Çünkü pozitiflik, kişide hiç çalışmadan, sınav gerçekleşmeden yüksek puanın getirdiği rahatlamayı sağlıyor ve bu rahatlama sınava hazırlanma motivasyonunu yok ediyor. Düşüncelerimiz gerçeklikle karşılaştığında ne oluyor? Hazırlıksız girilen bir sınav, düşük puan ve kötümser kişinin kaçındığı 'felaket'.
Sınavlar basit bir örnek, hayal ettiği vücuda ulaşmak için beslenme programında değişikliğe giden kişilerde yapılan bir araştırma daha da açıklayıcı olacak.
Yani kısacası hayalle yaşayana gerçekle sikerler aga
Avrupa'da kişisel gelişime zırvalık denilebilir ama söz konusu Türkiye ise facia demek yeridir. Bizde Uğur Koşar'ın zirveyi gördüğü bu kategori, içine ayet ve hadis serpiştirilerek yazılan, boş ümit aşılayıp kişiyi bulunduğu manevi krizden kurtaracak profesyonel destek almasına da engel olan hayat enerjisi katilleri diye sınıflandırılması gereken şeylerdir.
Bahsedilen şey iyimserlik kötümserlikten çok planlı,programlı olmak.Bir işe başlarken bütün ihtimalleri değerlendirmek,en kötü ihtimale hazırlıklı olmak hatta mükemmelliyetçilik ama iyimserlik kötümserlik kişinin yaşanan kötü olaya karşı bakış açısıyla alakalı.Evi yanan kötümser "Evim yandı,mahvoldum,elimde avucumda hiçbir şey kalmadı.Nasıl devam edeceğim?" diye düşünür.Bu düşünce yapısı ona devam etmek konusundaki motivasyonunu kaybettirir. Yaşanan olayı geride bırakması,önüne bakıp "Şimdi ne yapmalı?" diye düşünmeli ve çözüm bulmak için umutla kollarını sıvamalı.İyimserliğin getirisi budur zaten.İyimser en başta hayatta iyi ve kötü şeylerin zaman fark etmeksizin,en acı haliyle dahi insanın başına gelebileceğini kabul eder.Aynı durumda kötümser bunalıma girer,pes eder ve çözüm için harekete geçmesi zaman alır.Bilir ki en kötü olayın iyi getirileri olabilir.Kötümser olan kaybeder,çünkü karamsarlığa düşer.Planlı programlı ve iyimser olan,motivasyonunu koruyan kazanır.