Bartın Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Doç. Dr. Hasan Hüseyin Güneş, maden kazasında hayatını kaybeden 25 yaşındaki Remzi Özçelik'i anlattı.
Bartın Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Doç. Dr. Hasan Hüseyin Güneş, maden kazasında hayatını kaybeden 25 yaşındaki Remzi Özçelik'i anlattı.
'Eşim de aynı bölümde, ikimiz de Remzi'yi çok severdik. Onun gibi sevdiğim öğrencilerle arabaya atlar, köy köy gezerdik. Güleryüzlü, efendi ve saygılıydı.'
Bartın Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Doç. Dr. Hasan Hüseyin Güneş, Amasra'daki maden ocağı kazasında hayatını kaybeden eski öğrencisi Remiz Özçelik'i böyle anlatıyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin 2021 verilerine göre geçen sene en az 2 bin 170 işçi çalışırken hayatını kaybetti. Ölen işçilerin yüzde 10'u, 18-27 yaş arasındaydı.
DW Türkçe'den Burcu Karakaş'ın haberine göre, Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü İşletmesi'ne ait maden ocağındaki grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 41 işçinin de çoğu, 30 yaşın altındaydı. Onlardan biri de 25 yaşındaki Remzi Özçelik'ti.
Bartın'ın Kozcağız Beldesi'ne bağlı 650 nüfuslu Mamak köyünden Remzi Özçelik, çok programlı liseden mezun olduktan sonra üniversite okuyup okumamak konusunda kararsız kalmıştı. Fakat sonra sınava girmeye karar verdi ve kazandı. Bartın ve civarında yaşayan gençlerin tercih ettiği gibi o da Bartın Üniversitesi'ni yazdı, Tarih bölümüne kaydoldu.
Özçelik'e Osmanlıca, Farsça ve Osmanlı Müesseseleri Tarihi dersleri veren Hasan Hüseyin Güneş, öğrencisinin üniversite yolculuğuna yaptığı tanıklığı anlattı.
Remzi Özçelik, heyecanla girdiği üniversitede dersleri devam ederken bir gün İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda çalışmak üzere demirci alınacağını öğrendi. Arkadaşı Soner Terzi, iş teklifinin iyi olduğunu, maddi sebeplerden dolayı Özçelik'in üniversite kaydını dondurup İstanbul'da çalışmaya gittiğini söylüyor:
'Pist yapımında demirci olarak çalıştı. Burada en ağır iş, demircilerin işidir. En ağır işte çalıştı.'
Demircilik işi bitti, madencilik işi çıktı. Bartın'da 2019 yılının Şubat ayında maden ocağına işçi alınacağı haberi geldi. Başvuruya İstanbul'da havalimanında beraber çalıştığı Bartınlı arkadaşı Soner ile gittiler:
'Ben, iki ağabeyim ve Remzi yazıldık. 'Bize çıkmaz ama şansımızı deneyelim' dedik. Bizlere çıkmadı ama ona çıktı. Çok sevinmiştik. Devlet işi sonuçta.'
Mamak Köyü Muhtarı Fatih Özdemir, maden işçiliğinin Bartınlı aileler için 'gelenek' gibi olduğunu, başvuru açılır açılmaz gençlerin yazıldığını söylüyor. Üniversite hocası Hasan Hüseyin Güneş ise 'İşe girmek zorunda kaldı. Üniversiteye gelen çocukların çoğu iş fırsatı buldu mu hemen başvuruyorlar' diyor.
Bartın Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi, madende çalışmaya başladıktan bir yıl sonra ise evlendi, bir çocuk sahibi oldu. Doç. Dr. Güneş'in anlatımına göre, cenazesinde bir araya gelen üniversite arkadaşları, Remzi'ye 'Niye madene gideceksin, ağır iş. Sabret biraz. Derslerini ver, sonra KPSS'ye girersin' dediklerini anlattılar birbirlerine. Genç maden işçisi, 'Benim için endişelenmeyin' demişti onlara. Ailesi de maden işçisiydi. Amcaları Türkiye'de, dedesi Almanya'da 10 sene madende çalışmıştı.
Çalışmaya başlayınca tüm derslerini verecek zamanı olmadı. Dolayısıyla üniversiteden mezun da olamadı. Köyünde yapılan cenaze törenine üniversiteden üç öğretim üyesi, devlet erkânından ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve AFAD Başkanı Yunus Sezer katıldı.
Köy Muhtarı Fatih Özdemir'in de Özçelik'in hocası Hasan Hüseyin Güneş gibi, Remzi'nin sözü geçtiğinde aklına ilk gelen 'güleryüz' oluyor. Bir de genç nüfusun maden işçiliğinden tıpkı aile büyükleri gibi kopamadıkları gerçeği. Muhtar Özdemir'in söylediği gibi:
'Zonguldak ve Amasra madenleri alımları ayrı yapılıyor. Amasra'ya hep gençler geliyor. Askerliğini bile yapmamış olanlar geliyor. Ölenlerin hepsi genç. Madenden besleniyoruz biz. Maden işçiliği, bizim alınyazımız…'
Kadermiş. Neden kader ona vurdu, dört, beş maaş alanlara vurmuyor. Neden kader onu gördü, oturduğu yerden maaş alıp emekli oluyor. Neden kader onu aldı, yıllardır öksüz yetim hakkı yiyen, ihale peşinde koşan, eroin baronlarını, makamını kullanarak haksız para kazananları almıyor? Kader ve Azrail de mi rüşvet yiyor, ya da bir partinin emrinde?
Bakın, ne yazık ki ülkenin durumunun en yakın örneği oldu bu olay. İnsanların alım gücü çok düşük. Hayatlarını idame ettirebilmek için ikinci, üçüncü işte çalışan vatandaş çok. Mecburen böyle ağır işlerde de çalışıyorlar. Sırf biraz daha kazanıp masraflarını, giderlerini karşılayabilmek için. Yarın öbür gün asgari ücret artar. Ancak 2-3 katı zamlarla da karşı karşıya kalacağız. Daha önce oldu, yine olacak. Yine ülkenin aydınlık gençleri canlarını bu karanlık yerlerde boşu boşuna verecek. Yok elli bin yardım, yok çocukların eğitim masrafı... Bir can gitti, bir can... Geri getirebilir misiniz?
Woody Allen in bir filmini izlemiştim , filmde kıza sokakta oynadığı şans oyunundan çok basit bir nesne çıkıyordu unuttum şimdi küçük el feneri gibi bişey olsun hadi o boyutlarda, kız da üzülüyordu, neden bu çıktı çok şanssızım diye, filmin sonunda kızı asansöre itmek istiyor adam asansör boşluğuna öldürmek için kız son anda adamla cebellesirken çantadan o kazandığı küçük şey düşüyor adam ona basıyor ayağı kayıp adam düşüyor boşluğa , yani kızı ölümden kurtarıyor o nesne. Filmin konusu bambaşkaydı ama o sahne çok etkilemişti beni şanssizlik dediği şey en büyük şansı oldu diye düşünmüştüm.. Şimdi bu adam da biz kazanamadık o kazandı çok sevindi deyince aklıma o film geldi, zavallı adam ne kadar sevinmiştir kazanınca belki ama sonu oldu o sevinci ne bilsin. 🥺 Hayatta neyin şansımız neyin şanssızlığımiz olduğunu bir süre geçmeden bilemiyoruz galiba.. Allah rahmet eylesin keşke ama keşke kazanamasaydi o sınavı .. 🥺