Dışarıdan bakanların sizin harikalar diyarında yaşadığınızı zannetmesine karşılık, zorluklarını bir tek sizin bilebildiğiniz bir olgu; öğretmen çocuğu olmak. Peki gerçekten süper mi? Öğretmen çocuklarının neler yaşadıklarına dair küçük bir derleme.
Dışarıdan bakanların sizin harikalar diyarında yaşadığınızı zannetmesine karşılık, zorluklarını bir tek sizin bilebildiğiniz bir olgu; öğretmen çocuğu olmak. Peki gerçekten süper mi? Öğretmen çocuklarının neler yaşadıklarına dair küçük bir derleme.
Sürekli olarak senin diğerlerine örnek olman lazım baskısı, sadece okulda, evde değil, sizin öğretmen çocuğu olduğunuzu bilen herkesin omuzlarınıza yüklediği yük.
Günlük çocuk gürültüsü çekme limiti dolmuş öğretmen anne/babanın sıklıkla 'bir de sen başlama lütfen!' serzenişine maruz kalma.
Öğretmen olan anne/babayla aynı okuldaysanız, herkesin size sanki gidip her şeyi yetiştirecekmişsiniz gibi mesafeli davranması.
Ne kadar edepli, uslu olursanız olun başka öğrencilerde ortaya çıkan 'ne yaparsa yapsın buna hiç kızmıyorlar' sendromu.
Arkadaşlarınızın öğretmen anne/babanızın size gece gündüz ders çalıştırdığını, sizin her konuyu eksiksiz bildiğinizi sanması.
Evde mutlaka bir şekilde istifade edebileceğiniz, her şeyin doğru cevabını içeren 'öğretmen kitabı' versiyonuna ulaşma lüksü.
Evde yardımcı kitap bulma lüksünün aksine herkeste yepyeni kitaplar varken sizin hep 'örnektir', “para ile satılmaz” yazan öğretmen anne/babaya verilmiş
beleş kitabı kullanma zorunluluğunuzun getirdiği eziklik.
Ardı arkası kesilmeyen anne babadan çalınan sınav sorularını satıp köşeyi dönme hayalleri.
Öğretmenler gününün evde bir yılbaşı, doğum günü, vb. heyecanı yaratması, öğretmen anne babaya gelen hediyelere çökmenin yarattığı eşsiz haz
Öğretmen anne/babanın bir öğrencisinden okula getirilmesi yasak olduğu için aldığı bir oyuncağın akşam sizin olması keyfi.
Öğretmen anne/babayla aynı okuldaysanız her defasında 'baba mı/anne mi diyeceğim yoksa öğretmenim mi diyeceğim', 'sen mi diyeyim siz mi diyeyim' telaşları.
Karne günleri başkaları için övünç kaynağı olabilecek teşekkür belgesinin utana sıkıla gösterilmesi, takdir belgesinin de sadece hepsi 5 pekiyi'lisinin geçerli olduğu bir eve gideceğini bilmek.
Başarılı olunca 'Öğretmen çocuğu ya kesin torpilli ', başarısız olunca 'aaa nasıl düşük not alır ya? harbi salak galiba bu çocuk' yaklaşımından kaçamamak.
Öğretmen olan anneyse, 5 aylıkken teyze, anneanne olmadı bakıcılar ile büyümeye alışmak. Teyzenin sizin için gerçekten anne yarısı olması.
Yaz tatillerinde yazlıkta 3 ay boyunca anne babayla kalmak. Yaz aşklarını sizin
kadar verimli yaşayan kimse yoktur.
3 yaşında okumayı, 5 yaşında çarpım tablosunu sökmek, 6 yaşında hiç bakmadan Türkiye haritasını çizebilmek.
Bütün öğretmenlerinizin evinize gelip gitmesinin, okulda ciddi hallerini gördüğünüz kişilerin normal insanlar olduğunu görmenin yarattığı travma.