'Bu süre zarfında gerçekten büyük bir baskı altında olduğunu itiraf etmek gerekir. Hepimiz bu baskıyı hissettik ve Mete'nin üzerindeki bu baskıyı paylaşarak onu rahatlatmaya çalıştık. Tüm dünyayla yarışıyorsunuz ve Mete gerçekten büyük bir hedef haline gelmişti. Olimpiyat şampiyonu olmasının ötesinde, Avrupa şampiyonu ve ardından dünya şampiyonu olarak da kabul edildi. Tüm dünya okçuluğunda geçilmesi gereken kişi olarak görüldü. Bu kadar keskin bir hedefe sahip bir sporcunun sürecini en iyi şekilde yönettiğimizi düşünüyorum.'
'Tribünler, Mete’yi geçilmesi gereken ve elenmesi gereken sporcu olarak hedef aldı. Özellikle çeyrek finale kalmadan önceki maçta, 6 bin 500 kişilik Fransız seyirci Mete üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Ancak Mete bu baskıyı başarıyla aştı. Çeyrek final başladığında ise hem Koreli hem de Fransız taraftarlar tamamen karşısındaydı. Rakip taraftarlar, Mete’nin elenmesi için okçulukta yapılabilecek her şeyi denedi.'
utanıyoruz artık. yüzde yüz başaracak diye bir şey yok kaybetti cani sağolsun . anladık siyasette işe yaramaz bir şeyi beceremeyip dış güçler dersiniz ama burda yapmayın bari tüm ülkeler bizle dalga geçiyor yeminle. avrupa vatandaşı arkadaşlarım ile konuştuğumuzda Türkiye dediğinde alay edercesine gülerler hep . yenildik yeneni tebrik edin kim ne diyecek beee. cahilliği bile bile yaşamaktan ve yaşamanızdan bıktık beee
Kabul edelim, Mete ne bireyselde, ne erkekler, ne de karışık takımda beklenen etkiyi gösteremedi. Ondan beklenen en gerekli anda alacağı puanları alamadı. Bu seyirci baskısı ile açıklanacak bir durum değil. Belli ki motivasyon eksikliği de var. Elbette yeni zaferler kazanacaktır. Bunun için çalışacaktır. Yine de biz seyirci baskısı deyip olayı örtmeyelim.
İyi yönetilmiş süreçte madalya olur. Bu basbayağı yürütemediğinizin sonucu. Ulan başarısızlığı kabul etmek, hatalardan ders çıkarmak lazımken, iyi yönetti denir mi?