve mahsur kaldıysanız kaktüsün suyunu içip susuzluğunuzu giderebilirsiniz...''

Hayır! 

İlk olarak su sandığımız şey kaktüsün suyu değil, kaktüsün posasıdır. İkinci olarak o posa, zehirli alkaloidler içeriyor olabilir ve bu yüzden ishal olup su kaybından ölebilirsiniz.

Mit 6: Yosunlar daima ağaçların kuzeye bakan yönlerinden büyürler.

Maalesef bu da yanlış.

Yosunlar, bulunduğu ortamın koşullarına bağlı olarak ağacın her yanında büyüyebilir.

Mit 7: Çevrenizdeki hayvanların yediği şeyler, sizin yemeniz için de uygundur.

Kuşlar ve sincaplar, sizin yediğiniz zaman anında öleceğiniz mantarları ve zehirli bitkileri yiyebilirler.

Başka hayvanlara çok da güvenmeseniz iyi olur yani...

Mit 8: Aşırı soğuğa maruz kalmış birisini sıcak su dolu bir küvete koyun veya masaj yapın.

Eğer soğukta kalmış kişinin derisi donmuşsa, yaptığınız masaj o kişiyi ısıtmaktan ziyade derisine zarar vermenize neden olacaktır. 

Ayrıca bir diğer yanlış bilinen o kişiyi sıcak su dolu küvete sokmak, kişide şok etkisi yaratabilir ve hipotermi geçirmesine neden olabilir.

Yapmanız gereken şey ise, kişiyi yavaşça ısıtmak ve koltuk altlarına ılık su torbaları koyarak, battaniyeye sarmak olmalıdır.

Mit 9: Köpekbalığı saldırısına uğrarsanız eğer, burnuna sağlam bir yumruk atın.

Bu yanlış bilgi de çoğunlukla filmler yüzünden yer edinmiştir zihinlerde fakat şöyle bir gerçek var ki, köpekbalığı saldırısı sırasında yüzen bir köpekbalığının burnunu hedef alabilmek ve isabetli bir vuruş yapabilmek oldukça zordur.

Saldırı esnasında yapmanız gereken öncelikle köpekbalığı ile aranıza sert ve katı bir cisim koymaya çalışmak olmalıdır. O ihtimal yoksa ve illa köpekbalığına bir yumruk atacağım diyorsanız da, gözlerini ya da solungaçlarını hedef alın.

En olmadı ölürsünüz...

Mit 10: İçinde olduğunuz asansör düşüyorsa ve tam yere çarpacağı anda zıplarsanız kurtulursunuz.

Düşen bir asansörden kurtulmanızın bir çaresi var evet, zıplayarak kurtulabilirsiniz fakat şöyle bir sorun var: Asansörün düşüş hızından daha hızlı zıplamalısınız. Ortalama olarak asansör 80 km/sa hızla düşüyorsa sizin de 80 km'den daha hızlı bir şekilde sıçramanız gerekmektedir. Bu da çok büyük yetenekleriniz yoksa imkansızdır :(

Mit 11: Eğer bir su altı akıntısına yakalandıysanız, kıyıya paralel yüzmeye dikkat edin.

Su altı akıntıları oldukça tehlikelidir, fakat kıyıya paralel yüzmek yalnızca akıntı denize doğru ise işe yarayabilir.

Bu öneri tamamen yanlış değildir, fakat birçok su altı akıntısının bir açıyla geldiğini bilmekte fayda var. Yapmanız gereken; kıyıya yakın kalmaktır, fakat akıntıdan uzaklaşacak ve kıyıya doğru olacak herhangi bir açıda akıntıya dik olarak yüzmelisiniz.

Tek bir yönde yüzmek daha kolay olabilir. Kendinizi çok fazla yormayın. Eğer akıntıdan çıkamıyorsanız, suya çıkabileceğiniz kadar basınç uygulamaya devam edin.

Mit 12: Bir yerden düşerken şemsiye kullanmak sizi büyük ölçüde yavaşlatır ve hayatınızı kurtarır.

Profesyonel kayakçı Erik Roner, dillerde dolaşan bu efsanenin gerçekliğini denemek istemiş, sırtında bir paraşütle tabi ki.

Deneyimlerine göre, şemsiye ilk birkaç saniye düşüş hızını azaltsa da bir süre sonra ters dönmüş ve hiçbir işe yaramamış.

Mit 13: Susuz kalırsanız kendi idrarınızı içebilirsiniz.

Yine çokça kulağımıza çalınan bir başka bilgi de budur. Tamamen yanlış ya da doğru demekten ziyade, detayları bilmek önemlidir.

Öncelikle sadece idrarınızı içerek hayatta kalmanız neredeyse imkansızdır. Çünkü idrar zaten vücudun atmak istediği toksin ve atık maddelerden oluşur ve bunları tekrar vücuda almak zararlıdır.

Fakat, çok zor durumda iseniz ve kesinlikle bir başka sıvı bulamıyorsanız, idrarınızı yaptıktan sonra kesinlikle bekletmeden hemen için. Ve idrarı içtikten sonra bir sonraki idrarınızı kesinlikle tekrar içmeyin.

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR
19.09.2016

Hemen neden içiyoruz vitaminimi gidiyor

19.09.2016

sıcak sıcak boğazlara iyi gelir.

18.09.2016

idrarception

18.09.2016

Allah göstermesin la caresiz kalmak cok kotu dogada falan :/

TÜM YORUMLARI OKU (50)