Öğretmen Olunmaz Öğretmen Doğulur

Meslekte 20 yıla yaklaşırken bunu iyiden iyiye idrak ettim. 

Çocukluk zamanlarım geldi aklıma. Hep bir yol gösterme, bildiğim şeyleri etrafıma öğretme hevesi…

Yolda önümde yürürken yere izmaritini atanı ikaz etme,

Kardeşime düzenli olmasını öğütleme,

Arkadaşıma anlamadığı konuları ya da bildiğim bir oyunu büyük bir iştahla anlatma…

İyi bir dinleyici olamadım hiç mesela.

Genelde anlattım usanmadan…

Ve geçen yıllara bakınca artık idrak ettim ki gerçek öğretmenler sonradan öğretmen olamaz.

En başından itibaren bunun için doğduğunu hissedersin.

Başka başka meşguliyetlerin olsa da öğretmenliği asla bırakamazsın. 

Öğretmenler odası ve öğrencilerle dolup taşan okul koridorları, sınıflar seni bir mıknatıs gibi içine çeker. 

Her yaz tatilinde öğrencilerini özler, okul binasına girdiğin anda evet, ben buraya aitim dersin. Tabi özlemek de sevdaya dâhildir, o da güzeldir. Kendini şarj ederek yeni döneme enerjik başlarsın.

Ben hem ilkokul hem ortaokul hem de lise öğretmenliği yapan bir eğitimci olarak kendimi şanlı hissediyorum çünkü her yaş grubunun size öğrettikleri, deneyimi başkadır. 

Bu deneyimlerden yola çıkarak gördüm ki sevgi her eğitim ve öğretimin başlangıcı. Siz öğrencilerinize ne kadar sevgi dolu, tahammüllü yaklaşır ve bunu içten, samimiyetle yaparsanız karşılık bulur. Sizi hem sever, hem sayarlar. Sırf sizi üzmemek için dersinize de çalışır, dersinizi de dinlerler. Başarı kaçınılmaz olur. 

Dolayısıyla anlatmayı seviyorsanız, tahammüllüyseniz, çocukları ve gençleri gerçekten seviyorsanız ve empati yeteneğiniz yüksekse öğretmenliği tercih edin.

Aslında en önemlisi içinizdeki sesi dinleyin. O size bu mesleğe uygun olup olmadığınızı fısıldayacak.

Bir fizik öğretmeni olarak her seferinde alkışla karşılanmak, tahtada size özel yazılmış sevgi cümlelerini ve emojileri görmek bunun somut ispatıdır. İnsan fizik dersinin azlığından şikâyet eder mi Allah aşkına…

Ne mutlu benim öğrencilerimin talebi böyle. 

Ben öğrenciyken fiziği sevmezdim mesela.

Yıllar geçer bir bakarsınız öğrencileriniz meslektaşınız oluverir ve “sizin sayenizde öğretmenliğe karar verdim” der.

Her anne, herkes aslında öğretmendir klişelerine karşıyım. Öğretmen öğretmendir. Bunu içinden hissedersen öğretmensindir. Her öğreten de öğretmen değildir. 

Bu bir histir. İçsel bir motivasyondur. Hiçbir maddi karşılığı yoktur bu sevdanın.

Bunu ancak benim gibi hisseden meslektaşlarım anlayabilir.

Ve bu ruhu içinde taşıyan baş öğretmen ise Mustafa Kemal dir.

Bilmem anlatabildim mi?

Şahsi bir yazı oldu ama süslü, edebi, akademik cümleler yerine gerçekten içimden geçenleri aktarmak istedim.

Öğretmenler günümüz kutlu olsun.

Instagram

Facebook

Popüler İçerikler

10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!