Okunmamış Maillerinizin Sayısıyla Masaüstünüzdeki Dosyaları Toplayın, 1000'i Geçiyorsa Bu İçeriğe Koşun!

Endişeli istifçi tipinde olanlar dosyalarını silemez, onlara gelecekte ihtiyacı olacağına kendini inandırır. Basit bir dosyayla bile bağ kurarlar.

Masaüstü şuna benzer bir manzaraya sahip olan kimler var?

Silinmesi gereken ama unutulduğu için oraya yapışıp kalan dosyalar mı dersiniz bir daha asla bakılmayacak fotoğraflar mı dersiniz... Dosyalar burada aylarca birikir, sonra bu karmaşada ne olduğunu da unuturuz ve öylece kaderine terk ederiz. Çünkü temizlemeye başlamak için çok geç gibi geliyor.

Bir de posta kutusunda binlerce mail olanlar var. Masaüstü dağınıklığıyla bu aynı mantıkta zaten.

Bilgisayarınızda dosyaları bulmak bir işkenceye dönüşmüş, elektronik posta kutunuzu açmaya korkuyorsanız dosya bulmakta zorlanıyorsanız sizin için bir tanım geliştirilmiş: Dijital istifçi. 

Evde çer çöpü istifleyip oraya buraya tıkıştıranlardan hiçbir farkı yok bunun, dışarıdan bakıldığında görülmüyor olması da durumu masumlaştırmıyor.

Evde bir şeyler istiflemek psikiyatrik bir soruna dek gidebiliyor, peki dijital ortamda bir şeyleri istiflemek?

İstifçilik dijital evrende de bir sorun teşkil etmeye başlıyor. 2015'te konuyla ilgili yayınlanan bir makalede evinde bir şeyleri istifleyen, bunun yanında günde 1000'den fazla fotoğraf çeken bir kişi üzerinde çalışıldı. Bu kişi fotoğraf çektikten sonra onları düzenlemek, klasörlemek ve özel dosyalara yerleştirmek için saatlerini harcıyor. kopyalamak için saatler harcıyordu.

Hem dijital hem de gerçek hayatında bir istifçi olarak benzer davranış bozuklukları sergilediği anlaşıldı.

Zaten dijital istifçilik de “dijital ortamdaki dosyaların biriktirilmesi ve bu süreçte stres, düzensizlik gibi etkenlerle kişinin perspektifini kaybetmesi' olarak tanımlanmış. Hele ki dijital istifçiliğin araştırmalar sonucunda çalışanların iş bilgisayarlarında yoğun olduğunu düşününce her gün sekiz saat boyunca bu uçsuz bucaksız stres denizinde yaşayan bizler ne yapıyoruz?

Tanımlar böyle, bakalım birazdan anlatacaklarımızdan sonra siz kendinizi hangi istifçi grubunda göreceksiniz?

Dört tip dijital istifçi var.

İlki toplayıcılar. Onlar organize istifler, dosyaları sistematiktir ve neyin nerede olduğunu bilirler. Kazara istifçiler pek düzenli değillerdir, dosyalarının yerini çoğunlukla karıştırırlar ve bir türlü bu istifçiliği kontrol altına alamazlar. Yani dosyaların sahibi onlar değildir, bir anlamda onlar dosyaların etkisi altındadır.

Talimat sonucu istifçi olanlar genellikle bir şirket ya da organizasyon bünyesinde istifçilik yapanlar.

Sorumluluk onlarda olmasa da sonuçlarına onlar katlanır.

Dördüncü tip dijital istifçi tipi ise endişeli istifçi. Dosyalarını silemezler, gelecekte ihtiyaçları olacağına inançları tamdır ve basit bir PDF dosyasıyla bile bağ kurmuşlardır.

Bu dört tipin de kendi içerisinde farkları olsa da hepsinin günlük yaşamı etkileyen, zorlaştıran bir yanı var.

Bilgileri bilgisayarda ya da bulut depolama üzerinde tutmanın istifçilik üzerinde bir etkisi yok.

Dosyaları kullandıktan sonra silmemenin doğaya da bir yükü olduğunu muhtemelen biliyorsunuz. Bulut depolama için kullandığımız tüm dosyalar doğaya zarar verecek biçimde enerji tüketiyor. Verileri tutan sunucuları bu yeni dosyalar için çalışır tutmak, gerektiğinde soğutmak için harcanan enerji sürekli artarken istifçilik pek de mantıklı gibi görünmüyor.

Hem çevreye hem de psikolojimize zarar vermemek için şu tuşu kullanmayı alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor. 👇

İstifçiliğe kaynak olan endişe, güvensizlik gibi hislerin de köküne inmek gerekiyor. Nihayetinde bu durumun psikolojik bir kökü olduğunu da göz önünde bulundurmak, istifçilik konusundaki alışkanlıkları değiştirmeye yardımcı olabilir.

Haydi, hepimiz içeriği kapatınca birer dosya silelim mi? Ben geçen gün açıp içini doldurmayı unuttuğum Word dosyasını silmeye gidiyorum. 

Kaynaklar: 1, 2, 3

Bu içeriklere de göz atmak isteyebilirsiniz.

Berbat Bir Fikir Olmasına Rağmen Küresel Isınmayı Engellemek İçin Jeomühendisliğe Mecbur Kalacağız!
Hoşunuza Gitmese de Toplumun Huzuru İçin Yazılı Olmayan Bu 15 Görgü Kuralına Uymak Zorundasınız!
"Nohut Mayası Zor" Diye Unutulan İzmir Simidi Kaybolduysa İzmirliler Neden Simide Gevrek Diyor?

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!