Covid-19 salgını sebebiyle neredeyse hepimiz evden çalışmak zorunda kaldık. Bu olağanüstü duruma hızlıca alıştık ve uzaktan çalışmanın sağladığı avantajlar hepimize gayet tatlı geldi. Ofislere dönüşler ufak ufak başlamışken çoğumuz “yaa ne gerek vardı şimdi, iyiydik böyle” modundayız. Ayrıca ofise dönmemek için de gayet mantıklı sebeplerimiz mevcut.
Hatta isterseniz 1 dakika önce uyanın! Bilgisayarı açtığımız an ofisteyiz. Ayrıca mis gibi uykumuzu da alıyoruz. Düzgün bir uyku çekmenin hem sağlığımıza hem de iş performansımıza olumlu etki yaptığına dair bir sürü araştırma varken daha erkenden uyanıp ofise dönmek niye?
Hadi pijama olmasa bile hepimiz evde yatmalık eşofman, evde giymelik tişörtle takılıyoruz. Hele şu yaz günlerinde altımıza pantolon çekip ofisteki deri kaplı sandalyelere oturmayı kim istiyor? Evde rahat rahat giyinmeye alışmışken kim elbiselerin, gömleklerin, ceketlerin, topukluların ve kravatın dünyasına dönmek ister?
Metrobüsü özleyen var mı? İçinde 34 kişi olan minibüse 35.kişiyi almak için boşluklara doğru ilerlemenizi isteyen şoförü? İş saatindeki trafiği? Çalışanları en çok yoran faktörlerin başında “yol” geliyor, bunu hepimiz biliyoruz. Bu yorgunluktan kurtulmuş daha enerjik bir şekilde çalışabiliyoruz. Niye böyle devam etmeyelim?
Makyaj elbette bir tercih, istersen yapmazsın. Ama biliyoruz ki kadınlar için makyaj şartı, bazı ofislerde yazısız bir kural. Uyanıp bilgisayar başına geçmek yeterliyken makyajla zaman kaybetmeye ne gerek var? Tabii online toplantılarda yapmak isteyen yapsın, kimsenin makyajına kimse karışamaz.
Elbette bu da bir tercih, isteyen evinde cips ile de beslenebilir. Ancak ofiste çalışırken ya ofiste çıkan yemeği ya da civar restoranlarda olan yemekleri yiyoruz. Evde ise mutfak tamamen bizim. İstediğimiz şekilde beslenebiliriz.
Klozetin kenarlarına peçeteyi tek tek dizmek kadar çirkin bir şey var mı? Belki siz çok temiz kullanıyorsunuz ama ofis arkadaşlarınızın tuvaleti temiz kullandığından emin misiniz? Evde mis gibi kendi temizlediğiniz tuvalet varken başkalarıyla ortak tuvalet kullanmaya ne gerek var?
Çalışma ortamı tamamen bize ait. Masa düzeni ile ilgili yönetmelikler, gürültü yapanı veya açtığımız müzikten rahatsız olan ofis arkadaşları yok. Çalışmak için bize en uygun ortamı dilediğimiz gibi oluşturabiliyoruz.
Şu an salgın var, evimizden çalışmak çok daha mantıklı. Ancak salgın bittiğinde ofise dönmek yerine home ofis kavramını daha da genişletip kendimizi daha iyi hissettiğimiz; deniz kenarı, park veya sevdiğimiz bir kafede çalışabiliriz. Çalışırken bu denli özgür hissetmek yaratıcılığı da artıran bir faktör.
Anketler var efendi anketler! Yapılan araştırmalara göre; evden çalışan insanlar çok daha mutlu, yaratıcılıkları artıyor, daha verimli çalışıyorlar, iş ve sosyal hayat dengeleri de çok daha iyi durumda. Şimdi sen araştırmalardan elde edilen verileri red mi ediyorsun?
Eminiz ki sizin ofisinizde böyle tipler yoktur. Patronunuz mükemmel bir insan, iş arkadaşlarınız da can dostlarınızdır. Ama öyle ofisler var ki inanır mısınız, patron tam bir kıl olabiliyor. Bu da yetmiyor, bu kıla yaranmak için yapmadığı şebeklik kalmayan sinir bozucu tipler de olabiliyor. Patronun yaptığı az komik espriye “röhaehöhey” nidalarıyla gülen yalakaları ve o esprilere zorla gülüyormuş gibi yapmayı kim özledi ki? Bu tiplerden uzak kalmak insan sağlığı açısından da fazlasıyla önemli.
Sevgili patronlar, şimdi de size sesleniyoruz. Ofiste yapmak zorunda olduğunuz; tuvalet kağıdı, ofis araç gereçleri, sallama çay, kahve, minnoş çalışanlarınız için çikolata, damacana su masrafı gibi masraflar uzaktan çalışma sayesinde ortadan kalkıyor. Oldukça karlı görünüyor değil mi?(Biraz patronlar açısından avantajlarından bahsedelim de hepimizi tekrar ofise çağırmasınlar, şşt çaktırmayın...
“Dünyadaki en samimiyetsiz ortamlar listesi” yapılsa ofis etkinliklerinin olduğu ortamlar kafadan ilk 5’e oynar.Tüm yıl mobbingin dibine vurmuş, çalışanın pestilini çıkarmış yöneticiler “dostlar alışveriş görsün” şeklinde çeşitli yaz etkinlikleri, yeni yıl partisi, kahvaltı etkinlikleri yaparlar. Bu etkinliklerde genelde yöneticiler ve yalakaları çok eğlenmiş gibi yaparken normal çalışanlar “bitse de gitsek” diye düşünür. Uzaktan çalışırken hem bu etkinliklere hem de bunlara para harcamaya da gerek yok. Evet yanlış duymadınız, para harcamaya gerek yok.
Bakın bu konu ciddi. Trafiğe çıkmıyoruz, çevre kirliliği yaratmıyoruz. Evden çalıştığımız için her şey dijitalleşti, kağıt kullanmamıza da gerek kalmıyor İnsanlar karantinadayken doğanın kendini nasıl yenilediğini hepimiz gördük. Doğanın sürdürülebilirliğine olumlu katkı veren bu çalışma şekline devam etsek fena mı olur?
Alınan tüm önlemlere rağmen koronavirüs hala aramızda. Tedbirler gevşediği anda vaka sayıları yükselmeye devam etti. Bu yüzden bir süre daha ofise dönmemek mantıklı olabilir. Yeni normalde de insanların kişisel hijyenine ve sosyal mesafesine daha çok dikkat etmesi gerektiğini düşünürsek, uzaktan çalışmanın iş hayatımızda kalıcı hale gelmesi gayet olası görünüyor.
İstanbul Ankara gibi kalabalık şehirlerin cazibesini azaltması lazım iş konusunda. En azından müşteri hizmetleri gibi yüz yüze gelmesi gerekmeyen işleri başka yerlere aktarmaları lazım. Mesela ing bank müşteri hizmetlerini Gaziantep'e taşıdı bildiğim kadarıyla. Mümkün olduğunca da evden çalışma olması lazım trafiği azaltır ve büyük plazalara da gerek kalmaz.
"Neredeyse hepimiz uzaktan çalışıyoruz" mu? Az bi evden çık da etrafa bak. Sabahtan akşama kadar dinlenmeden çalışıyoruz biz işçiler. Bi de çıkmış şu Beyaz yakalının fildişi kulesinden yazdığına bak. Pijama ile çalışacakmıs. Ne dert ama
Bu uzaktan çalışmak başta çok güzel geliyor ama böyle giderse ilerde çok can yakıcak(gelişmiş Ülkeler için daha büyük)örneğin ABD de 4 bin dolara çalışan yazılımcı için şirket 1 dolar ödeyip belki onu Türkiye’den seçecek.ama faydalarıda var ben uzaktan çalışabilecek bir iş yapmıyorum ama yapsaydım gider yazlık bir yerde yaşardım