117 yaşına ulaşan Maria Branyas, uzun ömrüyle bilim insanlarının ilgisini çekti. Araştırmalar, genetik yapısı ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının bir araya gelerek yaşlanma ve hastalık süreçlerini ayrı tutabileceğini ortaya koydu.
İşte detaylar...
117 yaşına ulaşan Maria Branyas, uzun ömrüyle bilim insanlarının ilgisini çekti. Araştırmalar, genetik yapısı ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının bir araya gelerek yaşlanma ve hastalık süreçlerini ayrı tutabileceğini ortaya koydu.
İşte detaylar...
Ancak yapılan araştırmalar, biyolojik yaşının kronolojik yaşından çok daha genç olabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları uzun süredir supercentenarian olarak adlandırılan, yani 110 yaş ve üstü yaşayan kişilerle ilgileniyor ve bu bireylerin uzun ömürlerinin ardındaki sırları anlamaya çalışıyor.
Kan, tükürük, idrar ve dışkı örnekleri üzerinden yapılan analizlerde, Branyas’ın bazı yaşlılık biyobelirteçlerine sahip olduğu görüldü. Hücresel yaşlanmayı gösteren kısalmış telomerler ve yaşla biriken bazı B hücreleri ile klonal hematopoez gibi durumlar bunlar arasındaydı.
Buna karşın düşük iltihaplanma seviyeleri, gençleşmiş bağırsak sağlığı ve genç bir epigenoma sahip olması dikkat çekti. Epigenom, DNA dizisindeki değişikliklerden bağımsız olarak genlerin nasıl ifade edildiğini belirleyen ve kalıtımsal olabilen değişiklikleri ifade ediyor.
Kalp hastalığı, diyabet ve Alzheimer veya Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruma sağlayan genetik varyasyonları da vardı. Bulgular, Cell Reports Medicine dergisinde yayımlandı ve insan yaşlanmasının biyolojisine dair yeni bir bakış açısı sunduğu, sağlıklı yaşlanma biyobelirteçlerini işaret ettiği ve yaşam süresini uzatma potansiyeli olan stratejileri ortaya koyduğu vurgulandı.
Branyas’ın uzun ömründe genetik faktörlerin büyük rol oynadığı görülse de, yaşam tarzı alışkanlıklarının da etkili olabileceği üzerinde duruldu. Günlük üç kez yoğurt tüketimi, Akdeniz diyetine bağlılık, düzenli uyku, fiziksel aktivite ve dengeli ruh sağlığı onun sağlıklı yaşlanmasına katkı sağladı. Aktif sosyal yaşamı ve okuma, piyano çalma ve bahçe işleri gibi düzenli hobileri de yaşam kalitesini destekledi.
dengeli ruh sağlığı diyo bizim ülkede bundan yatarız yok olmaz :) ruh sağlığı bozuk insanlara katlanmak zorundaymışız gibi hayatımız var , ama bilmiyorlar ki kimse kimseye bakmak zorunda değil
Düşünsene 100 yaşımdasın birilerinin yardımı olmadan hiç bir temel ihtiyacını tam olarak gideremiyorsun ve 16 yıl daha yaşıçaksın çok ürkütücü ve bunu güzel bir olaymış gibi anlatmak ayrı bi saçmalık