Senaryo hep aynı. Felaketin öngörüsü yapılır. Önlemler için çağrılar yapılır. “Şimdi sırası değil, daha acil işlerimiz var” denerek önlemler ertelenir. Ardından felaket gelir. Herkes tek yürek olur. Artık en acil ve en önemli iş yaraları sarmaktır. Felaket yönetimi ve hasar tespiti yapılır. Yıkılan binaların yerine yenileri yapılır. Gündem o kadar hızlı ilerler ki felaket yine unutulur. Önlemler tekrardan arka sıralara düşer. Ta ki bir sonraki felakete kadar.
Bu senaryo sadece depremler için geçerli değil. İş dünyasında ve kendi hayatımızda da aynı senaryoyu yaşamıyor muyuz? Göz göre göre gelen bir gerçekliğin hiç olmayacağını varsayıp bugünün sorunları ile vakit geçirmiyor muyuz?