Tıpkı Yemeksepeti kurucusu Nevzat Aydın’ın yaptığı gibi. O da yüksek lisans için gittiği San Francisco’da Yemek Sepeti fikrini oluşturunca yüksek lisansını bitirmesine bir dönem kalmasına rağmen Türkiye’ye dönerek şirketi kurmaya başlıyor. Babası, yüksek lisansını bitirdikten sonra başlasan ne olur demesine rağmen, Nevzat, o an iş için çok hevesli ve motive olduğunu ve bir dönem geciktirip bunu kaybetmek istemediğini söylüyor.
Ülkemizde de Thiel bursu programı gibi üniversiteyi bırakma şartı olmasa da üniversite öğrencileri arasında girişimci yetiştirmeyi amaç edinen bir kurum var. O da Girişimcilik Vakfı. Her sene yüzbinlerce üniversite öğrencisinin başvurusu arasından seçilen 50 kişi Girvak bursiyeri (fellow) olarak birçok eğitim, seminer ve network toplantılarına katılıyor. Özgür zihinler, cesur girişimler mottosuna sahip vakıf, dünyada da bu alanda öncü bir yol çiziyor. Vakfın vizyonunu ve liderliğini üstlenen kişi ise kendisini Markafoni’nin kurucusu olarak tanıdığımız Sina Afra.
Şimdiye kadar tanıştığım ve ne yaptıklarını gördüğüm vakıf bursiyerleri arasında da kendi işlerini veya sosyal amaçlı oluşumlarını kurarak başarılı yerlere götüren birçok fellow mevcut. Hepsinin ortak özelliği ise geleceğe umutla bakan, çevredeki olumsuzluklardan yılmayan ve hemen şimdi değişim için çalışkanlıkla, merakla ve ilgiyle bir şeyler yapan kişiler olmaları.
Okuldan daha iyisi demişken. İlham veren, düşündüren, merak uyandıran, hayal kurduran ve tüm bunların hayata geçmesi için her türlü kaynağı seferber ederek destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkürler.
Twitter
Instagram
Facebook
YouTube
Linkedln
Medium