Oje, içeriği hakkında pek düşünmediğimiz ürünlerden birisi. Halbuki bu ürünün içindeki maddeler doğrudan vücudumuza temas ediyor, hatta vücudumuz tarafından emiliyor!
Oje, içeriği hakkında pek düşünmediğimiz ürünlerden birisi. Halbuki bu ürünün içindeki maddeler doğrudan vücudumuza temas ediyor, hatta vücudumuz tarafından emiliyor!
Bilimsel çalışmalar oje içerisindeki kimyasallara düşük oranlarda maruz kaldığımız için endişeye gerek olmadığını söylüyor. Öte yandan, tırnaklarına sık oje sürenler için hafife alınmaması gereken bir risk de olabilir. Kuaför ve güzellik salonlarında çalışanlar da tırnak ürünlerindeki toksinlere düzenli olarak maruz kaldıkları için risk altında sayılıyor. Ojeyi soluyarak vücudumuza alıyoruz. Ayrıca oje, aseton, tırnak cilası gibi ürünleri tırnaklarımıza sürdüğümüzde bu kimyasallar cilt yoluyla da emiliyor.
Yapılan bilimsel çalışmalarda, oje sürüldükten 6 saat sonra içerisindeki zararlı kimyasalların çalışmaya katılan kişilerin idrarlarında tespit edilebilmeye başlandığı görüldü. Bu kimyasalların bazıları kanserojen. Bazıları da alerjik reaksiyonlara, ciltte tahrişe, hormon sisteminde bozukluğa hatta hamilelerde düşük riskine bile sebep olabiliyor. Ciddi zararlı etkilerin ojenin çok sık kullanıldığı zamanlarda ve kalite standartlarının altında içerikler sebebiyle ortaya çıkma riskinin arttığını belirtelim. Özellikle hamilelikte oje kullanımının tamamen bırakılması tavsiye ediliyor.
Dibütil ftalat: Ftalatlar hormon değişiklikleri, diyabet ve tiroit sorunlarına yol açabilir.
Toluen: Gözlerde irritasyon yaratabilir. Böbrek ve sinir sistemi hasarlarına neden olabilir.
Formaldehit: Kanserojen etkisi kanıtlanmış bir madde.
Formaldehit reçinesi: Formaldehitin bir türevi ve yüksek miktarlarda kullanıldığında cilt üzerinde alerjen etkisi var.
Kafuru: Doz aşımında nöbetlere ve dikkat kaybına neden olabiliyor. Düzenli oje kullanımında tırnaklarda sararmaya yol açıyor.
Trifenil fosfat (TPHP): Üreme ve gelişim gibi fonksiyonlara etki edebilen bir endokrin bozucu madde.
Xylene (Ksilen, Dimetil Benzen): Cilt, gözler ve solunum yollarında tahrişe yol açabilir. Kanserojen potansiyeli var.
Epoksi reçinesi: Zararı düşük bir madde ancak antibiyotik direncine yol açabiliyor.
Kurşun: Bütün organlara zarar veren ve pek çok alanda kullanımı yasaklanmış bir madde.
Hidrokinon monometil eter (MEHQ/HQ): Göz ve ciltte tahrişe yol açar.
Metilizotiazolinon (MIT): Akciğer için zehirli, alerjik reaksiyona yol açabiliyor.
Parabenler: Vücutta östrojeni taklit eden endokrin bozucu bir madde. Ojede koruyucu olarak kullanılıyor.
Bilinçli bir tüketici olursak vücudumuza toksinleri sokmadan da güzelleşebiliriz. Yüksek kaliteli içerikleriyle bilinen markaları tercih etmek ve içerikleri araştırmak önemli. Ayrıca en azından fazla sosyalleşmediğimiz, evde olduğumuz zamanlarda oje kullanımını kısıtlamak etkili bir çözüm olabilir.
Zaten oje sürmemeye alışınca oje sürmek fazla külfet geliyor insana.
Üzdünüz beni :(
neredeyse her gün oje değiştiren biri olarak bu haber beni üzdü :(