Biliyorsunuz ki, estetiğin binbir çeşidinin olmasıyla artık günümüzdeki güzellik algısı bile bambaşka bir hal aldı.
Gördüğümüz her insanın "düzgün" burunlu, "dolgun" dudaklı olması gerektiğini bilinçaltımıza öyle bir yerleştirmişiz ki,
Aksi bir durumda, insanları acımasızca eleştirmeyi kendimizde bir hak gibi görür olduk.
Anaokulu öğretmeni olan Gülçiçek Bektaş da bu zorbalığa maruz kalan isimlerdendi.
Genetik bir rahatsızlığı olan Gülçiçek'in yüz kemikleri doğuştan gelişmediği ve deri altı yağ dokusu eksikliği olduğu için dış görünüşü yüzünden hep eleştirilmiş.
Bu zorbalığa daha fazla dayanamayan Gülçiçek, anaokulu öğretmeniyken sırf öğrencileri korktuğu için estetiğe karar vermiş.
2011 yılında, henüz 20 yaşındayken Yasemin Bozkurt’tan yardım istemiş ve bir dizi estetik operasyon geçirmiş.
Ve eski kötü günlerini geride bırakarak bambaşka birine dönüşmüş.
Umarız ki, ne başka bir öğretmen ne de başka bir insan bu zorbalığa maruz kalmaz.
Değişimlerin en güzeli ve en anlamlısı olabilir: "İyi ki varsın güzel öğretmen Gülçiçek Bektaş!"
Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter diye bir laf vardır. Görünüşünden dolayı birini aşağılamadan önce birgün bir hastalık ya da kaza sebebiyle çok güvendiğiniz tipinizin başına bir hal gelebileceğini unutmayın.
Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter diye bir laf vardır. Görünüşünden dolayı birini aşağılamadan önce birgün bir hastalık ya da kaza sebebiyle çok güvendiğiniz tipinizin başına bir hal gelebileceğini unutmayın.
bilinçaltımıza yerleştirdiğimiz güzellik algısını eleştirip, bu öğretmenin eski haline "çirkin" demek...