Bu bilmeceye Amerika merkezli yeni nesil bir çevrimiçi ilkokulun başvuru gereklerinde rastladım ve sizlerle paylaşmak için Türkçeleştirdim. Okulun hangisi olduğu ve ne amaçla kurulduğunu başka bir yazıda ele almayı planlıyorum.
Şu an için sizlere bahsetmek istediğim konu hayatımızın her alanında bizi etkileyen devlet, medya, siyaset, bilim ve iş dünyası ilişkilerinde bir sorumlu bulmanın ne kadar zor olduğu.
Bu soruda da en kolayı herkes suçlu demek olurdu. Hikâyeye göre doğrusu da bu. Ama bu cevabı vermek sonucu değiştirmek adına bir fayda sağlamıyor ne yazık ki.
Bu yüzden suçlu ve sorumlu arasında bir ayrım yapmayı öneriyorum ve bence en büyük sorumlu, sonucu da değiştirmeye en yakın olan seçenek olmalı.
Aslına bakarsanız, en büyük suçlu şirketin kendisi. Çünkü şirket hiç kimyasal atık atmasa gölün sağlığı bozulmazdı ve böyle bir sorun hiç ortaya çıkmazdı. Öte yandan şirketin sorumluluk almaya ve bu durumdan vazgeçmeye niyeti yok gibi görünüyor.
Ya da şirketin arkasındaki güçler para ile satın alabilecekleri bilim insanları bulmasa üretilen sahte bilim medyada yer almaz ve ne siyasetçilerin ne de seçmenlerin kafası karışırdı.
Ancak şirketinin çıkarını her şeyin üstünde tutan güçler için gölün sağlığı da etik kurallar da bir sorun teşkil etmiyor ne yazık ki. Bırakın sorumluluk almayı, gölü kirletmenin ötesinde suçlar işliyorlar.
Sahte bilim üreten bilim insanlarının da bu güçlerden bir farkı yok. Çıkarları uğruna doğrulardan uzaklaşmışlar ne yazık ki.
Medya ise burada bir sahtecilik yapmadığı için diğerlerine göre nispeten daha az sorumlu olan grup olarak görünüyor. Yeni bir bilimsel gelişmeyi paylaşıyorlar.
Ancak iyi bir muhabirlik örneği gösterip göl hakkında kendileri de bir araştırma dosyası hazırlayabilirler ve gerçekleri açığa çıkarmak adına bir sorumluluk üstlenebilirlerdi. Dolayısıyla medya yaptıkları için değil yapmadıkları için sorumlu tutulabilir.
Siyasetçiler ise risk almayı sevmiyor. Mevcut düzenin devam etmesi işlerine geliyor.
En büyük bölünmeler ve hararetli tartışmalar ise seçmenler nezdinde yaşanıyor. Kamuoyu yönetimini en iyi beceren görüş, seçmeni de hakimiyeti altına alıyor.
Seçmenler, ortadaki karmaşa sebebiyle kutuplaşıyor ve ne yazık ki bilgi kirliliği altında mevcut siyasileri yeniden seçerek yanlış seçeneği tercih ediyor.