Son dönemlerde Babala TV Youtube kanalında yer alan Mevzular: Açık Mikrofon programı ve konuklarıyla sık sık gündeme gelen Oğuzhan Uğur, sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çeken paylaşımlar yaptı. Sosyal medyadaki yorumlarıyla ve yaptığı işlerle ses getiren Oğuzhan Uğur, 'Basın özgürlüğü yoktur! diyenler net haindir' arkadaşlar diyerek başına gelenleri anlattı.
İşte detaylar...
Oğuzhan Uğur, Instagram hesabı üzerinden paylaştığı hikayelerle bahsi geçen gazetenin Sabah Gazetesi olduğunu belirtti ve avukatları tarafından işleme koyulan dilekçeye gelen cevaba değindi: 'Basın Özgürlüğü'.
Ünlü sunucu Oğuzhan Uğur bunun üzerine 'Basın özgürlüğü yoktur! diyenler net haindir arkadaşlar.' dedi ve hikayelerinde yazdığı metinlerle başladı anlatmaya... Projelerinin son anda iptal edilmesinden Mevzular programına salon verilmemesine, Kelebek Ödüllerinden daha önceki yalan haberlere kadar pek çok konuya değindi. 👇
Uğur, ilk Instagram hikayesinde 'Basın özgürlüğü yoktur! diyenler net haindir arkadaşlar. Basınımız özgürdür. Bizzat tecrübe ettim.' ifadelerine yer verdi. Daha sonra Sabah Gazetesi resmi hesabında paylaşılan fotoğraf ve hakkındaki 'İsrail ajanı' suçlamalarına değindiği şu ifadelere yer verdi:
'Geçen gün Sabah gazetesi resmi hesabından fotoğrafını paylaştı. Fotoğrafımın üzerine kocaman 'İsrail ajanı' yazdılar. Maksatları deve sidiğine yükselen, yere kola döken, kurtlar vadisi müziği duyunca sertleşen, dünyadan bir haber pişmaniye bıyıklı birinin habere yükselip, kendi güruhu gözünde kahraman olmak için beni doğraması, şişlemesi ya da götü yerse saldırmasıydı. Yani kısacası maksatları hedef göstermekti ve yaptılar. Kim yaptı lan bu haberi deyip kula kul bir yalakanın ağzını burnunu eline de veremezsin tabii, eşkiya mıyız kardeşim? Burası hukuk devleti, dava açarsın, hakkını ararsın. Ancak hiç gerek duymadım, alıştık be abi ne davası?'
Yapılan paylaşımda, 'İsrail'in etki ajanı' olduğu iddia edilen isimler arasında Nevşin Mengü, Jahrein, Oğuzhan Uğur ve İbrahim Haskoloğlu yer almıştı.
İşte, Oğuzhan Uğur'un avukatları aracılığıyla yaptığı başvuru sürecini anlattığı o hikayede yer alan ifadeler:
'Avukatlarım ısrar ettiler, 'bu suçtur' dediler, peeeeeki dedim. Dilekçemizi yazdık, hedef gösterildik dedik gönderdik. Ne cevap aldık biliyor musunuz? 'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ' dediler. Dava açamazsınız dediler. 😂 Şimdi hangi çılgın çıkıp bana bu ülkede basın özgür değildir diyebilir? Höyy? Sabahın köründe yazıyorum bu yazıyı, Sabah'ın körleri için... Okuyan kalmışsa tabii... Yoksa en okunmayan gazetelerin en yüksek maaşlı elemanlarına laf atmak iş mi? Laf anlatılır mı okudukları kadar değil yazdıkları kadar kazananlara? Bir gün Star Gazetesinde yazan parlak kıllı biri benim için 'katli vaciptir' demişti. O bile en azından arzusunu dile getirmiş, yalan haberin gölgesine gizlenmişti. İnsan buna 'helal olsun' der mi lan? Yalanlar içinde arzular çiçek gibi parlar o an. Helal olsun dedim vallahi 😂'
İşime gücüme taş koymalarını anlıyorum, her alanda taş koyarlar, alıştık, ağlayacak değiliz. Bizim için hüküm sahibi halktır, patronlar değil. Öyledir ama... Kimileri büyük güçlere yaslanır, o gücün parasıyla, çevresiyle dev gibi olur. Parlak elbiselerinden gözünüzü alamazsınız, alamadığınız için bu nasıl geldi buralara da demez, sorgulamazsınız. Ancak kimilerini de halk devileştirir, arada tokatlar, söver ama sahip çıkar, diğer devler ezmesin diye kollar, her kelimesini de sorgular. Halk bizi, biz de elbette halkı seçtik. Bile bile girdik. Bu yüzden haksızlıkları ağlayacak değiliz. Gururdur. Büyük bir etkinlikle milyonlara ulaşan kampanyalar hazırlıyoruz bazen, son anda gelen bir telefonla iptal oluyoruz. Sebep?
Sığınmacıları eleştirmişiz. Peki. Onu da anlıyoruz, ses etmiyoruz, kendi çabamızla yapmaya çalışıyoruz. Sonra 'neden siz tek başınıza yapıyorsunuz, siz devlet misiniz lan!?' eleştirileriyle muhatap oluyoruz. Olsun, olur böyle şeyler diyoruz. 5 yıldır Kelebek Ödülü oylamasında finale kalıyoruz mesela... Ödülü veremezler zaten de, yıllardır etkinliğe bile çağrılmadık biliyor musunuz? 😂 Ödülü verdiklerinde yapacağım konuşmadan korkuyorlar, yukarıdan telefon gelmesinden çekiniyorlar. Anlıyorum bu arada, kolay değil işleri. Halk seçmiyor sonuçta, bu yüzden benim için mühim bir ödülde değil, verseler de almam hatta ama yazık, ben onlar için üzülüyorum. Böyle bir durumda bile milletin gözüne baka baka halk oylaması demek zorunda kalıyorlar.
Söylemleriyle her zaman dikkat çeken ünlü sunucu paylaşımında 'Kendim için de değil, size inanan pişmaniyeler için endişeleniyorum.' demeyi de ihmal etmedi:
Mevzular programına salon vermemeler, sponsorlarımızı arayıp geri çekmeler vs. Anladık, alıştık, bunlar hiç canımızı yakmıyor da... şu hedef gösterme meselesine bir son verin be aaabi. Kendim için de değil, size inanan pişmaniyeler için endişeleniyorum... Bir gün size inanıp bize söverler, cevap falan veririz, veririz bu arada... Bu şoku onlara yaşatmayınız. ❤️🙏
İsrail ajanı olsa, meczup kitle çoktan üstat diye biat etmişti.
Sabah gazetesi!! Havuz medyasının bir numaralı yandaş gazetesi, sırtını dayadığı ve yaladığı akp iktidarının karşısında sesini çıkaran kim varsa o insanlara iftira atmayı ve onları karalamayı, hedef göstermeyi kendine ilke edinmiş, tartışmasız Türkiye'nin en aşağlıkz en namussuz basınıdır.
Bunlarin iftira ve karalamarı ile saldırdıkları kişinin yolunun doğruluğu paralel ilerliyor...kendi sığındıkları cümle ile altın vuruş yapayım; Musa'yı arayan Firavun'un attığı oku takip etsin... ❤️🔥