Oğuzhan Aygören Yazio: Ne Gerek Var?

A – Duvarlar çok boş kalmış. Bir resim assak?

B – Binaya çok masraf ettik. Bütçemiz bitti. Hem ne gerek var? 

A – Apartman çok bakımsız. Duvarları mı boyatsak?

B – Şimdi boyanın sırası mı? O parayla daha önemli işler yapabiliriz. Ne gerek var? 

A – TV izlemek yerine merak ettiğiniz ve ilgilendiğiniz bir konuda ders almaya ne dersiniz? Hem birçok üniversitenin programına ücretsiz erişmek ve sertifika almak da mümkün.

B – Şimdi başımıza iş çıkarmayalım. Şöyle kanepeye oturup dizi izlemek ve telefonla oynamak varken ders alıp yorulmaya ne gerek var? 

A – Dünyada gelişen bir trend var. Bunun için erkenden hareket edip yol almaya ne dersiniz? Şirketimiz de öncü konumda olur ve dünyaya örnek işler yapabiliriz?

B – Sen şimdi fırsattan bahsetmeyi bırak da çok acil sorunlarımız var. Onları çözelim önce. Sonra bakarız önerine. Şimdi ne gerek var yeni iş almaya? 

A – Yurtdışında bir seminere katılmak istiyorum. Hem çok şey öğrenebilirim hem de iş bağlantıları kurabilirim.

B – Döviz kurları böyleyken yurtdışına gitmek mi? Bize ne faydası olacakmış bu seminerin? Ne gerek var? 

A – İşin içine eğlence katmaya ne dersiniz? Biraz müzik, biraz mizah, biraz sanat.

B – Ne gerek var? Şimdi ekstra masraf. Biz işimize bakalım. 

Örnekler çok.

İnsanlar hemen geleni istiyorlar. İlk anda faydası görülmeyen hiçbir şey düzenin bekçileri tarafından kabul edilmiyor. Argüman hep aynı? “Ne gerek var?”

Bu anlamda tekerleğin icadından kendi kendine giden arabaların icadına kadar geçen sürede pek bir şey değişmedi aslında. Bir kısmı bütçeyi bahane edip itiraz ediyor. Bir kısmı söylediklerinizi anlamıyor. Bir kısmı meşguliyetten, aciliyetten ve risklerden dem vuruyor. Bunların hepsi haklı gerekçeler olabilir ama işin kötü yanı birçok kişi ya da kurum yenilikleri nasıl yöneteceğini bilmiyor. O yüzden elinde tek argüman kalıyor: “Ne gerek var?” 

Birileri cesaretle çıkıyor ve “Evet, gerek var” diyor. Çevresindeki tüm itiraz edenlere rağmen. İlk anda görünür faydası olmasa da içinden gelen katlanılmaz içgüdüyle hareket ediyor. Yapması gerektiğini biliyor. Bilmese de sadece deneyimlemek ve deneyip görmek için yapıyor.  

İlk anda fayda görmeyenler veya görmeyeceklerini hesap edenler ise yapılanı mantıksız buluyor. Hesap kitap yapıyor. Hesaplar bir türlü tutmuyor. Gereksiz görülen işler yapanlara deli gözüyle bakıyor.  

Tıpkı milyonlarca dolara satılan bir resme bakıp niye o değere sahip olduğunu anlamayan ve bu sebeple sanatı anlamsız bulup sanatçıları garip varlıklar olarak yabancılaştıranlar gibi.  

Halbuki, yenilik ve yaratıcılığın özünde sanatçı gibi düşünmek var. Sadece içinden geldiği gibi denemek, görmek, öğrenmek var. Bir getirisi olduğu için değil ama onu yapması gerektiğini hissettiği için. 

O zaman tanesi 1 TL olan bir bardak bile sanat eseri olarak tasarlanınca değeri paha biçilemez oluyor.

Steve Jobs da 1997 yılında Apple’a geri döndükten sonra gerçekleştirdiği “Farklı Düşün” kampanyasında o gün gereksiz ve saçma görünen birçok yeniliğin gerçekleşmesi için yapılanların delilik olduğunu söyleyip delileri kutsamıştı. Sonraki yıllar bu düşüncenin sonuçlarını hepimize gösterdi. Şöyle diyordu:

“Delilerin şerefine. Uyumsuzların. Asilerin. Sorun çıkaranların. Kara deliklerdeki yuvarlak çivilerin. Dünyayı farklı görenlerin. Onlar kurallardan hoşlanmazlar. Ve statükoya saygı duymazlar. Onlardan alıntı yapabilirsiniz, onlara katılmayabilirsiniz, onları yüceltebilir ya da kötüleyebilirsiniz. 

 

Yapamayacağınız tek şey onları göz ardı etmektir. Çünkü onlar bir şeyi değiştirirler. İnsan ırkının ilerlemesini sağlarlar. Ve kimileri onları deli olarak görse de biz dahi olarak görüyoruz. Çünkü dünyayı değiştirenler, değiştirebileceklerini düşünecek kadar çılgın olan insanlardır.” 

Bizler yeni Iphone’u tasarlayanlar olmayabiliriz ama “gereksiz ve saçma” işlerin peşinde koşabiliriz. Yalnızca kendimizi iyi hissetmek ve denemek için olsa bile. 

Twitter

Instagram

YouTube

LinkedIn

Medium

Facebook

Facebook

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi