Oscar’ın yanı sıra dünyanın dört bir yanında katıldığı festivallerden ödülle dönen Louise Psihoyos’un yönettiği belgesel film, Japonya’daki Taiji’de bulunan uzak ve saklı bir koyun kanlı iç yüzünü anlatmasının yanında, ölümcül bir sırra da ışık tutuyor.
İstanbul Film Festivali’nde NTV Belgesel Kuşağı’da gösterilen ve büyük ilgi gören 'Koy' Japonya'da yasaklandı.
Japonya sahilinde, birkaç umutsuz adamın dünyadan saklamak için hiçbir şeyden kaçınmayacağı şaşırtıcı bir sır yatıyor. Bu koyda yatan gerçekler ve dünyanın okyanuslarının yürek burkan yardım çağrısı, belgeseli sürükleyici bir macera ve gerilime dönüştürüyor.
Koy, eski yunus eğitmeni Ric O’Barry’nin uzun bir kefaret arayışının sonucunda işleri yoluna koymaya karar verdiği Japonya’daki Taiji’de başlıyor. O’Barry 1960’ların uluslararası televizyon heyecanı “Flipper”ın baş kahramanını oynayan beş yunusu yakalamış ve eğitmişti. O yunuslarla girdiği yakın ilişki O’Barry’nin inançlarının radikal olarak değişmesine neden oldu. Barry vahim bir günde açık okyanustaki hayata güzelce adapte olan bu duygusal, son derece akıllı ve bilinçli yaratıkların, bir daha asla insanların esaretine alınmaması gerektiğini anladı.
Bu görev onu oyunbaz yunusların ve balinaların kıyılarında yüzdüğü Taiji köyüne getirdi. Ancak dikenli teller ve “Giriş Yasak” tabelalarıyla çevrili körfezde karanlık bir gerçek yatıyordu. Burada milyon dolarlık yunus eğlencesi endüstrisi ve el altından yürütülen civa zengini yunus eti pazarı, Taijili balıkçıları gecenin karanlığı altında görülmemiş bir av partisine devam ediyordu. Yaptıkları şeyin doğası oldukça ürkütücü –ve sonuçları insan sağlığı için son derece tehlikeli- olduğu için insanların onları görmemesi gerekiyordu ve bunu sağlamak için de oldukça ileri gidebilecek potansiyele sahiptiler.
2010 yılında, En İyi Belgesel Film dalında Oscar ödülü kazanan 'Koy'un ekibi, eylemci, sinemacı ve dalgıçlardan oluşan bir takım kurup, Japonya’daki Taiji’de bulunan uzak ve saklı bir koyun iç yüzünü göstermesinin yanında, ölümcül bir sırra ışık tutmayı başarıyor. Yapay kayalara yerleştirilen gizli mikrofonlar ve kameraların da içinde bulunduğu son teknolojiden yararlanan ekip, bu küçük deniz kasabasının dünya çapında işlenen ekolojik suçların korkunç mikrokozmosu olarak nasıl işlediğini ortaya çıkarıyor. The Cove, araştırmacı gazetecilik, ekolojik macera ve dikkat çekici görüntülerin kışkırtıcı karışımına kolay kolay unutulmayacak bir hikayeyi de ekleyerek, yunus katliamı konusunda dünyanın dört bir yanından hayvan severlerin harekete geçmesini sağlamayı amaçlıyor.
Yönetmenliğini Louie Psihoyos’un, senaristliğini de Mark Monroe’nun üstlendiği The Cove’un yapımcıları Paula DuPré Pesmen ve Fisher Stevens. Filmin baş yapımcısı Jim Clark ve ortak yapımcısı da Olivia Ahnemann.
IMDb: 8,5/10
Ölmeden önce yapmamız gereken şeyler; listesi sayenizde o kadar kabarık ki; ister istemez bunların hepsini yapmadan öleceğiz.. İşin kötüsü "hangisinden başlayayım" diye düşüne düşüne hiç birinden başlayamaz olacağız..
bir de ben ekleyeyim, Food Inc.
Amatör yapım Zeitgeist serisi de kesinlikle izlenmeli.