Öyle yerler var ki şu dünyada, insanın oraları görmeden önce ölesi geliyor...Bu şehirlerin birçoğu hayat felsefesi olarak anlamsızlığı seçmiş, kendi yaşadıkları depresyonları dünyaya da yaşatmak isteyen mimarlar tarafından tasarlanmış gibi gözüküyor. Siz siz olun, ölmeden önce mutlaka ama mutlaka bu şehirleri ziyaret etmeyin.
Guatemala'nın kalbinize sıkıntı düşürecek tarifsiz bir çirkinliği bulunmakta. Bu şehri gördüğünüzde aklınıza gelen ilk şey 'mimarlar kim daha çirkin bina yapacak oyunu oynamış olmalı' olacaktır. Bu şehirde yaşayan insanların %65'i açlık sınırının altında ve onlar için başlarını sokabilecek bir yer her şeyden daha önemli. Bu nedenle estetiğe pek önem verildiği söylenemez ki bu açıkça görülüyor.
Venezuela birbirinden ilginç törenleri ve estetik ameliyat ile harika görünüm kazanan kadınlarıyla dünya çapında ün yapmış durumda. Fakat ülkenin başkenti bu durumdan pek nasibini almamış gibi görünüyor. Şehir tasarımından yoksun olan merkezde, birbirinden kirli caddelerde yolunuzu kaybetmemek için oldukça büyük bir çaba göstermelisiniz.
Bu şehiri ziyaret etmek isteyenler bu şehirde artık kimsenin yaşamadığı gerçeğini (ya da hiç kimsenin burada yaşamaması gerektiği gerçeğini) mutlaka göz önüne almalı. 1986 yılında Çernobil'in ardından boşaltılan şehirden geriye yalnızca Sovyetler Birliği dönemine ait gri binalar kalmış durumda.
Eğer tarihe ilginiz varsa, Kahire'de görülecek onlarca şey var. Fakat bu esnada burnunuzu tıkayıp gözlerinizi kapatmanız gerekiyor. Hiç kimse tarafından toplanmayan çöp yığınları artık Kahire için bir kültür oluşturmuş durumda. Yıllar önce Kahireliler çöplerini domuzlara yediriyordu fakat tüm domuzlar br salgın ile ölünce artık şehirin çöplükleşmesinin önüne geçilemiyor. Buna ek olarak şehrin çarpık kentleşmesi rastgele karaya vuran hamsi sürülerini andırıyor ve içinden çıkılmaz yollar sizi hiçliğe götürüyor.
Tijuana tarihi boyunca asla güzel olamamış fakat geçtiğimiz yıllarda daha da çirkinleşerek (sanki mümkünmüş gibi!) insanı depresyonlara sürükleyen biçimsiz bir şehir. Eğer aradığınız bu ise, Tijuana tam size göre.
La Paz birbirinin aynısı binlerce binanın yan yana inşa edilmesiyle oluşmuş, domino taşlarından kurulmuşa benzeyen oldukça çirkin bir şehir. Bu şehirde geçirdiğiniz her saniye size hep aynı yerde olduğunuz ve hiçbir yere gitmediğiniz hissini veriyor. Ölmeden önce mutlaka ziyaret edilmemesi gereken şehirlerden en sakınılası olan şehir La Paz gibi görünüyor.
Amman dünyanın en ilgi çekici tarihi alanlarından birkaçına sahip olsa da, kirli ve kaotik bir atmosfere hayranlık duymuyorsanız bu şehirde barınmanız oldukça zor olacaktır. Amman'ın binaları birbiri üzerine inşa edilmiş gibi görünür ve şehirin anlamsız noktalarına dikilen bazı binalar vücudunuzun en saçma yerinde çıkan benler gibi dikkat çeker.
Öyle görünüyor ki doğa ana tüm ilgisini Rio'ya vermiş ve Sao Paulo'yu tamamen unutmuş. Eğer alışverişten veya gece hayatından bahsetmek gerekirse, bu şehir dünyanın en güzel yerlerinden bir tanesi olabilir ama Sao Paulo'nun çirkin ve zevksiz bir görünümü olduğu açıkça görülmektedir.
Galiba Kalküta kendini depresyonda hissetmek isteyenler için yaratılmış özel bir şehir. Şehrin biraz dışında yüksek binaların bulunduğu bir iş merkezi bulunuyor fakat şehrin geri kalan kısmı ahır ve gecekondulardan oluşuyor. Şehirde görece yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başlayan gecekondu mahallelerinin arka taraflarında gerçekten tarihe mal olmuş eski gecekondu mahalleleri bulunuyor.
Bu ilginç şehirde geçireceğiniz süre boyunca kendinizi bir tür cehennemde hissetmeniz oldukça olası gibi gözüküyor. İhtimal dahilinde olan her noktaya çirkin bir bina dikilmiş olması ve sokaklarının neredeyse yürünmeyecek kadar kalabalık oluşu bu şehri ölmeden önce mutlaka ziyaret etmemeniz gereken şehirler listesinde üst sıralara taşıyor.
Aslında Kangbashi bir semt olarak kurulmaya başladı fakat kısa bir süre içerisinde dünyanın en çirkin şehiri olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Eğer yalnızlığı, kurak iklimi, henüz tamamlanmamış betonarme yapıları, uçsuz bucaksız düzlüğü ve bir tek bitkinin bile yetişmediği toprakları seviyorsanız, Kangbahhi sizin için harika bir tercih olacaktır.
Kuzey Kore'nin başkenti olan Pyongyang'ı her kim tasarladıysa, hayat felsefesi olarak anlamsızlığı seçmiş gibi görünüyor. Rastgele sağa sola serpiştirilmiş binalar ve birbirinden çirkin yapılaşmalar bunun en güzel örneği. Bunlara ek olarak şehirde onlarca modern görünümlü otoban bulunmakta fakat maalesef bu yollar hiçbir yere çıkmıyor ve sürücüleri kendi içinde anlamsız bir döngüye sürüklüyor.