Yeni bir ofise geçtiniz, yeni bir işe başladınız ofisteki ilk gününüz. Peki, nereye oturacaksınız? En güzel ofis masası hangisi merak ettiniz mi hiç?
Yeni bir ofise geçtiniz, yeni bir işe başladınız ofisteki ilk gününüz. Peki, nereye oturacaksınız? En güzel ofis masası hangisi merak ettiniz mi hiç?
Bu sayede, 'ay biri mi geldi', 'patron gördü mü?', 'arkamda biri var mı?', vb. endişelere kapılmadan işinizi, eğlencenizi rahatlıkla yapabilirsiniz. Eğer sırtı duvara dönük bir masa varsa hiç kaçırmayın.
Sadece sırtının duvara dönük olması yetmez tabii ki. Kişinin arada kendini rahatlatması, rahat bir nefes alabilmesi için güzel şeyler de görmesi lazım. Bu iş arkadaşınızın yüzü değil, iç açıcı bir manzara, yoksa ışıktır. Bitki gibi çalıştığınız ortamda zaman içinde ışığa olan ihtiyacınız artacaktır emin olun.
Patronun hemen elinin altında olmayı inanın hiç istemezsiniz. Bütün angarya işleri size yıkması yetmiyormuş gibi, bütün sinirini de elinin altında olduğunuz için sizden çıkaracaktır. Patrondan ne kadar uzak, o kadar iyi.
Kimse arkasından, yanından zırt pırt birinin geçmesini istemez. Hele hele kalabalık bir ofisiniz varsa, girişe yakın masanın etrafındaki trafik iş çıkışı İstanbul trafiği gibi olabilir. Girişlerden, ana koridorlardan mümkün olduğunca kaçının.
Giriş kapısından giren birinin ilk gördüğü bilgisayar monitörü, masa sizinkiyse işiniz zor. Sürekli diken üstündesiniz demektir. Eğer masayı hareket ettirme şansınız yoksa, masa üstü dizaynını gözden geçirin.
Gün içinde tuvalet mebzul kereler kullanılacaktır. Kesif bir koku ile mücadele etmek istemiyorsanız tuvaletlerden olabildiğince uzağa kaçın. Kokusuydu, sesiydi derken umumi hela işletmecisine dönersiniz. Bakın krokide sağ alt köşedeki masa ne kadar da ideal konumlandırılmış. Girişten uzak, arkası duvara dönük, nispeten cama yakın, patrondan uzak... Mis
Sürekli 'pardon', 'ay çarptım mı?', 'ay ay ay kusura bakma', 'biraz müsaade eder misin?', vb. şeyleri söylemek zorunda kalmamak için, kıyıya köşeye sıkıştırılmış masalardan uzak durun. Girişe uzak, arkası duvara dönük diye kendinizi küçücük yerlere hapsetmeyin. 'Öff yeter ama ya gir çık gir çık bu ne be?!' gibi çıkışlara maruz kalmamak için, neymiş? Dar yerlerden uzak duracakmışız.
Hakim bir tepeden ordusunu izleyen muzaffer bir komutan gibi, tüm çalışma arkadaşlarınıza hakim olabileceğiniz bir masa erken terfi almanızı bile sağlayabilir. İzlenmektense izleyen olmaya gayret gösterin.
Hele hele yönetici sekreterinin civarında bir masadan Allah esirgesin. Rüzgarından hasta bile olabilirsiniz. Ne dikkat kalır ne başka bir şey. Sakin, kuytu, ücra köşelere gidin.
Demin 'kendinizi sıkıştırmayın' diyordunuz dediğinizi duyar gibiyim. Aynı şey değil, ücra demek sıkışık demek değil ki? Lütfen yanlış yorumlamalar yapmayalım.
'Hilmi bey yazıcıya bakar mısınız?', 'Selma hanım faks gelecekti?', 'Bir fotokopim var halleder misin?', vb. bir ton angarya, sizinle alakası olmayan işle uğraşmamak için lütfen ofis araç gereçlerinden, faks, yazıcı, tarayıcı, fotokopi, vb. cihazlardan olabildiğince uzakta durun. LÜTFEN!
Bakın burada sütun arkasındaki masayı isteseniz bu kadar güzel ayarlayamazsınız.
Buradaki ofiste nerede oturursanız oturun 3 ay sonra depresyondasınız. Böyle ofislerde güzel masa aramayın boşuna, yoktur.
Bu zamana kadar söylediğimiz hiçbir şeye uymayan, herkesin birbirini, patronun herkesi gördüğü, girişe ve araç gereçlere eşit mesafede konuşlanmış, arkası girişe ve herkese dönük ofis dizaynı. Burada çalışmaktan başka çareniz yok, üzgünüm.
Yukarıdaki ofiste en güzel masanın hangisi olduğunu bulup, nedenleri ile açıklayınız.