Daha sonra akşam olmasını beklediğini aktaran Özgür, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Saat 21.30 sıralarında maktulü sarmış olduğum çarşaf ile arabama indirdim. Arka koltuğa yatırdım. Fazla bir yer bilmediğim için Isparta yoluna doğru yola çıktım. Isparta'ya 40 kilometre kala bir benzinlikten yakıt aldıktan sonra tekrar Antalya istikametine geri döndüm. Bir müddet sonra yolun kenarında bir boşluk olduğunu görünce oraya maktulü görmeye karar verdim. Aslında ben maktulü tamamen gömmek istemedim. Sadece oğlumun nikahına kadar orada gizlemek istedim. Kazma ve kürek ile toprağı biraz kazdıktan sonra cesedi buraya taşıdım. Taşırken zorlandım. Çarşafa sığmadığı için çarşafı çıkararak cesedi gömdüm. Üzerini toprakla kapattım. Nikahtan sonra bu olayı polise anlatmayı düşündüğüm için cesedin yerinin rahatlıkla bulunabilmesi için orada bulunan bir kamyon lastiğini cesedi gömdüğüm yerin üzerine bıraktım. Ardından aracımla oradan ayrıldım. Bir çeşme başında durup yüzümü yıkarken, poşet içerisindeki maktulün çizmesini çeşmenin arkasına attım. Antalya'ya geldiğimde TEDAŞ kavşağının olduğu yerde maktulün cep telefonunu, içindeki sim kart ve bataryasını yolun kenarına atmak istedim, ancak yolun üzerine düştü. Daha sonra ise başka bir yerde maktulün diğer elbiselerini ve çantasının bulunduğu poşeti çöp konteynerine attım. Yine o gün cesedi gömerken havanın yağışlı olması nedeniyle çamura bulandığı için kıyafetlerimi de çöp konteynerine attım. Üzerimde sadece içlik kaldı. Saat 02.30 sıralarında evime döndüm. Sabah okula gittim. Olay sırasında benim maktule yönelik herhangi bir eylemim olmadı, kendisini darbetmedim. Ölümüne sebebiyet verecek bir eylemde bulunmadım, suçsuzum.'
Olaydan sonra Anastasiya Yazerskaya'ya 3 mesaj attığının tespit edildiğinin hatırlatılması üzerine Özgür, “Amacım attığım cep telefonunun bulunup bulunmadığını kontrol etmekti' dedi. Duruşma boyunca ağlayan Ahmet Oğuz Özgür, Anastasiya Yazerskaya'nın öldüğünü ilk gördüğünde polise gitmesinin en doğru yol olduğunu, ancak gitmediğini belirterek, “O an salak gibiydim. Öğlen eve geldiğimde 'İnşallah yaşıyordur' diyerek dua ettim. Ama yaşamıyordu. O an üzerime çöken ağırlığı bilemezsiniz. 11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim. Aptal insan benim gibi olur' diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen A.D. ise 1 yıl önce tanıştığı Anastasiya Yazerkskaya ile aynı evde yaşadıklarını ifade ederek, “Maktul ile aramızda duygusal ilişki vardı. Anastasiya'nın para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğine dair herhangi bir bilgim yoktu. Sadece bana Oğuz adında bir kişinin kendisini taciz ettiğini ve 'Seni görmek istiyorum', 'Seni çok arzuluyorum', 'Muhakkak görüşmemiz gerek' gibi mesajlar göndermesinden rahatsızlık duyduğunu söylemişti. Ben maktulün sanık ile görüştüğünü bilmiyordum. Sanığı daha önce de görmedim. Maktul ile her gün alkol alması nedeniyle sözlü tartışmamız olmuştu. Ancak fiziki müdahalem olmadı' dedi.
Sanık avukatlarından Merve Can Harcola Doğan, tüm dosya kapsamında sanığın maktulü öldürmesini gerektirir bir sebep bulunmadığını belirterek, “Ortada doğal bir ölüm bulunmaktadır. Sanığın en büyük hatası bu ölüm olayını o gün ilgili mercilere bildirmemesidir' diye konuştu.
Sanık Ahmet Oğuz Özgür'ün tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
Sen nasıl bir ruh hastası sapıksın amk. Öğretmensin bir de! 23 yaşında lan. Eminim çocuğundan gelininden küçüktür yaşı. Ama ne farkeder ki. Gözünüzde o yolun yolcusu sonuçta..
Eğer anlattıkları doğruysa nedense acıdım adama, polise haber versene hemen be adama uçkur derdine hayatının içine sıçmışsın
1800 lira çok değil mi hocam.öğretmensin sonuçta.haftada versen, ayda 7200 TL yapar.geri kalan günler fotosentez mi yapıyorsun acaba?