Upper Haight'in hippi kızlarından Mission'un hippster'larına San Francisco'daki her mahallenin kendi kişiliği vardır. Marina bölgesi, moda olan küçük barlarıyla ve kartpostallardakine benzeyen Golden Gate Köprüsü manzaralarıyla ünlüdür, Noe Valley ise hoş ve sakin ve butiklerle doludur. Pier 39'da deniz aslanlarına merhaba deyin, Ferry Building'de yerel peynirlerden ve şarküteri ürünlerinden tadın. Dolores Park'ta bir yoga seansına katılın veya Ocean Beach'ten Hollanda Yel Değirmeni'ni hayranlıkla izleyin.
Chiang Mai'deki tüm tatilinizi ünlü Gece Pazarı'nı keşfederek geçirebilirsiniz. Neşeli şekilde pazarlık yapmaktan yorulduysanız, keşfedecek daha başka şeyler de vardır. Ulusal Müze ve Botanik Bahçesi yerel kültürü hissetmek ve Tayland orkidelerinin muhteşem kokusunu duymak için mükemmel yerlerdir. Şehrin merkezinde, antik duvarların kalıntıları içinde 30'dan fazla tapınak vardır. Vücudu çevik olan gezginler, tepede süslü bir Budist tapınağı olan Wat Phrathat Doi Suthep'e 300 basamaklı merdivenden çıkabilirler.
Lizbon'un müzelerinde bu Portekiz başkentinin zengin tarihi ve kültürü yatmaktadır. Denizcilik Müzesi denizcilikle ilgili her şeye bayılan çocuklar için (ve büyükler için de!) mükemmel bir yerdir; Casa-Museu Dr. Anastácio Gonçalves ise pırıltılı sanat çalışmalarıyla dolu saklı bir mücevherdir. Şehrin etkileyici taş mimarisini gerçekten takdir edebilmek için rehberli bir yürüme turuna katılabilir veya kendiniz dolaşabilirsiniz; ancak Padrao dos Descobrimentos'u, Mosteiro dos Jeronimos'u ve UNESCO Dünya Mirası listesindeki Torre de Belem'i mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Sydney, Avustralya'ya ait tarihi ve çağdaş pek çok çeşni sunar. Muhteşem Sydney Opera Binası, huzurlu bir şekilde limanda yüzen, origami tarzında büyük bir yelkenli gemiye benzer. The Rocks'ın dar parke taşlı sokaklarında yürüyün, sonra Çağdaş Sanatlar Müzesine gitmeden önce Circular Quay'de bir sokak sanatçısını izleyin. Sydney Tower Eye rasathanesinden görülen manzara destansıdır –şehri yekpare olarak çok yüksekten görme şansını kaçırmayın.
Budapeşte’deki 118 kuyu ve sondajın içine günlük 15 milyon galonun üzerinde su kaynayarak akıyor. Spa şehri, hamamları köpüklü Gellert Banyosu’ndan 1913 barok Szechenyi Spa ve Rudas Spa ve orijinal Osmanlı mimarisiyle dramatik bir 16. yüzyıl Türk havuzuna kadar şaşırtıcı bir dizi sunuyor. “Tuna Kıraliçesi” ayrıca tarih, kültür ve doğal güzelliklerle dolu. Fotoğraf makinenizi Aquincum Müzesi’ndeki Roma kalıntıları, Kahramanlar Meydanı ve Heykel Parkı ve 300 fitlik kubbeli Aziz Stephen Bazilikası için hazırlayın.
Altından saraylar, yüzen pazarlar, muhteşem porselen helezonlar …büyülü bir masal gibi değil mi? Yakın. Bangkok. Tayland'ın başkenti 50 ayrı bölgeye bölünmüştür. Harika bir alışveriş için Pratunam veya Siam Meydanı'na gidin, sonra Avrupa tarzı Dusit bahçelerine dönün. Thon Buri muhteşem Wat Arun tapınağına ev sahipliği yapan yerdir; Phra Nakhon'da ise Yaslanan Buda'nın Wat Pho tapınağını bulursunuz. Grand Palace'ın yaldızlı ışıltısını içinize çekmeden önce bir yiyecek tezgahında mangolu pilavın keyfini çıkarı.
Cape Town Afrika kıtasının güney ucunda parıldar. Turist broşürlerindeki Blaauwberg Plajı ve Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçelerine ait görüntüler “Ana Kent”e kısa bir sürüş mesafesindedir. Ümit Burnu Doğa Sit Alanı görkemli deniz manzaraları, dağ yürüyüş yolları ve doğal yaşamdan örnekler sunar. Daha kasvetli bir not olarak, gezginler Nelson Mandela’nın 27 yıl boyunca tutuklu tutulduğu hapishane olan Robben Adası’nı ziyaret edebilirler.
Bu rüzgarlı şehir; modern sanatın, iyi yemeğin, en modern komedinin ve fanatik sporseverlerin cennetidir. Buckingham Fountain'ın ferahlatıcı etkisinin sizi çarpması için Grant Park'a geçmeden önce Millennium Park'taki gümüş Cloud Gate heykelinden yansımanızı fotoğraflayın. Chicago'da onlarca müze ve tiyatro kurumu vardır, dolayısıyla kültürel bir şeyler arıyorsanız bulması asla zor değildir. Pek çok ünlü komedyenin profesyonelliğe çıkış noktası olan Second City Theater'da kahkahadan kırılacaksınız.
Ultra modern şehir silüeti ile, Dubai’nin bir zamanlar Bedevi tüccarların yaşadığı ve Birleşik Arap Emirliklerine ait küçük bir şehir olduğuna inanmak zordur. Nad al Sheba hipodromunda, gündüzleri deve geceleri ise safkan at yarışları yapılmaktadır. Moda ve elektronik mağazaları altın pazarları kadar popülerdir. 400'den fazla restoran ile Dubai'nin etnik çeşitliliğini tadabilirsiniz. Dubai’nin plajlarını, golf sahalarını, tarihi alanlarını, gece hayatını ve ünlü vergisiz alışveriş keyfini yaşamak için mutlaka bu şehri ziyaret etmelisiniz.
Rusya’nın ikinci en büyük şehri olan St. Petersburg, ülke kültürünün kalbinin attığı yerdir. Kış Sarayı ve Kazan Katedrali gibi görkemli mimari eserleri görün ve kendinize Keşiş Kulübesinin dünyaca ünlü sanat koleksiyonunu taramak için bolca vakit ayırın. Neva Nehri deltasına yayılan St. Petersburg, tekrar tekrar gelen çok sayıda ziyaretçi için yeterince sanat, gece hayatı, güzel akşam yemeği ve kültür merkezi sunmaktadır.
Bir zamanlar Salvador Dali'nin yaşadığı ve İspanyol Katalan mimar Antoni Gaudí'nin çeşitli şehir binalarını tasarladığı Barcelona biraz gerçek üstü bir his verir. Gaudí'nin Sacred Family Kilisesi'ne adımınızı attığınızda aynaların içine düşmüş gibi olursunuz; bu seyahate Güell Parkını ziyaret ederek devam edebilirsiniz. Las Ramblas'ta bir kaldırım kafesinde sangria yudumlarken, ışıltılı sokak sanatçılarını izleyin, sonra tapas barlarda dolaşarak kendinize bir şölen sunun.
Tangonun doğduğu yer, dansın kendisi gibi tutsak edici, baştan çıkarıcı ve heyecan dolu bir enerjiyle dolup taşıyor. Atmosferik eski mahalleler, romantik restoranlar ve gümbür gümbür gece hayatı ile dolu ve Buenos Aires’in Avrupalı mirasının etkileri mimarisinde, bulvarlarında ve parklarında görülebiliyor. Şehrin en eski barı Cafe Tortoni sizi 1858’e geri götürecek ve muhteşem Teatro Colon 1908’de olduğu gibi etkilemeye devam edecek. Latin Amerika’nın alışveriş başkenti, büyük, geniş bulvarları boyunca üst düzey perakende terapisi vaad ediyor.
Floransa sanat tarihçileri için adeta bir rüyadır. Galleria dell'Accademia, Basilica di Santa Croce'un freskli duvarları arasında gömülü olan Mikelanj'ın eserleriyle doludur. Fotoğrafçılığa yeni başlayanlar Ponte Vecchio köprüsünün resmini çekebilir, ciddi alışveriş meraklıları ise Piazza Santo Spirito'nun mağazalarını dolaşarak muhteşem bir öğleden sonra geçirebilirler. Toksan mutfağı, bölgenin cömertliğine bağlılığını gösterir bir niteliktedir. Yerel zeytinyağıyla birlikte iri bir gevrek ekmeği midenize indirin, orası anında sizin için en mutlu olduğunuz yer haline gelecektir.
New York'u filmlerden, televizyondan ve şarkılardan tanırsınız. Ancak bir haftalığına veya bir aylığına giderek bizzat görmelisiniz; bol miktarda kültür, spor, tarih, restoran ve alışveriş imkanına sahip, yerinde duramayan, enerjik bir şehirle karşılaşacaksınız. Empire State Binası, Özgürlük Heykeli ve Metropolitan Sanat Müzesi gibi çok sevilen merkezi noktaları ziyaret ettikten sonra, kenarda köşede kalmış yerleri keşfetmek için binlerce yere gidebilirsiniz: yukarı Manhattan'daki orta çağdan kalma Cloisters müzesi, Bronx'taki Yankee Stadyumu, Brooklyn'de bir pizza turu... bunlardan sadece birkaçıdır.
Berlin, modadan mimariye ve dolu siyasi geçmişine kadar sınırlarda bir şehirdir. Berlin Duvarı yoğun savaş sonrası atmosferini taşıyan ait üzücü bir hatıradır ve şimdi kalıntılarını kaplayan duvar yazısı sanatı sosyal gelişimin sembolü olmuştur. Üstünde bir güneş sistemi modeli bulunan Weltzeituhr (dünya saati) Saati'ni ziyaret edin, sonra zamanda geriye giderek, Napoleon ve Beethoven'ın sık uğradığı bir 16. yüzyıl restoranı olan tarihi Zur Letzten Instanz'da yemek yiyin.
Çin'in en büyük ve aynı zamanda en kozmopolitan şehridir; ziyaretçilere geçmişi, bugünü ve geleceği aynı anda tecrübe etme fırsatı verir. Huangpu Nehri Şangay'ı iki bölgeye ayırır: Pudong ve Puxi. Pudong'un şehir silüeti, soğan biçimli Oriental Pearl TV ve iki başlı bir lolipopa benzeyen Radyo Kulesiyle adeta Jetgiller'den fırlamış gibidir. Puxi bölgesinde, eski Şangay'a ait bir atmosferi içinize çekmek için Bund nehrinin kenarında yürüyüş yapabilirsiniz.
Sabahın ışıkları Angkor Wat'ın devasa tapınaklarını ve harabelerini aydınlatmaya başlarken, basit bir Siem Reap gün doğuşu çok derin bir olay halini alır. Antik yapılar, dünyadaki en büyük dini komplekslerden birinin içinde bulunmaktadır. Kompleks ve 12. yüzyıldan kalma Angkor Thom kraliyet şehri, Siem Reap'i ziyaret etmenin başlıca nedenleri sayılır. Kamboçya Kültür Köyünde ulusal tarihle ve Kmer stili alışveriş barakaları, yiyecek satanlar ve barlarla tıka basa dolu olan Angkor Gece Pazarındaki yerel pazarlık uygulamaları ile ilgili bir derse katılın.
Büyüleyici Viyetnam başkenti aynı derecede yaşlı bir şehirdir de; Eski Mahalle bölgesi, anıtlar ve koloni dönemi mimarisi olduğu gibi dururken, modern gelişmelere de yer vardır. Hanoi'nin adı pek çok defa değişmiştir, bunlardan biri de 'yükselen ejder' anlamına gelen Thang Long'dur; ancak Ho Chi Minh'in Mozolesi ve Hoa Lo Hapishanesi gibi örneklere bakarak şehrin geçmişini hiçbir zaman unutmadığı söylenebilir. Göller, parklar, gölgeli bulvarlar, 600'den fazla tapınak ve pagoda, taksiye binerek kolayca her yerini keşfedebileceğiniz bu şehrin cazibesine güç katmaktadır.
Seine'de gezinerek ve Eiffel Tower ile Zafer Takı gibi simgelere hayranlıkla bakarak geçirilen bir günün ardından dinlenmek için bir kaldırım kafesinde pain au chocolat ile oyalanmak …mükemmel Paris deneyimi boş vakitle canlılığı bir arada sunar, enfes yemekler ve Louvre'daki eserlerin keyfini çıkaracak yeterince zaman da vardır. Notre Dame'da ruhunuzu uyandırın, Marché aux Puces de Montreuil'de pazarlıklara girişerek güzel parçalar alın veya Marché Biologique Raspail'de hediyeliklere bakın, sonra hepsini taçlandırmak için Moulin Rouge'da bir risqué şovuna gidin.
Gerçekten büyülü bir yer olan “Kızıl Şehir” Marakeş pazarlarla, bahçelerle, saraylarla ve camilerle doludur. Tarihi Medine'nin sıcakkanlı avlularını keşfetmek ve dar sokaklarını dolaşmak koca bir günü kolayca doldurabilir. Medine'yi tanımak için istihkamlı duvarları boyunca yürümekten daha iyi bir yol yoktur. Surlarda yürüyerek veya bisikletle dolaşabilirsiniz. Sakin Jardin Majorelle'de iç huzuru bulabilir veya şehrin tarihi camilerinden birinin güzelliğini hayran hayran seyredebilirsiniz (unutmayın; Müslüman değilseniz giremezsiniz).
Prag'ın bohem büyüsü ve masalsı özellikleri onu plajlardan yorulmuş ve kendilerini kültüre vermek isteyen tatilciler için mükemmel bir mekan haline getirmektedir. Tüm günü Prazsky hrad'ı (Prag Kalesi) keşfe ayırabilirsiniz, sonra ise klasik bir Çek tavernasında sağlam bir yemek yiyebilirsiniz. Eski Şehir Binasına ve Astronomik Saat'e hayranlıkla baka kalmadan önce biraz vakit ayırarak Eski Şehir Meydanı'nda dolaşın. Prag'ın en iyi barları bodrum katlarındadır, buralardaki tarihi pub'lar geleneksel bir tumba gecesi için muhteşem bir mekan oluşturur.
Yol açın Haussmann ve l'Enfant. Pekin’in şehir planlamacısı size birkaç yüzyıl fark attı. Adı Kubilay Han. Burada hem eskilere (Uyumu Koruma Salonu, Yazlık Saray, Yasak Şehir) hem de daha yeniye (Başkan Mao Anıt Salonu, Tiananmen Meydanı) ait zengin bir tarih bulacaksınız. En iyi pazar deneyimi için, Panjiayuan Pazarı’nı turistik İpek Pazarı’na tercih edin.
Mücevher niteliğindeki Buckingham Sarayı, Camden Pazarı…Londra'da tarih sanatla, modayla, yiyecekle ve iyi İngiliz birasıyla harmanlanmıştır. A perfect day is different for everyone: culture hounds should hit the Tate Modern, and the Royal Opera House. Oxford Caddesindeki mağazaları gördüklerinde kıyafet düşkünlerinin ağzı sulanacaktır. Yemek meraklıları için, Harrod's mağazasında içecekleri kremalı çay veya balık ve patates kızartması satılan uygun bir yerde yiyebilecekleri taze balık, klasik bir Londra lezzetidir. Müzik ve kitap meraklıları Abbey Road ve Sherlock Holmes Müzesinde (elbette 221B Baker Caddesinde) çıldırabilirler.
Roma da bir günde gezilemez. Şehir adeta dev bir dış mekan müzesinin sergi salonu gibidir; balkonları, açık hava pazarları ve parmak ısırtan tarihi yerleriyle tam bir gerçek yaşam kolajıdır. Trevi Çeşmesine bozuk para atın, Colosseum ve Pantheon'u hayretten şaşırıp kalın ve Campo de'Fiori veya Via Veneto'da bir öğleden sonra alışverişi için cappuccino ile enerjinizi tazeleyin. Hayatınızdaki en güzel yemeklerden birini yemek istiyorsanız, taze hamur işlerine dalın, lezzetli kızarmış enginarı veya yumuşak bir sığır kuyruğu yahnisini deneyin.
Modern restoranları ve gece hayatına eşlik eden nefes kesici tarihî mimarisiyle İstanbul, Asya ve Avrupa'yı buluşturur. Şehrin camileri, çarşıları ve hamamları (Türk hamamı), bütün seyahatiniz boyunca dolu ve keyifli vakit geçirmenize olanak sağlar. Gezinize, şehrin pek çok noktasından görülebilen büyüleyici Sultan Ahmet Camii'nden (Mavi Cami) başlayın. Galata Köprüsünde gezin ve minik boyutlu sanat eserlerini görmek üzere Minyatürk Park'a uğrayın. Kapalıçarşı'da göz atabileceğiniz binlerce mağaza vardır, Mısır Çarşısı ise baharat ve meyvelerden gelen bir hoş kokular hazinesidir.