Annemizin elini bırakıp sınıftan içeriye girerken üzerimizdeki önlük gibi mavi bir telaş kaplamıştı içimizi. 😳
Hem ilk kez yalnız kalmıyorduk ki. 😌
İstikbalimiz kadar düzgün olmasa da o çizgiler, elimizden geldiğince düz çizmeye çalışıyorduk. 😅
Örneğin; E'ye tarak, B'ye gözlük, H'ye merdiven diyorduk. 😄
Tabii o zamanlar el yazısıyla değil de düz yazıyla yazıyorduk harfleri.
İlk zamanlarda ne oldukları çözemesek de yavaş yavaş harfleri öğrenmeye başladığımızda tanırdık üzerindeki işaretleri. 😊
Böyle görünce insanın anıları bir anda aklına geliyor. 😳
Sonra da yavaş yavaş Ali'ye top oynattık, okula geç kalan Kaya'yı okula koşturduk, Işık'a sütü ılık içirdik, Ömer'e mısırı sevdirdik. 😂
Öğretmen bazen sınıftaki herkesi tek tek kaldırıp rastgele bir fişi bu panodan okuturdu. 😨
Onun yerine de ya öğretmene ya da annemize gidip fişi kağıda yazdırır, onu koyardık fiş defterimize. 😂
Her hafta okumayı öğrenenlere sınıfın içerisindeki mini bir törenle kurdeleleri taktim edilirdi. 😅
Onlar da öğretmene yardım etmekle yükümlüydü. Genelde sınıf başkanı ve başkan yardımcısı olurlardı.
Elması ilk kızaran olmak için az ter dökmüyorduk. 😅
Ödevini çok beğendiklerine yıldızlı aferin verirdi. 😎
Böylece, okumayı öğrenmenin haklı gururuyla neredeyse bitmeyecek olan eğitim hayatımızın ilk basamağını tırmanmayı başarmıştık. 😅
Okuma-yazmayı düz yazıyla öğrendiğimiz için gerçekten çok şanslıymışız.
Yeni fişlerde " ölme Ali ölme. Işık istirmara uğrama " yazılmalı...
Bana mavi önlük verilmedi. Direk okul üniformasıyla başladık. Okuma yazmayı söken 2. kişi bendim (1. takmayın o maldı hala da mal. Tek derdi popilikti. 5. Sınıfta grubu dağılınca erkekler olarak bayram etmiştik. Sonra 3 kişi daha buldu ama o uzun hikaye. Bir de... aaa azıcık meraklanın işte). Sonra başıma gelen çok komik bir olay var. Şimdi hoca bize 'at' kelimesini öğretiyordu. Bundan hemen önce bir arkadaşa kalemini vermişti. Arkadaşın kalemle işi bitmişti. Biz 'A-...T, A-T, A-T, AT !!!' böyle bağırırken hoca kalemini verdiği arkadaşın AT demediğini görünce ona doğru 'at, hadi at.' yaptı. Arkadaş elindeki hocanın kalemini gitti hocaya fırlattı. Ben böyle atış görmedim. Hocayı tam gözünden vurdu. Bu da böyle bir anımdır.