Gazetecilerin, özel okul sahibi gibi aradığı Cuma Ali isimli bir şirket yetkilisi, “Biz 10 bin TL’ye yapıyoruz deprem dayanıklılık testini ve rapor hazırlıyoruz. Bina 1950’de de yapılsa dün de yapılsa bu raporu istiyorlar. Bunun mantığı var mı yok mu artık sorgulamayalım. Artık herkes biliyor Milli Eğitim’in salak olduğunu. Hani bu raporu istiyorlar da raporda bu hesap yanlış, şu yanlış demiyorlar” dedi. Yani şirket yetkilisi Milli Eğitim’in raporların doğruluğunu kontrol etmediğini belirtti.
Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın dayanıklılık raporlarında “Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı laboratuvar sonuçları kullanılarak hazırlanması” şartını istediği için rapor vermeyi durdurduğunu ancak şimdi tekrar vermeye başlayan şirket yetkilisi şu skandal ifadelerle sözlerine devam etti:
“Ben Milli Eğitim’den yazı gelince teknik raporları durdurmuştum, vermedim. Çünkü Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı laboratuvarlardan sonuçlar isteniyordu. Bu şartla hazırlanan raporlara 150- 200 bin TL isteniyor. Sürücü kursları, anaokulları bu parayı vermek istemedi. Ben de bana ulaşanlara ‘vermeyin bu parayı bekleyin’ dedim. İki tane kurum beni dinlemedi bu paraları verdi. İki hafta önce İl Milli Eğitim’den bir müfettiş beni aradı, ‘İl Milli Eğitim geri adım attı senin raporları artık kabul ediyorlar’ dedi. Şimdiye kadar 100’den fazla teknik rapor verdim. Kağıthane’de mesela özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine rapor hazırlayıp kargoladım. Onların da 3 tane şubesi var.”
Hiç şaşırmadım. Zaten depreme dayanıklıdır raporu verenle inşaatı yapan insanlar iş ortağı. Ülkede müteahhit terörü ve imar çeteleri sorunu var. Sahte deprem raporu çok normal. Antalya'da sahte hakim yakalandı hem de gerçek savcıyla evli. Ankara'da sahte savcı yakalandı hem de polisle evli. Siirt'te sahte avukat yakalandı aslında inşaat işçisi. Trabzon'da sahte öğretmen yakalandı hem de 2005 te yılın öğretmeni seçilmiş. İstanbul'da sahte polis yakalandı aslında manavmış. İzmir'de sahte tuğgeneral yakalandı öncesinde de sahte mitçiymiş. Adana'da işadamlarından bağış toplayan sahte vali yakalandı. Aydın kuşadasında sahte kaymakam yakalandı hem de anlaşılıncaya kadar ilçeyi 3 gün yönetti aslen garsonmuş. Kocaeli'de sahte müsteşar yakalandı. İstanbul'da sahte SGK müfettişleri yakalandı. İstanbul'da havaalanında üniforma ile gezip hostesleri dolandıran sahte pilot yakalandı. Tekirdağ'da ameliyata giren sahte doktor yakalandı. Ülkede sahtesi yakalanmayan tek şey siyasetçi...
Bir tane mi düzgün iş olmaz arkadaş.
Bu ülkenin yargı,vergi ve infaz sistemi kökten değişmediği sürece gelişmek bize haram. Doğru-düzgün bir ülkenin yargısı o karotu o firma sahibinin gtune cakardi