Habertürk’ten Yasemin Güneri’nin haberine göre, Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Hayırlı Sabancı Anadolu Lisesi’nde müdür olarak görev yapan K.T., evli olduğu halde aynı lisede İngilizce öğretmenliği yapan Ü.G.P. ile aşk yaşadığı iddiasıyla haklarında soruşturma başlatıldı. Bu süreçte Bodrum’dan tayinleri çıkartılan okul müdürü ve öğretmenler soruşturma sonucunda meslekten ihraç edildiler.
K.T. Muğla 1. İdare Mahkemesi’ne meslekten çıkarılma işleminin iptali istemiyle dava açtı. Mahkeme, talebi reddetti.Ancak davanın temyiz incelemesini yapan Danıştay 12. Dairesi, mahkemenin kararını bozdu.
Danıştay’ın verdiği kararda ‘özel yaşam’a atıfta bulunuldu. Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrasında; “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” hükmünün yer aldığını hatırlatan Danıştay şu görüşleri dile getirdi:
“Özel hayat, öncelikle bireylerin kendi bireyselliklerini geliştirebilecekleri ve diğer kişilerle en mahrem ilişkilere girebilecekleri kavramsal ve fiziksel bir alana işaret etmektedir. Bu mahremiyet alanı, Devletin müdahale edemeyeceği veya meşru amaçlarla asgari düzeyde müdahale edebileceği özel bir alanı kapsamaktadır. Bireyin mahremiyet hakkının mekanı, kural olarak özel alandır. Ancak özel yaşamın korunması hakkı bazı durumlarda kamusal alana da genişleyebilir. Zira meşru beklenti kavramı, bireylerin mahremiyetlerinin kamusal alanda da bazı koşullar altında korunmasını mümkün kılmaktadır”
Evli müdürün bekar öğretmenle aşk yaşamasının “iffetsiz eylem” sayılamayacağı da belirtilen kararda şu görüşlere yer verildi:
“Okul ve eğitim-öğretim ortamı dışında meydana geldiği ve bir kişiyle sürekli arkadaşlık ve birliktelik şeklinde gerçekleştiği iddia edilen, okul içinde ve dışında öğrencilerde olumsuz bir yansıması olmayan soruşturma konusu fiillerin, davacının mesleki faaliyeti ile ilgisi olmayan, mahremiyet alanına dahil özel yaşamı kapsamında kalan eylem ve davranışlar olduğundan, iffetsiz eylem ve davranış olarak değerlendirilemeyeceği, söz konusu fiilin disiplin suçu olarak değerlendirilerek, disiplin cezası ile cezalandırılmasının Anayasa’nın 20. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi uyarınca ‘özel hayata saygı hakkının’ ihlali sonucu doğuracağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır”
Bu kararla, özel hayat nedeniyle soruşturma geçirenlerin meslekten ihraç yerine disiplin cezasıyla cezalandırılmaları gündeme gelebilecek.
Kendi ilişkilerinde ne yaptıkları öğretmenliklerini etkilemez. Ha evli olup da eşini aldatmak şerefsizlik o ayrı.
Öğrencileri taciz eden sapıklarını atın önce, okulunu değiştirmek yetmez
Sonuçta herkesin ahlak anlayışı kendisine.Görevden atılmalarını gerektirecek bir durum yok. Yanlış anlaşılmasın ben aldatmaya kesinlikle karşıyım ama mesleki bir durum değil o kişinin kendi ayıbı...