Okumayanın Bin Pişman Olacağı Sapiens Kitabından Öğrendikçe Ufkunuzu Açacak 17 Korkunç Gerçek

Son dönemlerde yazılmış en iyi kitaplardan birisi olan Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens, Noah Harari tarafından 2012 yılında kaleme alındı.

Kitabı okuyanların da bildiği gibi, Noah kitabında modern insanın yani bizlerin, Homo Sapiens’lerin Kuzey Afrikadan çıkıp, Homo Erectus, Neandertal gibi bütün diğer insan türlerini egale ederek, ya da başka bir deyişle yok ederek dünyayı ele geçirmesini anlatan kitabı. 

İnsanlığın tarihini ve gelecekteki olası şeyleri sade ve akıcı bir dille anlatan bu kitaptan, alınacak gerçekten çok bilgi var!

#1

Yıllardır tek bir tür olduğumuzu düşünüyorduk...

Gerçekte yaklaşık 2 milyon yıl önceden, 10bin yıl önceye kadar Dünya aynı anda pek çok insan türüne ev sahipliği yapmıştır. Neden yapmasın ki? 

Bugün Dünyada pek çok tilki, ayı ve domuz türü var. 100 bin yıl önceki Dünya en az 6 tür insana ev sahipliği yapmakta idi: Homo Sapiens, Homo Erectus, Habilis, fForesiensis, Neandertal vs.

#2

Hoşgörü, Sapiens'in baskın özelliklerinden değildir. Modern zamanlarda bile ten rengindeki, lehçe veya dindeki bir farklılık, bir grup Sapiens'in bir başka grubu yok etmeye çalışmasına sebep olabiliyor. 

Eski Sapiensler tamamen farklı diğer insan türlerine hoşgörülü olabilir miydi?

#3

Yalandan farklı olarak hayali gerçeklik, herkesin inandığı bri şeydir ve bu ortak inanç sürdüğü müddetçe hayali gerçeklik dünyada belli bir güce sahiptir. Sapiensin icat ettiği hayali gerçekliklerin muazzam çeşitliliği (din, devlet, hukuk, spor, ticaret, mitler, kanunlar, imparatorluklar) ve bunun sonucu olarak gelişen davranış örüntülerinin çokluğu 'kültür' dediğimiz şeyin başlıca bileşenidir. 

Kültür ortaya çıktığından beri değişimi ve gelişimi hiç durmamıştır ve 'tarih' dediğimiz de aslında bu durduralamayan değişimlerdir.

#4

Homo Sapiens'in vücudu bu tür işler için evrilmemişti. Geyiklerin arkasından koşmaya, elma ağaçlarına tırmanmaya uygundu, kaya toplamaya veya su kovası taşımaya değil. 

İnsanlar bunun bedelini omurga, diz, boyun ve bel ağrılarıyla ödediler. Eski iskeletler incelendiğinde tarıma geçişin insanlara bel fıtığı, eklemlerde kireçlenme ve diğer fıtıklar olarak geri döndüğü görülmektedir. Dahası, bu yeni tarımsal işler o kadar çok zaman almaktaydı ki, insanlar buğday tarlalarının yakınına kalıcı yerleşimler kurmak zorunda kaldılar.

Tarım Devrimi hakkında...

#5

Avcı toplayıcılık devrinden beri insan beyninin küçüldüğüne dair kanıtlar var. O dönemde hayatta kalabilmek, herkesin muhteşem zihinsel becerilere sahip olmasını gerektirirdi. Tarım ve sanayi ortaya çıkınca, insanlar hayatta kalabilmek için giderek diğer insanların becerilerine daha fazla güvendiler ve 'embesiller için yeni fırsatlar' ortaya çıktı. Üretim bandında çalışan bir işçi olarak, sıra dışı olmayan genlerinizle hayatta kalabilir ve bunları bir sonraki nesle aktarabilirsiniz.

#6

'Doğal düzen', istikrarlı düzendir. Mesela insanlar yarından itibaren varlığına inanmayı bıraksalar bile, yer çekimini ortadan kaldırmanın imkanı yoktur. Buna karşın 'hayali düzen' (din, devlet, hukuk, ticaret, para vs) her zaman çökme ihtimaliyle karşı karşıyadır, çünkü varlığı mitlere bağlıdır ve mitler insanlar ona inanmayı bıraktığı anda çökerler. 

Hayali düzeni koruma, sürekli ve büyük çaba gerektirir. Bu çabaların bazıları şiddet ve zorlama biçimindedir.

#7

Homo cinsinin besin zincirindeki yeri çok yakın bir zamana kadar ortalardaydı. Milyonlarca yıl boyunca insanlar küçük hayvanlar avladılar, ne buldularsa onu yediler ve aynı şekilde büyük avcılar tarafından avlandılar. Ancak 400 bin yıl önce çeşitli insan türleri büyük av hayvanlarını avlamaya başladı ve ancak yüz bin yıl önce Homo Sapiens’in ortaya çıkışıyla, insan besin zincirinde yukarı zıpladı. 

Orta sıralardan yukarıya doğru atılan bu büyük adımın çok önemli sonuçları oldu. Piramidin tepesindeki aslan ve köpekbalığı gibi diğer hayvanlar, bu pozisyona kademeli olarak milyonlarca yıl içinde yükselmişti. Bu da, ekosistemin çeşitli kontrol ve denge mekanizmaları üreterek, aslanların ve köpekbalıklarının ortalıkta terör estirmelerini engelledi. Aslanlar daha ölümcül oldukça ceylanlar da daha hızlı koşmaya, sırtlanlar daha iyi işbirliği yapmaya, gergedanlar daha saldırgan olmaya başladı.

Buna karşın, insan tepeye o kadar hızlı çıktı ki, ekosistemin gerekli ayarlamayı yapacak vakti olamadı, ve buna ek olarak insanlar da bu değişime ayak uyduramadı. Gezegendeki büyük avcıların çoğu muhteşem yaratıklar; milyonlarca yıl süren hâkimiyetleri sayesinde kendilerine olağanüstü derecede güveniyorlar. Sapiens ise adeta bir muz cumhuriyetinin diktatörü gibi. 

Daha yakın zamana kadar savandaki orta halli yaratıklar olduğumuz için hâlâ korku ve endişelerle doluyuz, ve bu da bizi fazlasıyla zalim ve tehlikeli kılıyor. Ölümcül savaşlardan çevre felaketlerine pek çok tarihsel kötülük, bu çok hızlı gerçekleşen sıçramadan kaynaklanıyor.

#8

Askeri düzeni ne sağlar? Bir orduyu yalnızca zor kullanarak örgütlemek imkansızdır; en azından bazı komutanların ve askerlerin tanrı, onur, vatan, erkeklik veya para gibi bir şeylere inanmaları gerekir.

#9

Bir maymunu, ölümden sonra gideceği maymun cennetindeki sınırsız muzla kandırarak elindeki muzu vermeye asla ikna edemezsiniz.

#10

İnsanlar Fransız Devrimi'nden bu yana eşitlik ve bireysel özgürlüğü temel değerler olarak görmeye başladılar, ki bu iki değer bile aslında birbiriyle çelişir. Eşitlik ancak daha iyi durumdakilerin özgürlüklerini kısıtlayarak sağlanabilir. Her bireyin tamamen istediği gibi davranabileceğinin güvencesini vermek kaçınılmaz olarak eşitliğe zarar verecektir. Buna bağlı olarak 1789'dan beri tüm dünyanın siyasi tarihi bu çelişkiyi giderme çabaları olarak görülebilir.

#11

Tarihte ilk defa tüm dünyanın ve tüm insan ırkının tek bir sistemle yönetilen tek bir birim olduğunu hayal edebilmek milattan önceki bin yılda başladı. Herkes, en azından potansiyel olarak 'biz'di, artık 'onlar' yoktu. 

İlk evrensel düzen ekonomi üzerinden yükseldi: parasal düzen. İkinci evrensel düzen siyasiydi: imparatorluklar düzeni. Üçüncü evrensel düzense diniydi: Budizm, Hristiyanlık ve İslam gibi dinlerin evrensel düzeni.

#12

i.ytimg.com

Dedikodu, sıkça kötülenen ama aslında kalabalık gruplar halinde işbirliği yapabilmenin de temelini oluşturan bir beceridir.

#13

Dünya çapında buğday 2,25 milyon km karelik bir alan kaplamaktadır, Britanya'nın neredeyse on katı. 

Biz buğdayı evcilleştirmedik, buğday bizi evcilleştirdi.

#14

Çelişkiler her insan kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta bunlar kültürün motorudur. Türümüzün yaratıcılığının ve dinamizmin en başta gelen sebebidir. Fikirlerimizdeki, düşüncelerimizdeki ve değerlerimizdeki çatışmalar bizi araştırmaya, eleştirmeye ve yeniden değerlendirmeye mecbur eder. 

Tutarlılık durgun zihinlerin oyun alanıdır.

#15

Modern bilim, 'bilmiyoruz' anlamına gelen Latince 'ignoramus' öğüdüne dayanır ve hiçbir şeyi bilmediğimizi varsayar. Bundan daha da önemlisi, şu ana kadar bildiğimizi sandığımız şeylerin zamanla yanlış çıkabileceğini de kabul eder; hiçbir kavram, fikir veya teori kutsal ve eleştiriden muaf değildir.

#16

Bu yeni kapitalist etik, zenginlerin yaşamlarını açgözlü ve daha fazla para kazanmakla uğraşarak geçirmeleri, geniş kitlelerin de arzularını ve tutkularını gidermek için daha fazla satın almaları koşuluyla cenneti vaadediyor. 

Bu, tüm yapılması buyrulanları inananların yerine getirdiği tarihteki ilk dindir. Peki, bunun karşılığında cennete ulaşacağımızı nereden biliyoruz? 

Çünkü televizyonda öyle gördük.

#17

Ne istediğini bilmeyen, tatminsiz ve sorumsuz Tanrılardan daha tehlikeli bir şey olabilir mi?

Kitaptan daha fazla alıntı için bu içeriğimizi de okuyabilirsiniz:

Okumayanın Bin Pişman Olacağı Sapiens Kitabından Öğrendikçe Ufkunuzu Açacak 17 Korkunç Gerçek

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
08.05.2017

değerli bir kitap ama gözlemlerimin sonucu olarak BAZILARI sırf inanmadığı veya inanmak istemediği için bu kitabı alacak/okuyacak,BAZILARI inandığı değerlere aykırı olduğunu düşündüğü için almayacak/okumayacak her kitabı okuyun düşmanınızda bile sizin için değerli bir bilgi bulunabilir

08.05.2017

Ignoramus👏👏

22.05.2017

Bilimsel verilerin arasına sıkıştırılmış, serpiştirilmiş tahminler farkettirmeden bilimsel veri muamelesi gördükçe bilim tartışılmaya devam edecektir. Bizim gibi homo sapiens'lerin geçmişi 800.000 yıl civarındadır. Yazar birden günümüze gelmiş görünüyor. Aradaki 775.000 yılda olan bitene ilişkin yazılanlar sadece tahmin! Tamam, tahmin olmadan bilim olmaz. Lakin, bunların bilimsel veri olmadığı kabul edilmelidir.

TÜM YORUMLARI OKU (20)