Olası Bir Nükleer Savaş Sonrası Dünyada Ekosistemi Sürdürebilecek Tek Yer: Romanya'da Bulunan Movile Mağarası

1986 yılında Romanya'da bulunan bu mağara, kendine has ekosistemi ile bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Keşfedildiği günden beri gizemini koruyan bu mağaranın nükleer bir savaş sonrası bile ayakta kalacağı ve ekosistemini hayatta tutacağı tahmin ediliyor. İçeriğimizin detayları için sizleri şöyle alalım...👇

Nükleer bir kıyamet senaryosunda, Dünya'nın ekosistemi en az 150 milyon yıl boyunca mahvolacaktır.

Bu, bitkilerden böceklere ve hatta mikroorganizmalara kadar tüm yaşam formları dahil her şeyin çürüyeceği anlamına gelir.

Peki ya size gezegenimizde ekosistem yeniden oluşturuluncaya kadar yaşamın korunacağı tek bir yer olduğunu söyleseydik?

Romanya'da Karadeniz kıyılarına yakın bir yerde bulunan bir mağara, hayran edici ekosistemiyle yaşamaya devam edecek.

Movile mağarası, 1986 yılında jeolog Christian Lascu tarafından keşfedilmiştir ve mağara içinde yaşamın sürdürüldüğü en eşsiz ekosistemi barındırır.

Mağarayı ziyarete giden ilk biyologlardan biri Cincinnati Üniversitesi'nde biyoloji profesörü olan Dr. Thomas Kane'di.

Dr. Kane, analizine dayanarak mağaranın yaklaşık 5,5 milyon yaşında olduğunu ve içinde keşfedilen 33 eşsiz canlının da olduğunu açıkladı.

Mağarayla ilgili daha ilginç olan şey, ekosisteminin milyonlarca yıldır dünyanın geri kalanından izole edilmiş olmasıdır.

Dr. Kane, bunun büyük bir iklim değişikliğinin dünyadaki tüm yaşamı etkilediği Miyosen Çağı'nın sonlarında meydana geldiğini belirtti.

O sıralarda Akdeniz kurumuştu ve birçok canlı ve organizma bunun gibi mağaralara girmişti.

Ancak, bu türlerin mağara içinde hayatta kalabilecekleri ve hayatlarının sürüp gitmesini sağlayacak kadar hızlı adapte oldukları yer sadece bu mağaradır.

2021 yılında Movile mağarasında bulunan tüm farklı canlı türleri üzerinde bir analiz yapıldı. 1986 yılına kadar dış dünyadan uzak yaşayan olan bu türlerin nadirliğini ve aynı zamanda içinde varlığını sürdürdükleri biyoçeşitliliği görmek olağanüstüydü.

Aynı zamanda bu ekosistem, dünyanın en çeşitli yeraltı omurgasız topluluğuna sahip olduğu bilinir.

Burası su akreplerini, sülükleri, örümcekleri ve diğer küçük hayvanları bulacağınız bir ekosistemdir.

Bu türler, çok özel bir habitata uyum sağlamak zorundaydı. Bu canlılar, mağaranın keşfinden bu yana geçen 5 milyon yıldır ışık görmedi.

Bir mağara içinde, özellikle mağaranın açık bir kısmı yoksa, iklim sabit kalır. Yani hava, su, sıcaklık ve nem her zaman aynıdır.

Bu ekosistem böylelikle canlıların yok olmasına izin vermeyecek, dolayısıyla hayat yok olmayacaktı. Dünyanın geri kalanından uzak yaşayan bu canlıları hayatta tutan da aynı şeydi.

İnsanlık bunu çok fazla etkilemediği sürece mağara yaşamına devam edecektir.

Mağara sadece 50 metre derinliğinde ve 240 metre uzunluğunda, bu da onu nükleer bir patlama ve radyoaktiften korunmak için yeterince derin yapar.

İnsanlığın sonunun gelmesi durumunda bu mağara B planı olabilir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇

Tropikal Bir Ada Gibi Gözükse de Dünyanın En Tehlikeli Radyoaktif Alanlarından Biri Olan Bikini Atoll
Dünyanın En Tehlikeli Seyahat Noktalarından Biri Olan Yılan Adası Tüylerinizi Ürpertecek!
Yeni Zelanda Gemicilerinin Koruyucusu Haline Gelen Efsanevi Yunus: Pelorus Jack

Popüler İçerikler

Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Yaptığı Açıklamalar Gündem Oldu: ''Uyanın Fenerbahçeliler Uyanın!''
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
YORUMLAR
18.10.2022

Yine bir çeviri faciası. Yayınladığınız şeyin uyumsuz kiplerini, anlatım bozukluklarını da mı fark etmiyorsunuz?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ