Hayat gerçekten tesadüflerden mi ibaret, yoksa kaderimizin ipleri bizi nereye çekiyorsa oraya mı gidiyoruz? Bu soruya çoğu kişi 'Her ikisinden de biraz.' diye yanıt verecektir büyük ihtimalle. Ancak bazen öyle olaylara şahit oluyoruz ki, bunların yalnızca birer tesadüften ibaret olması pek mümkün görünmüyor.
Her maddesinde, 'Bu işin içinde bir iş var!' cümlesini aklınıza getirecek, dünyanın dört bir yanında yaşanmış birbirinden ilginç olayları sizler için derledik.
Son işçi ise bu tarihten tam 13 yıl sonra, 20 Aralık 1935’te hayatını kaybetti. O kişi, J. G. Tierney’nin oğlu Patrick Tierney idi. Baba ve oğul, 13 yıl arayla aynı günde aynı kaderi paylaştılar.
Olaydan bir yıl sonra, 11 Eylül 2001 tarihinde İkiz Kulelere terör saldırısı düzenlendi. Deus Ex, istemeden de olsa Amerika'nın geleceğini öngörmüş oldu.
O esnada cebinden bir naneli şeker çıkarıp ağzına attı, şeker boğazına kaçınca öksürmeye başladı. Birkaç dakika içerisinde de boğularak can verdi. Daniel du Toit'nın son sözleri, kendi kaderinin bir yansıması oldu.
Tarih 19 Haziran 1941’i gösterdiğinde Timur’un mezarı tüm protestolara rağmen açıldı ve anıt mezarda, her kim onun mezarını deşerse ülkesine ondan beter bir istilacının dadanacağına dair bir yazı bulundu. Olaydan üç gün sonra, 22 Haziran 1941’de Nazi Almanyası Sovyetler Birliği’ne savaş ilan etti.
Aynı yoldan 1.5 km ilerde, yaklaşık iki saat önce bir kaza daha olmuş ve bisikletiyle karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaşlı bir adama kamyon çarpmıştır. Sonradan aynı şekilde ölen bu iki adamın aslında tek yumurta ikizi oldukları ortaya çıkar.
Her üç gemi de talihsiz olaylar sonucu denizin dibini boyladı ve her ne hikmetse, Violet Jessop bu gemilerin hepsinden sağ kurtulmayı başardı. Jessop'ın yaşadıklarına tesadüf mü desek, şans mı desek bilemedik doğrusu...
Kostüm ekibi, istenilen tarzda bir ceket bulup sete getirdi. Sonradan ceketin Oz Büyücüsü kitabının yazarı L. Frank Baum’a ait olduğu ortaya çıktı. Ceket ait olduğu yere dönmüş anlayacağınız...
Kitapta, bir gemi kazasından sağ kurtulan 4 kişi günlerce bir salın üzerinde kaldıktan sonra Richard Parker adlı miçoyu yemeye karar vermesini anlatıyor. 1884 yılında, Mignonette adlı gemi battıktan sonra hayatta kalan 4 mürettebat, açlık sınırına yaklaşınca aynı kitaptaki gibi adı Richard Parker olan miçoyu yemeye karar veriyor ve bu sayede kurtuluyorlar. Sizce bu bir tesadüf mü, yoksa Poe geleceği mi gördü?
5 Aralık 1785’te yine bir gemi batar ve bu kazadan da yalnızca Hugh Williams adlı bir yolcu kurtulur. 1940’ta ise Almanların döşediği mayınlar yüzünden bir gemi denizin dibini boylar. Gemiden sağ çıkan iki kişi vardır; bir adam ve yeğeni. Her ikisinin adı da Hugh Williams’tır. Keramet isimde mi yoksa tarihlerde mi?
Her iki kadının adı da Patricia Ann Campbell’dır, her ikisi de 13 Mart 1941 doğumludur, 1959 yılında bir askerle evlenmişlerdir ve 19 ile 21 yaşlarında iki çocukları vardır. Tesadüfün de bu kadarı…
Gemiyi gizlemek için de Alman ticaret gemisi Cap Trafalgar haline sokarlar. Gemi, 14 Eylül 1914'te Brezilya kıyılarında bir Alman gemisini batırır. Batan gemi ise Almanların RMS Carmania kılığına soktukları gerçek Cap Trafalgar'dır.