Yeryüzündeki En Korkunç 6 Mekan

Hayaletlere ister inanın ister inanmayın, bazı yerler var ki muhtemelen buralarda bir gece bile geçirmek istemezsiniz. Bu yerler ya gizemli ya korkunç ya da trajik bir hikaye ile (ya da üçü birden) şöhretlerini kazanmışlar ve 'hayaletli' sıfatını gerçekten hak ediyorlar.

Bu yerlerden bazıları...

6. Aokigahara Ormanı

Aokigahara Ormanı Japonya'da Fuji Dağı'nın altında bulunan bir orman ve bu ormanın yanında Blair Cadısı ormanı Winne the Pooh'un yaşadığı cıvıl cıvıl orman gibi kalıyor. Muhtemelen sağda solda duran cesetler yüzünden.

Evlenmek isteyenler için Niagara şelalelerinin manzarası oldukça popülerdir,  burası ise intihar etmek isteyenlerin Niagara şelalesi adeta Peki böyle bir kötü şöhreti edinmek için kaç kişinin burada intihar etmiş olması gerekir? Bir düzine? Elli?

1950'lerde 500 kişi, evet 'beş yüz' kişi, Aokigahara Ormanında kendini öldürdü!

Söylenene göre bu intihar trendi, Seicho Matsumoto iki karakterinin bu ormanda intihar ettiği romanı Kuroi Kaiju'yu (Kara Ağaçlar Denizi) yayınladıktan sonra  sonra başladı. Romanın yayınlanışından sonra -görünen o ki kolay etkilenen- yüzlerce insan Aokigahara'nın sonsuz bitmez tükenmez ağaçları arasında kendini astı ve  bu orman o kadar fazla ağaca sahip ki gün ortasında güneş tepedeyken bile zifiri karanlık olabilen noktaları bulmak hiç zor değil.

Kemikler ve insanların kendilerini astığı halatlar dışında burada insanları vazgeçirmeyi amaçlayan yazılarla dolu -'Hayat çok değerli, lütfen tekrar düşün', 'Aileni düşün' gibi-  tabelalar da bulunuyor.

70'lere gelindiğinde bu durum ulusal gündemde yerini aldı ve hükümet ölü bedenleri bulup emizleme işlemlerine girişti. 2002'de burada 78 ceset bulundu ancak kim bilir kaç tane daha bulunamayan beden hala orada asılı durmakta. Her halükarda, burada kendini asmış olan birini bulmak her zaman mümkün. Bazılarını aşağıda vereceğimiz linkte bulabilirsiniz.

Bununla beraber, kendini asan insanların ölü bedenleri yetmiyormuş gibi son yıllarda bazı cesetlerin üzerinde para ve değerli eşyalar olduğu keşfedildi ve böylece Japonların gurur duyduğu, insanların ölüm ormanına dalıp yağmalayacakları cesetleri aradıkları Aokigahara ceset avı geleneği başladı.

Dikkat! rahatsız edici görüntüler içerir; 

http://usagiyjay.wordpress.com/2008/09/19/bosque-de-aokigahara/

5. Overtoun Köprüsü

İskoçya, Dumbarton'da, büyüleyici küçük bir köy olan Milton'daki Overtoun Köprüsü son 10 yılda kimsenin bilinmeyen bir neden ya da gizemli bir şekilde ölmediği yerel bir yapı.

Ancak, bu zaman zarfında, anlayamadığımız nedenlerden ötürü yüzlerce köpek burada intihar etti. Daha sonradan belirlendiğine göre, 60'ların başından beri her ay en az bir köpek kendini Overtoun'dan aşağı bıraktı ve bu rakam bugüne gelindiğinde, nedense her şeye son vermeye karar vermiş köpeklerle dolu, toplamda 600'ü bulan bir hale gelmiş bulunmakta.

Bu ölümler basit bir korkuluk ya da alınacak önlemlerle engellenbilecek olan kazalar değillerdi, tanıklara göre köpekler kendi kendilerine korkuluklara tırmanıp suratlarında tuhaf bir ifadeyle ölüme atladılar.

İntiharlara neyin sebep olabileceğine dair, güzel kokan bir hayvanı kovalıyor olabileceklerinden, tesadüf gibi bir dizi sıra dışı  teori ortaya atıldı. İkisine de inanmıyoruz fakat Ian Fleming'in sözünü biraz değiştirerek 'İlki rastlantı, ikincisi tesadüf, üçüncüsü ise düşman işidir ve eğer 600'den fazlaysa antik Sümer iblisi falandır ya da bu işte bir bokluk var demektir' diyoruz.

İşi biraz daha açıklığa kavuşturalım, atlayan ve kurtulacak kadar şanslı olan köpeklerden bazıları, köprüye geri tırmanıp kendilerini tekrar köprüden aşağıya ölümlerine atıyorlar. TEKRAR!

Çünkü Overtoun Köprüsü Şeytanını deneyerek memnun edemezsiniz, onun açlığı taze köpek etiyle bastırılabilir, çok çok fazla taze köpek eti!

4. Esrarengiz Winchester Malikanesi

Bu malikane San Jose'de bulunmakta. Burası devasa büyüklükte, 160

odalık genişlikte, metrelerce uzuluktaki koridorları, gizli geçitleri, çıkmaz

koridorları, duvarlara açılan kapıları ve tavana çıkan merdivenleriyle labirent

şeklinde inşa edilmiş bir malikane.

Burası, Winchester Tüfekleri servetinin varisi Sarah Winchester tarafından yapıldı. 19.yy sonlarında kızı ve kocasının ölümünün üzüntüsüyle Boston'da bir medyuma gitti ve medyum kendisine Winchester tüfekleriyle ölenlerin ruhlarının kendisine musallat olduğunu söyledi. Ruhların kendisini affedebilmesi için sürekli bir ev inşa ediyor olması gerektiğini de söyledi. Kocasını ve kızını henüz kaybetmiş birine söylenecek en iyi şey olmasa gerek, bu sözler üzerine Addams Ailesi'ndeki malikanenin aynısını inşa etmeye falan kalkışırsa eğer kim onu suçlayabilir ki?

1884'te Sarah Winchester San Jose'deki malikanenin yapımına başladı ve buranın inşaatı 38 yıl sonraki ölümüne kadar durmaksızın devam etti. Nihayetinde Winchester Malikanesi o kadar büyüdü ki, gerçek anlamda içinde kaybolmak mümkün hale geldi. Aslında amaç da buydu, bütün çıkmaz koridorlar, karmaşık odalar ve boş duvarlara açılan kapıların hepsi hayaletlerin kafasını karıştırmak için dizayn edilmişti, işte Sarah tam da böyle pislik bir arkadaş.

İntikam hırsına bürünmüş hayaletleri kızdırmak malikanedeki birçok mimari seçimden sadece biriydi. Winchester Malikanesinin duvarlarının tamamı -Sarah'nın ruhani bir anlamı olduğuna inandığı- bitmek bilmeyen bir örümcek ağı motifiyle kaplanmıştı ve buradaki her şey, iyi şans getireceğine inanıldığından '13' rakamıyla bezenmişti, duvarlardaki mumluklardan askılara kadar. Hayaletlerden kurtulmak isteyen birinden onları kızdıracak hareketler yapmaması beklenir ama Sarah'nın evini hayaletlerle için doldurmak bir şeytana adak adamadığı kalmış görünen o ki.

3. Sedlec Ölü Evi

Aokigahara'nın intihar etmek isteyenlerin Niagara Şelaleleri olduğunu

söylemiştik ya, Çek Cumhuriyeti, Sedlec'te bulunan bu mezar, nasıl ölürlerse ölsünler, ölü insanların Niagara'sı. 13.yy'da birisi buraya Kutsal Topraklardan getirdiği toprağı serpiştirdiğinden beri Avrupa'nın çoğu yerinden insanlar buraya gömülmek istiyorlardı ve Sedlec Mezarlığı, buradaki rahipler bu konuda bir şeyler yapmaya karar verene kadar yani 1870 yılına kadar büyüdü. Çılgın bir çözüm...

Bugün, Sedlec Ölü Evi, binlerce insan kemiğiyle dekore edilmiş ünlü bir şapel. Bu ölüm temalı iç dizayn, bilinmeyen bir sebepten Kilisedeki kemik fazlasının icabına bakması için işe alınan oymacı Çek asıllı Frantisek Rint'e ait. Sonuçta şapelin dört bir yanında insan kemikleriyle dekore edilmiş koridorlar, insan vücudunda bulunan tüm kemiklerden yapılmış korkunç bir şamdan ve girişi süsleyen, kemiklerden yapılmış dev bir aile nişanı.

Tamam, buranın Çek Cumhuriyeti olduğunun farkındayız, Poltergeist filmi de çoktan yayınlanmış olmalı oralarda da. Peki neden hala bu insanlar bu kemiklerle Şeytan'ın lego oyuncakları falanmış gibi oynayıp sağa sola diziyorlar ki? Umuyoruz ki kuru kafalardan bazıları dini merasimlerde kap kacak olarak kullanmıyorlardır ya da daha da kötüsü umarım lazımlık falan yapılmamışlardır.

Bu noktada, bu kilisenin Rob Zombie'nin House of 1000 Corpses filminde Dr.Satan'ın laboratuvarına ilham kaynağı olduğunu söylesek hiçbiriniz şaşırmazsınız sanırım.

2. San Zhi Tesisleri

Bir dizi füturistik, ufo şekilli ve paslanmakta olan binalarıyla, hükümet tarafından gizlenen bir sürü esrarengiz ölüme sahne olmuş bir yere gelseniz burası neye benzer sizce?Taipei'nin hemen dışındaki hayalet şehir/turistik tesis olan San Zhi doğru cevap.

Tayvan'daki özel San Zhi tesisleri esas olarak farklı deneyimler arayan zengin kesimin adresi olma amacıyla inşa edildi. Bu özel yerin inşaatı 80'lerde tamamlandı ama bir dizi esrarengiz ölüm ardından hemen kapatıldı. San Zhi hakkında çok az resmi bilgi var. Hatta burada kaç kişinin öldüğünü, nasıl öldüğünü, gözleri olmayan bir ruh yiyici çocuk tarafından mı öldürüldüklerini dahi bilmiyoruz. Her şey özenle gizli tutuluyor.

Buraya ait tüm bilgiler bölgenin yerel halkından geliyor ve tesisin yanından bile geçmeye niyetleri yok. Böylece bu terk edilmiş hayalet şehir sessizce buraya gelebilecek kadar aptal misafirlerini beklemekte.

Hmmm, ücra bir yerin ortasında terk edilmiş bir şehir, esrarengiz ölümler ve bu konuda hiçbir resmi bilginin olmaması... tanıdık gelmiyor mu?

1. Pripyat

Yukarıdaki fotoğrafı görür görmez çoğunuz deja-vu yaşadınız. Özellikle bütün bir bölümü burada geçen Call fo Duty 4'ü oynayanlarınız. Tamamen ıssız, sessiz ve radyoaktif bir şehrin sadece bir oyunda olabileceğini düşündüyseniz gerçekten yanılıyorsunuz.

Pripyat Kuzey Ukrayna'da bulunuyor ve bir zamanlar Çernobil Nükleer Santralinde görev yapan bilimadamlarına ve çalışanlarına ev sahipliği yapardı. 70'lerde kuruldu ve 50.000'lik bir popülasyona sahipti. Daha sonra 1986'da, Resmi Sovyet kayıtlarında bulunan bir nota göre, çernobil Santralinde ufak bir teknik problem söz konusuydu ve şehir güvenlik tedbirleri doğrultusunda tahliye edildi.

O zamandan beri, Pripyat terk edilmiş, binaları yıkılmaya yüz tutmuş ve şehirde bulunan dev dönme dolap bineek kimsesi olmadığından boş boş durmakta. Şehir burada yaşayan aileler için kendi lunaparkına sahipti. Çünkü 1986 Sovyet Standartlarına göre dahi miladını doldurmuş bir Nükleer Santralin dibinde yaşıyorsanız, çarpışan arabalardan başka bi şey düşünemezsiniz değil mi?

Şehir, 20 yıl önceki 'ufak bir teknik problem' nedeniyle meydana gelen kazanın etki alanında bulunmaktaydı, buraya Zone of Alienation yani 'Uzak Bölge' deniyor. Buna rağmen, Pripyat radyasyon seviyesi yıllar geçtikçe azaldığından halka tekrar açılmış durumda. Sanırım radyasyon konusunda Ukrayna hükümeti ile farklı görüşlerdeyiz ; bize göre radyason tamamen tehlikeli iken onlarda radyasyon derecelenmiş.

Radyoaktif bir salyangoz tarafından ısırılıp dünyanın en aptal süper kahramanı olma ihtimali şöyle dursun, burayı ziyaret eden turistler arasında olmamak için çok daha farklı bir sebebimiz daha var: Kreş.

Burası ailelerin yaşadığı bir yer demiştik ve doğal olarak burada çocuk bakım evleri de mevcut ki söylenene göre şu anda bu bakım evi bebek ayakkabıları ve oyuncak bebekleriyle dolu. Yani Pripyat kısaca radyoaktif hayalet Sovyet bebekleri için bir lunapark.

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Ahmet Kural'ın Başrolünde Oynadığı TRT Tabii Dizisi Gassal'ın Tanıtım Afişleri Tepki Çekti!
YORUMLAR
20.11.2014

lan bu kadar fantastik malzeme varken hala kesen-biçen adamlı,kollej öğrencili gerilim filmleri ile uğraşıyo millet. çek ordan bi Winchester malikaneli film, bak millet nası s.çıyo altına. (bknz: s. king- rosered konağı)

senaryo yazımına başladım bile

21.11.2014

Dünyanın en silahlı ve tehlikeli yeri olarak kabul edilen Kuzey Kore-Güney Kore sınırına gittim, çok tuhaf bir duygu. Geçilmesi imkansız bir sınır, ve hayali bir duvar var. Seyahat blogumda yazdım, yasak fotoğraf ve videolarımı da koydum. http://www.celebialper.com/ulkeler/kuzey-kore/kuzey-kore-guney-kore-siniri.html

Pasif Kullanıcı
19.11.2014

Gece gece amacınız ne sizin töbee bismillah :@

TÜM YORUMLARI OKU (12)