Fakat 2007 yılında üvey oğlunu bir delilik anında öldürdüğünü ve uyuşturucu etkisi altında olduğunu söyleyen bir kadın bu olayı mahkemeye taşıdı ve 'insanlık dışı ve küçük düşürücü muameleden' kadının savunması kabul edildi, onaylandı ve Malawi yasalarına yansıdı. Yani bazı cinayet suçluları diğerlerinden farklı şekilde bu olayı yaşadıkları için isteyerek yapan insanlardan daha az hüküm giymelilerdi. 170 kişiden 139'u serbest bırakıldı çünkü bazılarının psikolojik sorunları bile vardı.
Gardiyanlar Byson'ı mahkemeye çıkardı, suçsuz bulundu ve hükmüne son verildi. 'Titriyordum, adeta rüyada gibiydim' diyen Byson'ın annesi de haberi duyunca 'Küçük bir kuzu gibi zıpladım' diyor.
Byson hapiste iken karısı hayatını kaybetti ve 6 çocuğu da büyüyüp başka yerlere taşındı. Byson şimdilerde 80 yaşındaki annesine bakıyor ve aynı şekilde suçsuz olan mahkumlara yardım etmek için gönüllü olarak çalışıyor.
'Hapisteyken tek düşünebildiğim annemdi. Şimdi döndüm ve artık onunla ilgilenebilirim. Onun artık ağır işlerde çalışması gerekmiyor. Bunu yapması için insanlar tuttum, tarlaya da ben gidiyorum' diyen Byson Kaula'nın bir sonraki amacı ise annesine tuğladan bir ev yapmak.
Ya benim anlsmadığım madem bu adama idam kararı verildi listenin sonunda diye ilkinde sıra gelmedi ikinci de gelmedi üçüncü de en başa çekebilirlerdi değil mi ? Biraz saçma geldi sanki anlayamadım neyse.
adam tamamen ırkçılık kurbanı olmuş benim anladığım. komşularının alehinde ifade vermiş olmasından dolayı idam hükmüne çarptırılmış. kısmet dedikleri bu olsa gerek