Daha gitmeden kafanızda oluşan kalıpları ve önyargıları kafanızda kırmanın vakti artık geldi. Bugüne kadar sürekli size dayatılan İspanyollar gereksiz samimidir, İtalyanlar yavşaktır, Fransızlar kibirlidir ya da kuzey ülke insanları soğuktur gibi kalıpları bir kenara bırakmanın vakti geldi. Bunu söylerken bir yandan da bu kalıpların çok büyük oranda doğru olduğunu da inkar edemeyeceğim. Ama diğer taraftan da karşınızdaki insanın sizin gibi yeni kültürler, insanlar tanımak için onca yolu geldiğini ve en azından insanlara ilk aşamada önyargısız yaklaşmakta fayda var. Tüm bu stereotype tavsiyelerine ek olarak -bugüne kadar hem Türkiye’de hem de yurtdışında olduğum zamanlarda edindiğim tecrübelere dayanarak- eğlenmeyi bilen insanların genel olarak USA, Avustralya ve Kanada’dan çıktığını söylemeden edemeyeceğim. Bu demek değil ki diğerleri çok sıkıcı ya da bu üç ülkeden gelen herkes çok “cool” insanlar ama öyle olma ihtimali daha olası. Konu ikili ilişkilerdeki yakınlık olunca da Akdeniz ülkelerinin insanlarının size evinizdeymiş, hatta saunadaymışçasına sıcak ortamlar hissettireceğini az çok söyleyebilirim. Diğer yandan insanların kafasında çok önceden “Alamancılarla” oluşmuş bir Türk imajını da kırmanız gereken Almanlar, Fransızlar, Belçikalılar ve Hollandalılar sizi bekliyor. Kuzey insanlarının ilk aşamada bir ölçü daha soğuk olduğunu anlamak çok zor olmasa gerek ama onlar da zaman ilerledikçe kendilerini size fazlasıyla açabiliyor. Asya’ya dönersek de, önümüzde ahlaki olarak onlardan çok şey öğrenebileceğimiz, iyi insan karakterinin kitabın yazmış milyarlarca çekik gözlü var. Ama genel olarak çok çirkin yemekler yiyip, sürekli birbirleriyle takıldıkları için pek tercih edilesi bir arkadaşlık ortamı sunamıyorlar. Yani anlayacağınız stereotyplelara inanmayın ama stereotypesız da kalmayın.