Ekonomimizin geldiği son durumla beraber başlayan 'çıkar telefonunu' furyasının ardından bugün bir öğretmenin 'Öğrenciler kaynak kitap almayıp telefonsuz gelmiyorlar' yorumu sosyal medyada gündem oldu. Bu konuda yapılan yorumlara gelin bir göz atalım... 👇
Evinde bilgisayar, tablet olmayıp yada bir tableti bilgisayarı pandemi döneminde kardeşleriyle paylaşamayıp saatlerce o minik ekrandan ders dinlemeye, öğrenmeye çalıştı bu çocuklar! Pandemide kaybettikleri eğitim zamanlarını kursta telafi etmeye çalışan çocukları motive edeceğine, binlerce lira verip o kursa zar zor gelen çocuklara kursun kaynak vermesi gerektiğini savunacağına bu fotoğrafı çeken bir öğretmen mesleği acilen bırakıp kendine yeni bir yol çizmeli... Çünkü gönüllülük esasıyla yapılan en kutsal görevlerden biridir öğretmenlik. Kaynak alamayana yardım etmek, gözünde pırıltıyı gördüğü imkansızlıklarla mücadele eden öğrenciye bir çıkış yolu aramak, teneffüs arasında tuvalete bile gidemeden onların soru ve sorunlarına cevap-çözüm bulmak öğretmenliğin yazılı olmayan gönüllüğü ve gerekliliğidir. Çocuğum böyle bir öğretmenden ders alsın istemezdim. Hem kendine hem çocuklara yazık bıraksın mesleği en iyisi bu olur... Ayrıca öğretmeni yok pahasına çalıştıran özel kurstan zam isterken iphone telefonunu saklamalısın bence... Maazallah onlar da seninle aynı zihniyetteyse zam istediğinde "çıkart telefonunu! iphone kullanıyorsun bir de zam istiyorsun" derse bu lafın altından kalkamazsın.
Telefon lüks değil ihtiyaçtır efendim . Benim kızım diyabetli her an her şey olabilir iletişim halinde olmalıyız ayrıca da ortalık malum . Okulda ücretsiz dağıtılan ders kitaplarının içeriği anlatılan konu ile ilgili tek bir etkinlik olunca kısaca içi boş olduğu için kaynak kitaba yönlendiriliyoruz . Ayrıca benim kızım da kursa gidiyor kurs kitaplarını ücretsiz verdi . Siz sistemi bir sorgulayın önce sonra ona buna b.K atarsınız !!!!
Öğretmenlik mesleği son yıllarda neden itibar kaybediyor sorusunun en güzel cevabı şu görseldir. Lise mezunu bile olamayacak kapasitedeki insanları torpille ya da seçim zamanları ulufe dağıtır gibi işe alıp milletin vergilerini asgari ücret bile almayı hak etmeyen bu zihniyetteki insanlara verirseniz tabi ki değer kaybeder. Biz de o sıralardan geçtik ne yazık ki bu kafa yapısında bir çok öğretmen var ve profil resminden de görüldüğü gibi bunun yaşıyla alakası yok. Teknoloji olmadan gelişmenin kalkınmanın mümkün olmadığı bu yüzyılda kitap ve telefonu kıyaslayan biri çocuklara ne verebilir sorgulamamız gerekiyor. Bütçeden en fazla pay ayrılan kurum olan MEB'in bütçesinin %85'i bu ve bu zihniyetteki insanlara maaş adı altında heba edilip teknolojik yatırımlara ise %1 civarı pay ayrılıyor. Sonra çocuklarımızın OECD de neden son sıralarda olduğunun cevabını arıyoruz.