Diyarbakır'da ilkokul öğretmenliği yapan Ülkü Gürses, okuma yazma kursuna kayıt yaptıran ama yoğun ev işleri nedeniyle katılamayan kadınların yanlarına gidiyor ve 'Onlar gelemiyorsa ben onlara giderim' diyerek onları okuryazar yapıyor.
Diyarbakır'da ilkokul öğretmenliği yapan Ülkü Gürses, okuma yazma kursuna kayıt yaptıran ama yoğun ev işleri nedeniyle katılamayan kadınların yanlarına gidiyor ve 'Onlar gelemiyorsa ben onlara giderim' diyerek onları okuryazar yapıyor.
Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Yaprakbaşı köyündeki ilkokulda görevli öğretmen Ülkü Gürses, okulda okuma yazma bilmeyen kadınlara kurs veriyor. Ancak kursa kayıt olan ama yoğun ev işleri nedeniyle katılamayan kadınları ise kapı kapı gezerek okuryazar yapıyor.
Okuma yazma kursu düzenleyen Ülkü öğretmenin kursuna ailelerinin çeşitli gerekçelerle okutmadığı 30-35 yaş arası 9 kadın kayıt yaptırdı. Kadınların günlük işleri nedeniyle kursa gelemediğini öğrenen Gürses, 'Onlar gelemiyorsa ben onlara giderim.' diyerek ev ev gezdi.
Gürses, kadınların 'evde işlerimiz yoğun', 'çocuğumuzu ihmal ederiz' gibi gerekçelerle katılmadığını belirterek, onlara okuma yazma öğretmek için umudunu kesmediğini söyledi.
Kitabını ve kalemini alarak kursa gelmeyen kadınların kapılarını çaldığını söyleyen Gürses, şöyle devam etti:
'Onlara, 'Sizin okumanızı istiyorum. Ben hiçbir zaman emeğimi esirgemem. Siz de emeğinizi esirgemeyeceksiniz. Yeri gelince işinizi bırakacaksınız ama kursa devam etmeniz gerekiyor.' dedim. Evlerine gittiğimi gördükçe biraz da mahcubiyet yaşadılar. Bana karşı minnet duydular ve kursa gelmeye istekli oldular.'
Gürses, keyifli ve samimi bir sınıf ortamı oluşturmak için önceleri sınıfa börek çörek de getirdiğini, kadınlardan yemek tarifi aldığını anlattı. Kursiyerlere okulun çekinilecek bir yer olmadığını göstermek istediğini belirten Gürses, zamanla kadınların kursa daha da severek gelmeye başladığını aktardı.
Gürses, annelerinin okuma yazma öğrenmesinin öğrencileri için de çok faydalı olacağına, onların başarısına katkı sunacağına değinerek, eşlerinin sürekli il dışında çalışması nedeniyle evle ilgili ve çocukların sorumluluğunun köydeki kadınlarda olduğunu söyledi.
Öğretmen Gürses'ten okuma yazma dersi alan 6 çocuk annesi 31 yaşındaki Güneş Demir, eşinin kursa katılmasını istemediğini ama onun için okuma yazma öğrenmenin çok önemli olduğunu şöyle anlattı:
'Eşim kursa başladıktan sonra bana 'Hanım sen bu belgeyi alırsan ne yapacaksın?' diye sordu. Ben de 'Bu belge benim için çok önemli. İleride belki anlaşamazsak bu belgeyle iş bulabilirim. Çocukları okula gönderdikten sonra, ekmek yapmak için tandıra gittiğimde kitabımı da yanıma alıyorum. Ekmek pişirirken, çocuğumu beşikte sallarken kitap okuyorum. Tek odalı kerpiç evde yaşıyoruz. Okuma yazma öğrendikten sonra ilk, orta ve lise diploması alıp, çalışarak eşime yardımcı olup ev sahibi olmak en büyük hayalim.''
32 yaşındaki 5 çocuk annesi Menekşe Demir ise Gürses'in evine gelerek kendisine okuma yazma öğrettiğini anlatıyor:
'Eskiden imza atmasını bilmiyordum şimdi adımı soyadımı yazıp, imzamı da atabiliyorum. Şehre gittiğimiz zaman 'Bu araba nereye gidiyor?' diye sorardık, şimdi kimseye sormuyorum, okuyorum.'
7 çocuk annesi 33 yaşındaki Suphiye Kanevi, okuma yazma öğrendikten sonra çocuklarının derslerine yardım edeceğini şöyle anlattı:
'Adımızı, soyadımızı yazmayı bilmiyorduk. Ülkü hoca sayesinde öğrendik. Bankaya gittiğimizde mühür basıyorduk, şimdi imzamızı atıyoruz. Okuma yazmayı tam öğrenince yemek kitabı alıp, çocuklarıma bilmediğim güzel yemekler yapacağım. Çocuklarıma ders çalıştırabileceğim. Hastalandıklarında bakıp, ilaç verirken üzerini okuyabileceğim.'
Helal olsun be! Gerçek öğretmenlik budur işte. Kadınlara da helal olsun yaşım geçti, artık ne yapayım ben bu diplomayı demeden öğrenmeye çalışıyorlar. Hepsinin ellerinden öpüyorum. Okurken aklıma Sıdıka Avar geldi.. İnşallah böyle öğretmenlerimizin sayısı artar.
Ne güzel, bu ülkede aydınlık birilerinin 'ÜLKÜ' sü..
Ülkü Öğretmen ağlattın beni