İ.S.'nin, eşinin evde olup olmadığını da sorduğunu, bazı mesajları sildiğini de ifade eden K.E., 'Deprem döneminde evimizde kalamadık. Eşimin çalıştığı okulda kaldık. Ben evden kahve makinesi götürmüştüm. Eşimle kendimize kahve yaparken müdür bey de istedi. Müdür beyin kahvesini verdim ben odadan çıkarken bana 'kahve yalnız içilmez' dedi ve ben de eşime haber verdim' dedi.
Mesajların 3 gün boyunca üst üste atıldığını da kaydeden K.E., 'O gün orada kahveler içildi. Çıktık zaten. Okul müdürlerinin değişim zamanı geldi ve eşim ben de dışardayken 'ziyarete gidelim' dedi. 5 yıldır yaklaşık birlikte çalışıyorlardı. Eşim kendisini çok sever, saygı duyardı. 'Hayırlı olsun' dedik aradan iki gün geçti. İki günün sonunda ben evimde, mutfağımda tek bir fincanda fotoğraf paylaştım. Bu fotoğrafın altına 'kahve istiyorum' şeklinde bir mesaj geldi. Ben de 'tabii ki müdürüm' yazdım. Saygıyı hiç aşmadan eşimin müdürü diye cevap vermiştim. Beklemiyordum. Eşime 'oğlum' diye hitap eden bir insan ki benim kendisiyle hiçbir samimiyetim vesaire yok' diye konuştu.
Tacavuzcu coskun
Hukukun üstünlü endeksinde 139 ülke arasında 117. sıradaki Türkiyede sıradan bir olay. Bizim alt saramızdaki ülkelerde, kabile reisi suçluyu uçurumdan aşşağa kıçına tekme vurup atıyor.
bu s!kkolara bu cesareti veren adalet(?) sistemimiz sag olsun💀💀💀