Okurken ''Katil Kim?'' Diye Sorup Duracağınız Sizi Meraklandıracak 21 Gizem Dolu Cinayet Romanı

Heyecanlı bir şeyler okumak istiyorsanız sizi hemen buraya alalım!

Not: Kitap açıklamaları kitap bültenlerinden alınmıştır.

1. Koleksiyoncu, John Fowles

Roman, kelebek koleksiyonculuğu yapan içine kapanık ve özgüvensiz bir adam olan Frederick’in aşkı uğruna yaptıklarını konu ediniyor. Romanın başkahramanı olan Frederick, güzel ve çalışkan bir resim öğrencisi olan Miranda’ya büyük bir aşk besliyor. Ancak bu konuda herhangi bir adım atmak için kendinde cesaret bulamıyor. Bir gün Frederick, şansının da yardımıyla Miranda’ya yakınlaşmak için fırsat elde ediyor. Ve bunu güzellikle değil, sadece zorla yapabileceğine inanıyor ve Miranda’yı kaçırarak hapis altında tutuyor.

Frederick başta okur üzerinde zalim bir adam izlenimi bırakırken, Miranda ise güzelliğinin mağduru olan bir genç kız olarak tasvir ediliyor. Fakat olaylar ilerledikçe, her iki kahraman da alışılagelmiş kalıpların dışına çıkıyor. Kitapta geçen olaylar, okura hem Frederick’in hem de Miranda’nın bakış açısıyla veriliyor. Her iki karakter de insan doğasının iyiliğini ve kötülüğünü bir arada taşıyor. Bu da hikayeye çok boyutlu ve daha gerçekçi bir bakış açısı kazandırıyor.

2. Gözlerini Sımsıkı Kapat, John Verdon

New York'un en gözde dedektifiyken, basının kendisine yakıştırdığı isimden hep rahatsız olmuştu: Süper Dedektif. Bir bulmacayla karşılaştığında, mutlaka çözmek isterdi. Gurney'e göre her bulmacanın çözümü için mutlaka bir ipucu vardı.

Peki ya bu sefer yoksa?

Düğün günü öldürülen bir gelin… Ve olaya tanıklık eden yüzlerce davetli. Cinayeti kimin işlediği ortada, herkes kendinden emin ama ya hepsi zekice bir illüzyonla yanıltılıyorsa... Cinayet silahı dahil birçok detayda sürpriz akıl oyunlarını gördüğünde, Gurney tam bir psikopatla karşı karşıya olduğunu anlar.

Gurney şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemleri, soruları ve keskin bakış açısıyla soruşturmaya bambaşka bir boyut kazandıracaktır. Kim daha zeki; Gurney mi, yoksa müthiş bir illüzyondan ibaret katil mi? John Verdon'dan, akıl oyunlarının iç içe geçtiği, sıra dışı bir roman.

3. Kuzuların Sessizliği, Thomas Harris

Buffalo Bill lakabıyla tanınan bir seri katil, bazı kadınların peşine düşmektedir. Katilin belli bir amacı vardır ama cesetler farklı eyaletlerde bulunduğu için kimse bunu kavrayamaz. FBI Akademisi’nde genç bir stajyer öğrenci olan Clarice Starling, büronun davranış bilimleri bölümünden Jack Crawford tarafından çağırılınca şaşırmıştır. Görevi, çok zeki bir psikiyatr ve korkunç bir katil olan, Baltimore Akıl Hastanesi’nde tutularak kriminal cinnet açısından yakından izlenen Dr. Hannibal Lecter ile görüşmektir. Lecter’ın, katillerin zihin yapısıyla ilgili öngörülerinin, Buffalo Bill’in izinin sürülmesine ve adamın yakalanmasına yardım edebileceği düşünülmektedir.

Zeki ve çekici bir kadın olan Starling, kendini Lecter gibi keskin zekâlı biriyle garip ve yoğun bir ilişki içinde bulunca sarsılır. Adamın, Buffalo Bill ve genç kadının kendisi hakkındaki şifreli ipuçları; Starling’i tüm okurların tüyler ürpertici ve son derece sürükleyici bulacağı bir araştırmaya sürükler.

Büyük bir yaratıcılık ve ustalıkla kaleme alınmış olan Kuzuların Sessizliği romanı bir gerilim klasiğidir.

4. On Küçük Zenci, Agatha Christie

Her birinin gizledikleri ve korktukları sırları olan on kişi, Zenci Adası’ndaki ıssız bir malikâneye davet edilirler. Ancak malikâneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, ev sahibi ortalarda yoktur.

Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır.

Konuklar bir süre sonra gizledikleri sırları birbirlerine anlatırlar. Ve teker teker ölmeye başlarlar...

5. Gülün Adı, Umberto Eco

Gülün Adı, tümüyle Orta Çağ zihniyetinin hakim olduğu 13’üncü yüzyılda geçiyor. Mekan olarak da Katolik Hristiyanlığın kalesi konumundaki İtalya’yı merkeze alan roman, genel bağlamda İmparatorluk ile Papalık arasındaki anlaşmazlıkları konu ediniyor. Romanın çekirdek olay örgüsünde ise büyük bir manastırda işlenen cinayet şüphesi yer alıyor.

Eserin ana kahramanı olarak okurları, aynı zamanda anlatıcı konumundaki Dom Adso adlı genç bir Hristiyan karşılıyor. Üstadı Baskerville’li Rahip William ile birlikte bir manastıra gitmekle görevlendirilen Adso, yaşadıklarını tüm detaylarıyla sayfalara aktarıyor. Adso’nun gözlemleri ile yedi günlük bir zaman dilimini kapsayan roman, etkileyici tasvirleri ve dönemi yansıtan dili ile okurlarını tam anlamıyla bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

6. Baskerville’lerin Köpeği, Sir Arthur Conan Doyle

Sir Arthur Conan Doyle’un Baskerville’lerin Köpeği adlı eseri ilk olarak Ağustos 1901 - Nisan 1902 tarihleri arasında The Strand dergisinde tefrika edilmişti. Umberto Eco’nun Gülün Adı’nda gerek eşkâli gerekse muhakeme yeteneğiyle Holmes’u andıran unutulmaz başkahraman Baskerville’li William ile gönderme yaptığı bu başyapıt, ani ve şiddetli korku yüzünden ölümle sonuçlanan kalp krizi vakalarını tanımlayan “Baskerville etkisi” terimiyle tıp literatürüne girmiş durumda.

İngiltere’de, Dartmoor’dayız. Soylu Charles Baskerville’in ani ölümüyle tekrar canlanan bir lanetli aile efsanesiyle tanışıyoruz. 1742 tarihli bir elyazmasıyla başlayıp Watson’ın olay mahallinden yazdığı raporlarla örülüp gelişen öykü, ürkütücü atmosferiyle, dehşet saçan vahşi bir tazı, ıssız bir bozkır, aman vermez bir bataklık ve kasvetli bir köşk ortamı içinde gizemini son ana kadar koruyor.

7. Hollanda'da Bir Cinayet, Georges Simenon

Maigret bir mayıs öğleden sonrası Delfzijl’e geldiğinde, kendisini Hollanda’nın kuzey ucundaki bu küçük kasabaya çağıran olay hakkında kaba taslak bilgilerden başka bir şey yoktu kafasında.Nancy Üniversitesi’nde profesör olan Jean Duclos adında biri kuzey ülkelerinde bir konferans turunda bulunuyordu. Delfzijl Denizcilik Okulu’nda öğretmenlik yapan Mösyö Popinga’nın konuğuydu. Oysa Mösyö Popinga öldürülmüştü ve Fransız profesör resmen suçlanmamakla birlikte, yine de kendisinden kasabadan ayrılmaması ve Hollanda makamları tarafından arandığında hazır bulunması istenmişti.İşte hepsi bu kadardı ya da neredeyse bu kadardı. Jean Duclos’nun haber vermesi üzerine, Nancy Üniversitesi Adli Polisten birinin görevle Delfzijl’e gönderilmesini sağlamıştı.İş Maigret’ye düşmüştü. Resmi olmaktan çok yarı resmi, üstelik Hollandalı meslektaşlarına geleceğini önceden bildirmeyerek daha da az resmileştirdiği bir iş.

8. Cerrah, Kelly Parsons

Mutlu bir evliliği olan iki çocuk babası Steve Mitchell, Boston Şehir Hastanesi’nde uzun süredir beklediği terfi için gün sayarken hayatının bir anda tepetaklak olacağını asla tahmin edemezdi. Hırsı nedeniyle büyük bir ameliyatı yüzüne gözüne bulaştırınca ve çok geçmeden hastalarından biri daha gizemli bir şekilde ölünce bir kabusa uyandığını fark eder. Buna sebep olan şeyin bir kaza değil de yakınlarında ancak kimliğini gizleyen ve onu zekice bir oyunun içine çekmeye çalışan bir sosyopat olduğunu öğrenecektir.

Üzerinde şüphe bulutları, hem evliliğini hem de kariyerini bir çıkmaza girmekten kurtarmaya ve sınırlarını zorlayan bu caniyi bir an evvel durdurmaya çabalarken işler giderek zorlaşır, hastanedeki ölümler onun eseriymiş gibi görünmektedir. Bunun aksini gösterecek ne elinde bir kanıt, ne de ona inanacak kimsesi vardır. Ondan her zaman bir adım önde olan zeki bir katil tarafından izlenirken durumu tersine çevirmek hiç kolay değildir.

9. Gece Gelen Ölüm, Agatha Christie

Olay Irak'ta bir arkeolojik kazı kampında geçer. Ekip başkanı Eric Leidner'in güzel ve etkileyici eşi Louisa önce tehdit mektupları alır, daha sonra da başına ağır bir cisim vurularak öldürülür. Görünüşe göre, kamptaki hiç kimsenin bu cinayeti işlemek için fırsatı olmamıştır. O sırada İngiliz yönetiminde olan Irak'ta yerel polis bilmeceyi çözemeyince, konu Hercule Poirot'a havale edilir. Poirot konuyu araştırırken düğümü kısmen çözen bir kamp görevlisi konuşmaya fırsat bulamadan asitli su ile öldürülür. Öte yandan, cinayetler sırasında bir sahtekar da arkeolojik eserleri kopyalarını çıkararak çalmaktadır. Her iki olay da Hercule Poirot tarafından aydınlatılır.

10. İstanbul Hatırası, Ahmet Ümit

Yedi tepeli şehre çökmüş kasvet yüklü bir bulut, son nefesini vermiş yedi kurban...

Tarihî yarımadada işlenen sıra dışı bir cinayet, Başkomser Nevzat’ı harekete geçirir. Katil, avcuna antika bir sikke bıraktığı kurbanın cesedi üzerinden çözülmesini istediği bazı mesajlar vermiştir. Aynı cinayet ritüelinin parçası olmuş kurbanlar peşi sıra gelir; tüm kurbanların elinde bir sikke vardır ve her biri şehrin parlak dönemlerinde yaşamış bir imparatorunun döneminden kalma tarihi bir yapının önüne bırakılmıştır. Kurbanların ortak özelliği, İstanbul’a olan ihanetleridir. Peki katilin özelliği nedir?

11. Roger Ackroyd Cinayeti, Agatha Christie

King’s Abbot köyündeki sakin yaşam bir anda altüst olur. Dul bir kadının şüpheli ölümü asılsız dedikodulara yol açar. Köy, kadının ilk kocasını öldürdüğü, bu yüzden şantaj kurbanı olduğu ve Roger Ackroyd’la gizlice nişanlandığı söylentileriyle çalkalanmaktadır. Ackroyd cinayete kurban gidince tüm şüpheler ev halkına odaklanır. Emekliye ayrılan ve sakız kabağı yetiştirmek için King’s Abbot köyüne yerleşen Hercule Poirot, istemeden de olsa cinayeti incelemeye başlar ve şeytani bir zekâya sahip katili yakalamaya çalışır.

12. Kurtarıcı, Jo Nesbo

Çok sıkı bir polisiye! Oslo'nun en 'cool' dedektifi yüzü olmayan katilin peşinde…

'Hızlı ve öfkeli' The New York Times. Kurtuluş Ordusu'nun yaz kamplarından birinde 14 yaşında bir kız tecavüze uğrar. On iki yıl sonra, Oslo'da Kurtuluş Ordusu'nun düzenlediği bir sokak konserinde, ordu mensuplarından genç bir adam alnından vurularak öldürülür. Ortada ne cinayet silahı vardır, ne de olası bir cinayet sebebi… Konser fotoğraflarında kırmızı fular takmış bir adam dedektif Harry Hole'nin dikkatini çeker. Çeşitli açılardan çekilmiş fotoğrafları, yüzleri ayırt etmekte uzman Beate Lönn'e gösterdiklerinde, o bile adamın aynı kişi olduğundan emin olamaz. Yüzü olmayan bir adamdır Harry Hole'un kentin arka sokaklarında adım adım kovalayacağı. Katil ise henüz işini bitirmemiştir.

13. Banyodaki Ceset, Dorothy L. Sayers

O anda Lord Peter'in aklına iki problemin dağınık unsurları geldi. Bir binanın damına düşen bir şeyin husule getireceği gürültü, Sör Levy'nin yağmurlu bir gecede bir kadınla, Battersea Park Caddesinde konuşması, müfettiş Sugg'un meşhur operatörü hastahanenin otopsi salonuna kadar gidip araması, Banker Levy'nin sinir krizleri içinde bulunması, asitfenik kokulu sabun, Düşesin (Ben iyi biliyorum, Doktor Freke gençliğinde Lady Levy'ye aşıktı) demesi, Peru petrolleri işi, banyo teknesindeki adamın profili ve nihayet kauçuk eldivenler...

14. Gorky Park, Martin Cruz Smith

Ortadaki sırt üstü, elleri bir cenaze merasimindeki gibi birleşmiş, diğer ikisi yüz üstü, kolları kabartmalı kağıt üzerindeki amblemler gibi karın üzerinde belirgin, yavaş yavaş eriyen buz kütlesinin altında huzurla, hatta resim gibi uzandılar. Ayaklarında kayaklar vardı.

Pribluda, elini Arkady'nin omzuna attı. 'Eyalet güvenliği ile ilgili

soruların hiçbir ilgisi olmadığına inandığım anda sen başlayabilirsin.'

Aslında bu, Araştırma Şefi Arkady Renko için, üçlü bir cinayet soruşturmasına dönüşmüştü. Üç ceset de Moskova'da bulunmuştu.

Peki, neden hepsi Gorky Parkı'nın karları altına gömülmüştü?

15. Kızıl Hasat, Dashiell Hammett

Bir maden şehri: Personville. Zenginlerin, maden işçilerinin direnişini bastırmak için yer altı dünyasına teslim ettiği bir şehir. Basını, polisi, kurumları suç batağında yüzen bir toplum. Tepeden tırnağa yolsuzluk, tepeden tırnağa rüşvet ve ahlaksızlık... Bu şehre gelen bir yabancı. Bir dedektif. Geldiği gece müşterisi olan gazetecinin ölüm haberini alan bir kanun arayıcısı. Güya katil belli değildir, ama deneyimli dedektifimiz kısa sürede suçluyu bulur. Ancak asıl mesele, gazetecinin katilini bulmak değil, bütün bir şehri pislikten temizlemektir. Üzerine hiç vazife değilken, dedektifimiz bu işe soyunur. Tek bir adam, karşısında acımasız, silahlı çeteler. Söz konusu çıkar olduğunda birbiriyle vuruşmaktan da çekinmeyen, paranın peşinde kana susamış köpekbalıkları gibi koşuşturan acımasız adamlar. Yabancı bir dedektifin bu suç devleti karşısında kazanma şansı var mıdır? Zafer, silahın ve gücün mü, yoksa cesaret ve erdemin mi olacaktır?

16. Mutlu Ölüm, Albert Camus

'Mutlu Ölüm', 1930'ların sonuna doğru yazılan, ama ancak 1971 yılında yayımlanan bir roman. Albert Camus (1913-1960) için daha sevimli görünen 'Yabancı', daha önce yazdığı 'Mutlu Ölüm'ün yayımlanmasını erteletmiş olabilir. Çünkü roman sanatı, 40'lı, 50'li yıllarda daha çok romanın yapısal özelliklerine ağırlık veriyordu. Bir sanat yapıtının yaratıldığı dönemde kusur sayılabilecek kimi özellikleri, daha sonra erdeme dönüşebiliyor. Albert Camus'nün ölümünden on bir yıl sonra günışığına çıkan bu romanını günümüzde öne çıkaran en önemli özellik, onun 'romansı' oluşudur. 'Mutlu Ölüm', yaratıcısı Albert Camus'ye otuz yıl sonra başkaldırmış ve özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu roman, hem çağdaş bir yapıt, hem yazar-yapıt-okur ilişkisinin göz kamaştırıcı bir tanığıdır.

17. Kan ve Gül, Alper Canıgüz

“Ben bu anı daha önce de yaşamamıştım sanki…”

Gül bahçesi maziye, kanlı bir yolculuk…

Kan ve Gül, fantastik bir polisiye. Rengini kandan, kokusunu gülden alan bir roman. Epey hareketli, ziyadesiyle hazin, hayli komik.

Aşk romanları çevirmeni Aziz, bir yangında küle dönüşmek üzereyken, zamanda yolculuk yaparak yirmi yıl öncesine döner. Üstelik yirmi yaş gençleşmiş bir halde. Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmek üzere harekete… 

geçmesi pekâlâ mümkündür. Karizmatik sosyopat Abdül’ün hayatını kurtarması… galiba iyi olacaktır.

Mazi tesisatını tamir edebilirse, hayatı, istikbal musluklarından temiz ve tazyikli bir su gibi akacaktır. Biricik aşkı Nergis’ten hiç ayrılmayacak, kızı Zeynep’e hakkıyla babalık edecektir. Peki, bu amatör dedektif, kaderin hükmünü değiştirebilecek midir? Geleceği görmek mi daha zordur yoksa geçmişi mi?.. Öncü yazar Alper Canıgüz’den, Dünya Kitap 2018 yılı “En İyi Polisiye roman” ödüllü, büyüleyici ve ayıltıcı bir serüven.

Gün içinde bambaşka bir yerdi Kan ve Gül Kuru Temizleme. Tezgâhın arkasındaki üç eleman ile dükkânı dolduran kalabalığın elleri arasında etamin, patiska ve alpakalar pervasızca savruluyor; polyester, filafil ve flaneller şehvetle çağıldıyor; tartan, tafta ve şifonlar kan ağlıyor; ipek jorjetler onlara histerik kahkahalarla karşılık veriyordu. Bu çılgınlığın arasında gözlerim gayri ihtiyari İskender Doğan’ı aradı ancak kendisi ortalıkta görünmüyordu. 

Biraz hayal kırıklığına uğramış idiysem de bu durumu doğal karşılamam gerektiğini biliyordum. Onun işi gündelik operasyonlara katılmak değil, geceleri biz uyurken dünyanın bin bir hali üzerine tefekkür edip, sefil varoluşumuza bir nebze anlam katacak nihai gerçeğin peşinde koşmak ve onu avuçlarında hissettiği anda insanoğlundan çoktan ümidi kestiğini hatırlayıveren merhametli bir tanrı gibi bizim için sessizce iki damla gözyaşı dökmekti.

18. Morgue Sokağı Cinayeti, Edgar Allan Poe

'Garip, dengesiz ve saplantılarla dolu yapısının kendini cinayete ya da deliliğe sürüklemesini önlemek için, Poe'nun elinin altında bir başka zehir vardı. Herkesin aynı rahatlıkla kullanamayacağı bir zehir: Güzel ve özenli yazısıyla, arada bir derin üzüntüsünden sıyrılmasını sağlayan, ürkünç, kasvetli ama avutucu imgeleri kâğıda döktüğü mürekkepten söz ediyorum.'

19. Kızıl Nehirler, Jean-Christophe Grange

Biz Efendileriz, Biz Köleleriz. Biz Her Yerdeyiz, Hem de Hiçbir Yerde. Biz Karar Verenleriz. Kızıl Nehirlerin Hakimiyiz. Kalbinize güvenmiyorsanız ya da ocakta yemeğini varsa, bu kitabı okumaya başlamayın. grange'nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size hükmedecek... 'Kızıl Nehirler' sadece Fransa'da 450 000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo. İnsanı hemen saran bir hikaye. Çok gerçekçi şiddet sahneleri. İki sıra dışı insanın çevresinde gelişen olaylar: biri enerji dolu, tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak... 'İnsanı daha ilk sayfalardan itibaren sarsan, altüst eden, yutan o kitaplardan biri. Sizi sürekli olarak gerilimin sınırlarında dolaştıracak; akkor haline gelmiş bir telin üzerinde yürüyormuş hissi verecek kusursuz bir thriller.' Le Monde 'James Ellroy ve Thomas Harris etkisinde bir seri cinayet hikayesi.'

20. Şah Mat, Mario Mazzanti

Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps'in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü ulaşılamamaktadır, aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz.

21. Malta Şahini, Dashiell Hammett

Genç, güzel ama sürekli yalan söyleyen bir kadın... Belayı peşi sıra sürükleyen bir dişi... Farkına varmadan kendini bu belanın ortasında bulan bir adam... Feleğin çemberinden geçmiş bir dedektif... Ve gizlenmeye çalışan bir heykel...Malta Şövalyelerinin yaptırdığı paha biçilmez bir şahin heykeli. Antika şahinin taşıdığı lanet. Bu heykelin çekiciliğine kapılmış açgözlü ve acımasız adamlar. Ve elbette bütün bunların nedeni olan para. Her zaman cazip, her zaman suçun kaynağı, her zaman cazip, her zaman suçun kaynağı, her zaman insanı yoldan çıkartan temel araç: Para... Daha çok para...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

En Çok Yarım Bırakılan Kitaplardan Kaçını Okumayı Başardın?
Taptaze Geldi! 2020 Yılında Çıkan ve Mutlaka Okunması Gereken 20 Kitap
Hem Okumayı Hem İzlemeyi Sevenler İçin: Kitaplardan Uyarlanan Netflix Dizileri

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
25.11.2020

Agatha Christie’nin On Küçük Zenci’si zaten yazılmış en iyi gizem hikâyelerinden biri. Listeye birkaç Agatha eseri de ekleyebiliriz. (Bayan McGinty’nin Ölümü, Ölüm Diken Üstünde, Cinayet Alfabesi). Modern yazarlardan Chris Carter’ın Haçlı Katil ve Korku Avcısı da polisiye gerilim gizem severlere tavsiye ederim.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ